2024-09-07

Freedompreneur ne demektir?

"Freedompreneur" kelimesi, freedom (özgürlük) ve entrepreneur (girişimci) kelimelerinin birleşiminden oluşur. Bir freedompreneur, özgürlüğüne öncelik vererek işlerini kuran ve yöneten kişiyi tanımlar. Bu kişiler genellikle konum, zaman ve iş yapma şekilleri açısından bağımsız olmayı tercih ederler ve geleneksel iş modellerine bağlı kalmadan esnek bir yaşam tarzı sürdürürler. İnternet üzerinden çalışan dijital göçebeler (digital nomads) veya uzaktan çalışan girişimciler bu kavrama örnek olarak gösterilebilir.

Yutulabilir mide balonu hakkında

Yutulabilir mide balonu, kilo verme amacıyla kullanılan minimal invaziv bir tedavi yöntemidir. Bu yöntem, diyet ve egzersizle kilo veremeyen veya cerrahi işlemlere uygun olmayan kişilere yönelik bir alternatif sunar. İşlem sırasında, yutulabilir bir kapsül şeklinde mide balonu, su veya hava ile doldurularak mideye yerleştirilir. Bu balon mide hacmini azaltarak tokluk hissi oluşturur ve kişinin daha az yemek yemesini sağlar.

Yutulabilir mide balonunun avantajları şunlardır:
- Cerrahi müdahale gerektirmez: Kapsül şeklinde olduğu için yutulabilir, endoskopi veya anesteziye ihtiyaç duyulmaz.
- Geçici bir yöntemdir: Balon genellikle 4-6 ay midede kalır ve daha sonra kendiliğinden söner ve vücuttan atılır.
- Kısa iyileşme süresi: İşlem sonrasında hastalar genellikle kısa sürede normal hayatlarına dönebilir.

Yine de bu yöntem, bazı yan etkilere sahip olabilir:
- Mide bulantısı ve rahatsızlık: İlk günlerde mide bulantısı, kramplar ve rahatsızlık hissi oluşabilir.
- Geçici etkiler: Balon çıkarıldıktan sonra uzun vadeli kilo kontrolü için yaşam tarzı değişiklikleri yapılması gerekir.

Bu yöntemi düşünmeden önce bir sağlık profesyoneline danışmak önemlidir.

Bülbülü Öldürmek

"To Kill a Mockingbird" (Türkçe: "Bülbülü Öldürmek") Amerikalı yazar Harper Lee tarafından 1960 yılında yayımlanan klasik bir roman. Kitap, 1930'ların Amerika'sında, Güney eyaletlerinden biri olan Alabama'da geçiyor ve temel olarak ırkçılık, adalet, önyargılar ve insan doğası üzerine odaklanıyor.

Hikâye, Scout Finch adında genç bir kızın gözünden anlatılıyor. Babası Atticus Finch, adaleti ve insan haklarını savunan bir avukattır. Romanın merkezinde, siyahi bir adam olan Tom Robinson'un, beyaz bir kadına tecavüz etmekle suçlanması ve Atticus Finch'in bu adamı savunma çabası yer alır. Kitap, Amerikan Güneyi'ndeki toplumsal ayrımcılığı ve ırksal önyargıları derinlemesine işlerken, aynı zamanda çocukluk masumiyetine ve yetişkinliğe geçişe dair evrensel temaları da ele alır.

Roman, karakterlerin içsel çatışmaları, toplumsal baskılar ve adalet arayışı etrafında şekillenir. Adalet ve ahlak üzerine derin mesajlar barındıran bu eser, Amerikan edebiyatının en önemli yapıtlarından biri olarak kabul edilir.

2024-09-06

Bağışıklık Sistemi Neden Önemlidir?

Bağışıklık Sistemi Neden Önemlidir?

2024 yılına gelmiş olmamıza rağmen, bağışıklık sistemimizin enfeksiyonlar ve kanser gibi büyük hastalıklara karşı ne kadar kritik olduğunu ve yaşlanma sürecimizi (immünosenesans) nasıl etkilediğini bilmemize rağmen, bu sistemi klinik olarak değerlendirecek bir testimiz yok.

Mevcut Durum

Bağışıklık sistemimizi değerlendirmek için kullanılan yöntemler oldukça basittir. Örneğin, beyaz kan hücrelerinin (nötrofiller) lenfositlere oranına (NLR) bakılarak enflamasyon ve bağışıklık dengesi hakkında kaba bir fikir edinebiliriz. Ancak bu, kişisel düzeyde pek de yararlı olmayan genel bir değerlendirmedir. Bu yüzden çoğu doktor bu değeri dikkate almaz.

