Bu diyarda, Elif adında genç bir kız yaşarmış. Elif, her sabah uyandığında hayatında farklı bir yol ayrımına gelirmiş. Bir sabah, çalışmak istediği mesleği seçmek zorundaymış. Diğer sabah, arkadaşlarıyla mı ailesiyle mi vakit geçireceğine karar vermeliymiş. Bu kararlar Elif'i bazen mutlu eder, bazen ise zor duruma sokarmış. Herkes gibi, o da neyin doğru neyin yanlış olduğunu tam bilemeden yaşıyormuş.
Bir gün, Elif kendini büyük bir meydanda bulmuş. Meydanın ortasında, "Bilgelerin Ağacı" denilen devasa bir ağaç varmış. Bu ağacın her yaprağı, insanların hayatlarında verdikleri farklı kararları simgelermiş. Elif, ağacın altına oturmuş ve düşünmeye başlamış: "Hayatım boyunca verdiğim kararlar hep doğru muydu? Ya yanlış seçimler yaptıysam?"
Tam o sırada, ağacın ruhu ortaya çıkmış ve Elif’e bilgece bir bakışla şöyle demiş: "Her insan, bulunduğu zaman ve koşullara göre en iyi tercihi yapar. O an ne biliyorsan, elinde ne varsa, en uygun olanı seçersin. Önemli olan, geçmişteki seçimlere pişmanlıkla değil, öğrenerek bakabilmektir."
Elif, ağacın söylediklerini düşünmüş ve hayatındaki seçimlere geri dönmüş. Zor zamanlar yaşadığı anları hatırlamış, ama o an için elindeki bilgi ve imkanlarla en doğru kararı verdiğini fark etmiş. Belki bazı seçimler onu zorlamıştı, ama o anki koşullara göre yapabileceği en iyisini yapmıştı. Bu farkındalıkla, Elif’in içi huzurla dolmuş. Çünkü anlamış ki, her seçim bir yolculuktu ve o yolculukta insan elinden gelenin en iyisini yapıyordu.
O günden sonra Elif, karşısına çıkan her yeni yol ayrımında korkmadan, elindeki bilgilerle ve hisleriyle en iyi tercihi yapmaya devam etmiş. Çünkü bilirmiş ki, insanlar her zaman, o an için en doğru kararı verir.
Ve gökten üç elma düşmüş: biri kararları öğrenerek kabul edene, biri geçmişin yükünden kurtulana, biri de geleceğe güvenle yürüyene…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder