2024-10-09

Kendi gölgemizle yüzleşmek

“Başka bir insanı anlamak, kendimizi anlamaktan daha kolaydır. Çünkü kendi gölgemizle yüzleşmek cesaret ister.”

Carl Jung’un bu sözü, insanın kendi içsel gerçekleriyle yüzleşmesinin zorluğunu vurguluyor. Başka birini anlamak genellikle yüzeysel ve daha kolaydır, çünkü dış dünyaya bakmak ve başkalarının davranışlarını değerlendirmek, kendi içsel dünyamıza dönüp bakmaktan daha az korkutucudur. Kendi gölgemiz, bilinçaltımızda gizlenen korkular, zayıflıklar, travmalar ve bastırdığımız yönlerdir. Bu gölgeyle yüzleşmek cesaret gerektirir, çünkü kişi, hoşlanmadığı ya da kabul etmekte zorlandığı yanlarıyla karşı karşıya gelir. Ancak, Jung'a göre bu yüzleşme, kişinin gerçek anlamda kendini tanıması ve büyümesi için elzemdir. Diğer insanları anlamak bir nevi kendimizi anlamaktan kaçış olabilir, ama en derin dönüşüm, kendi gölgemizi kabul etmekle başlar.




İnkâr ettiğiniz şey sizi bastırır. Kabul ettiğiniz şey ise sizi dönüştürür.

Carl Jung: “İnkâr ettiğiniz şey sizi bastırır. Kabul ettiğiniz şey ise sizi dönüştürür.”

Carl Jung’un bu sözü, psikolojik büyüme ve kendini kabul etme üzerine derin bir mesaj taşır.

Jung, bilinçdışında bastırılan duyguların, düşüncelerin ve travmaların bireyi kontrol etmeye başladığını, onları inkâr etmenin aslında içsel bir baskıya yol açtığını anlatıyor. 

Kabul etme süreci ise, kişinin kendisiyle yüzleşmesi, zayıf yönlerini, korkularını, acılarını anlaması ve bunları entegre ederek kendini dönüştürmesi anlamına gelir. 

Bu, bireyin kendini tanıması ve gelişmesi için kritik bir adımdır. Kısaca, inkâr edilip bastırılan her şey bizi köşeye sıkıştırır, ama kabul edilen her şey bizi özgürleştirir ve büyütür.


2024-10-08

Sanatçı kimdir?

Sanatçı, yaratıcılığını ve hayal gücünü kullanarak estetik, duygusal veya düşünsel değerler taşıyan eserler üreten kişidir. Bu kişi resim, heykel, müzik, edebiyat, tiyatro, sinema, dans ve performans sanatı gibi birçok farklı alanda faaliyet gösterebilir. Sanatçılar, bireysel deneyimlerinden, toplumsal olaylardan, doğadan veya kültürel unsurlardan ilham alarak, izleyicilerde duygu ve düşünce uyandırmayı amaçlayan eserler ortaya koyarlar.

Sanatçının amacı sadece bir eser yaratmak değil, aynı zamanda insanlara farklı bakış açıları sunmak, estetik bir değer katmak veya bir mesaj iletmektir. Sanatçılar, genellikle özgün ifade biçimleri ve yenilikçi yaklaşımlarıyla tanınırlar.

SeekRNA nedir?

SeekRNA, biyoteknoloji şirketi Moderna tarafından geliştirilen bir RNA tabanlı teknoloji platformudur. Bu platform, genetik hastalıkların tedavisinde, nadir hastalıklar da dahil olmak üzere, çeşitli tıbbi durumlar için yeni tedavi yöntemleri geliştirmeyi amaçlar. SeekRNA, hücrelerde spesifik proteinlerin üretimini düzenlemeye yönelik gelişmiş bir yöntem sunar. Geleneksel mRNA terapilerinin ötesine geçerek, daha kesin ve hedefe yönelik tedavi seçenekleri geliştirilmesine olanak tanır. Bu platformun, gen düzenleme, tedavi edilemeyen hastalıklar için çözümler bulma gibi alanlarda devrim yaratması beklenmektedir.

Ev yaparsan tuğladan kız alırsan Muğla'dan sözü nereden geliyor?