Bağışıklık sistemini daha iyi anlamak için çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Örneğin, 2015 yılında, VirScan adlı bir testle sadece bir damla kanla kişinin hangi virüslere maruz kaldığını tespit etmek mümkün oldu. Ancak bu testin yaygın klinik kullanıma ne zaman gireceği ve fiyatının uygun olup olmayacağı belirsizdir.

Bağışıklık Sistemi Üzerine Araştırmalar

COVID-19 pandemisi sırasında T hücrelerinin, özellikle CD4+ ve CD8+ hücrelerinin virüse ve aşıya karşı bağışıklık tepkimizi anlamada ne kadar önemli olduğunu gördük. Ancak bu hücreler için ticari bir test hala mevcut değil, yalnızca araştırma laboratuvarlarında yapılabiliyor.

Bağışıklık sistemini değerlendiren birkaç önemli çalışmaya göz atalım. Örneğin, 135 sağlıklı birey üzerinde 9 yıl boyunca yapılan bir araştırma, T ve B hücreleri, NK hücreleri ve sitokin üretimi gibi bağışıklık sistemi göstergeleri ile klinik sonuçlar arasında bir ilişki buldu. IMM-AGE puanı adı verilen bir ölçüm, ölümlülük riskini tahmin etmekte başarılı oldu.

Bir başka çalışmada, derin öğrenme kullanılarak geliştirilen iAge puanı, 8 ila 96 yaş arasındaki 1,001 katılımcının bağışıklık sistemi göstergeleri ile yaşlanma süreci arasındaki ilişkiyi inceledi. iAge, kronolojik yaş, hastalık yükü, bilişsel gerileme ve kardiyovasküler yaşlanma ile korelasyon gösterdi. CXCL9 adlı bir molekülün, kan damarlarının yaşlanmasında rol oynayan önemli bir faktör olduğu tespit edildi.

Sonuç ve Öneriler

Bağışıklık sistemimizin sağlığı, genel sağlığımız ve hastalıklara karşı savunmamız açısından hayati önem taşır. Bu nedenle, kişisel düzeyde bağışıklık sistemimizi değerlendirebilecek bir testin geliştirilmesi gerekmektedir. Bu test, enfeksiyonlara, kansere ve yaşlanma sürecine karşı savunma yeteneğimizi anlamamıza yardımcı olabilir.

Bağışıklık sisteminin karmaşıklığına rağmen, günümüz teknolojisi ve yapay zeka destekli analizler ile bağışıklık sistemi profillerini çıkarmak mümkündür. Bu alanda yapılan araştırmaların klinik uygulamalara hızla dönüştürülmesi büyük önem taşımaktadır.

https://erictopol.substack.com/p/why-we-need-an-immunome

Beyin Yaşlanmasını Yavaşlatmak

Beyin Yaşlanmasını Yavaşlatmak  

Son zamanlarda yapılan çeşitli araştırmalar, beynin yaşlanma hızının bireyler ve organlar arasında büyük farklılıklar gösterdiğini, bunun ölüm oranıyla bağlantılı olduğunu ve etkileyebilecek birçok faktör olduğunu ortaya koydu. 

Beyin yaşlanması, esas olarak görüntüleme yöntemleriyle ölçülüyor. 50.000 kişiyi kapsayan büyük bir çalışmada, beyin MR'ları kullanılarak yaşlanma modelleri analiz edildi. Bu analizde, belirli beyin bölgelerindeki atrofi ve Alzheimer gibi hastalıklarla ilişkisi incelendi. 

Diğer bir çalışma ise hava kirliliği, sosyoekonomik eşitsizlikler ve sağlık farklılıklarının beyin yaşlanmasını hızlandırdığını gösterdi. 

Beyin yaşlanmasını etkileyen bir diğer faktör, glikoz regülasyonu ile bağlantılı olan HbA1C seviyesidir. Araştırmalar, glikoz düzeylerinin beyin yaşlanmasıyla ilişkilendirilebileceğini ve sağlıklı yaşam tarzının bu durumu iyileştirebileceğini ortaya koydu.

Egzersiz de beyin yaşlanmasını yavaşlatmada önemli bir rol oynar. Beyin MR'ları ve oksijen tüketim seviyeleri üzerine yapılan çalışmalar, kardiyorespiratuvar zindeliğin beyin beyaz maddesi üzerindeki olumlu etkilerini ortaya çıkardı. 