"Ev yaparsan tuğladan, kız alırsan Muğla'dan" sözü, Türkiye'nin Muğla ili ile ilgili yöresel bir deyiştir. Bu söz, Muğla bölgesinin insanlarının sağlam ve güvenilir yapıları, aynı zamanda güzel ve becerikli kızlarıyla ünlü olduğuna dair bir halk inanışını yansıtır. Eski zamanlardan beri Muğla, taş evleri ve doğayla uyumlu mimarisi ile tanınmıştır, bu nedenle "ev yaparsan tuğladan" kısmı bu sağlam ev yapısına bir gönderme olarak kullanılır.

Diğer yandan, "kız alırsan Muğla'dan" kısmı ise Muğlalı kadınların güzelliği, çalışkanlığı, ve iyi eş olma özellikleriyle bilindiğini ifade eder. Bu deyiş, Muğla bölgesindeki toplumsal yapıyı ve kültürel algıları yansıtan esprili ve halk arasında yaygın bir sözdür.

Spiritüel kaçış

Spiritüel bypassing, dinsel, kişisel gelişim ve manevi uygulamalar yoluyla, zorlayıcı duygularla yüzleşmek yerine, bunları geçici olarak görmezden gelmeyi ya da üstünü kapatmayı ifade eden bir kavramdır.

Bu süreçte, bireyler kendilerini dinsel veya spiritüel bir yolculukta geliştirdiklerini düşünürken, aslında derin psikolojik sorunlarını veya travmalarını göz ardı ederler.

Örneğin, bir kişi sürekli pozitif düşünmeye ya da sadece olumlu deneyimlere odaklanarak, olumsuz duygularla yüzleşmekten kaçınabilir. 

Spiritüel öğretileri ve pratikleri, gerçek sorunlarla başa çıkmaktan ziyade, rahatsız edici duyguları bastırmak için kullanabilirler. Bu durum, uzun vadede kişisel ve ruhsal gelişimi engelleyebilir çünkü kaçınılan duygular ve travmalar zamanla büyüyebilir.

Spiritüel bypassing, kişisel farkındalığın derinlemesine gelişmesini zorlaştırdığı gibi, kendini ve başkalarını anlamayı da sınırlandırabilir. 

Gerçek bir manevi yolculuk, sadece olumlu değil, tüm duygularla, acı ve zorluklarla da yüzleşmeyi gerektirir. Bu yüzden spiritüel bypassing’in farkına varmak, daha derin bir iyileşme ve olgunlaşma sürecinin kapılarını açabilir.

"Spiritüel bypassing" için Türkçe'de doğrudan kullanılan bir terim henüz yaygınlaşmamış olsa da, bu kavramı karşılamak için bazı önerilerde bulunulabilir. Örneğin:

1. Ruhsal kaçış: Bu terim, spiritüel bypassing'in anlamını sade ve anlaşılır bir şekilde ifade edebilir. Ruhsal gelişim adı altında zorlayıcı duygulardan veya problemlerden kaçma anlamını taşır.

2. Manevi kaçınma: Spiritüel pratiklerin, acı veren duygularla yüzleşmek yerine kaçınma aracı olarak kullanıldığını vurgulayan bir başka ifade olabilir.

3. Ruhsal atlama: Kişinin, zorlayıcı duyguları aşmak yerine, ruhsal pratiklerle bu duyguları "atladığını" veya bastırdığını ifade eden bir terim olabilir.

Bu tür ifadeler, spiritüel bypassing kavramını Türkçe'de açıklamaya yardımcı olabilir.

Verdiğiniz kilolar nereye gider?

Kilo verdiğinizde, kaybettiğiniz kiloların nereye gittiğini hiç düşündünüz mü? Vücudunuzdaki yağlar, enerji üretimi için parçalanır ve bu süreçte karbondioksit (CO₂) ve suya dönüşür. Örneğin, 10 kg kaybettiğinizde bunun 8,4 kg'ı karbondioksit olarak akciğerlerinizden solunum yoluyla dışarı atılır. Geriye kalan kısım ise suya dönüşerek idrar, ter veya nefes yoluyla vücuttan atılır. Yani, verdiğiniz kilolar aslında hava ve su olarak geri döner.