Ek olarak, aralıklı oruç ve sağlıklı beslenmenin yaşlanma hızını yavaşlattığı gösterildi. 

Beyin yaşlanması ile kronik kas-iskelet ağrıları arasında da bir ilişki bulundu. Özellikle diz osteoartriti olan hastalarda beyin yaşlanma hızında artış gözlemlendi. 

Sonuç olarak, beyin yaşlanmasını etkileyen faktörler arasında genetik, yaşam tarzı ve çevresel unsurlar yer alıyor. Özellikle metabolik risk faktörleri, kardiyovasküler sağlık ve inflamasyonun kontrolü, beyin sağlığını korumada büyük önem taşıyor.

https://erictopol.substack.com/p/slowing-the-pace-of-brain-aging

2024-09-05

Sosyal medyada "For You" (Senin İçin) algoritması

Sosyal medyada "For You" (Senin İçin) algoritması, kullanıcılara ilgi alanlarına uygun içerikleri sunmayı amaçlayan bir öneri sistemidir. Bu algoritma, bir kullanıcının platformdaki davranışlarını ve etkileşimlerini analiz ederek kişiselleştirilmiş içerik önerileri sunar. Çalışma prensibi şu temel faktörlere dayanır:

1. Kullanıcı Etkileşimleri: Algoritma, kullanıcının beğendiği, paylaştığı, yorum yaptığı veya kaydettiği içerikleri analiz eder. Bu etkileşimler, kullanıcının ilgi alanlarını anlamaya yardımcı olur ve benzer içerikler önerilir.

2. İzlenme Süresi: Kullanıcının bir içerikte ne kadar zaman geçirdiği, videoları sonuna kadar izleyip izlememesi gibi ölçümler, algoritmanın kullanıcının hangi tür içerikleri daha çok sevdiğini belirlemesine yardımcı olur.

3. Takip Edilen Hesaplar ve Beğeniler: Kullanıcının takip ettiği hesaplar, beğendiği içerikler ve etkileşimde bulunduğu kişiler, algoritmanın öneri yaparken dikkate aldığı önemli unsurlardır.

4. Gizli Etkileşimler: Beğeniler gizli olsa bile, algoritma hala beğenilen içeriklere dayalı öneriler yapabilir. Bu, kullanıcının görünürdeki etkileşimlerini gizli tutarken, arka planda içerik önerme mekanizmasının çalışmasını sağlar.

5. Popüler İçerikler: Platform genelinde popüler olan, hızla etkileşim alan veya trend olan içerikler de algoritma tarafından önerilebilir. Bu sayede kullanıcılar, kişisel ilgi alanlarının yanı sıra geniş kitlelere hitap eden içeriklerle de karşılaşabilir.

6. Makine Öğrenimi: Algoritma, kullanıcı davranışlarını sürekli analiz eden ve kendini geliştiren bir yapay zeka ile çalışır. Zaman içinde kullanıcının tercihleri ve alışkanlıkları değiştikçe, algoritma da bu değişikliklere uyum sağlayarak içerik önerilerini günceller.

Sonuç olarak, "For You" algoritması, kullanıcının platformdaki tercihlerini derinlemesine analiz ederek kişiselleştirilmiş bir içerik akışı sunar. Ancak bu algoritmanın aşırı beğenilere duyarlı olması, kullanıcının daha uç veya radikal içeriklere yönelmesine de neden olabilir, çünkü beğenilen içerikler algoritma tarafından daha sık sunulur.

Sosyal medya platformlarındaki "beğenilerin gizli hale getirilmesi" başlangıçta iyi bir fikir olduğu düşünülse de, bu durum istenmeyen sonuçlara yol açabiliri. 

Özellikle, "for-you" algoritmasının beğenilere çok duyarlı olması nedeniyle, tanınmış kişiler veya influencer'ların daha uç ve tabu içeriklere gizlice beğeni vermeye başlayabilir ve bu içeriklerin algoritma tarafından daha fazla önerilmesi sonucunda, bu kişilerin giderek radikalleşebileceği olasıdır. 

Bu radikalleşme süreci, sadece influencer'ları değil, onların takipçilerini de etkileyerek bir propaganda döngüsü yaratmaktadır. Yazarlar, bu durumu "optimal olmayan" yani istenmeyen bir sonuç olarak değerlendirmektedir.

R. D. Laing’in "Knots" (Kördüğümler) adlı kitabı

R. D. Laing’in "Knots" (Kördüğümler) adlı kitabı, insan ilişkilerindeki karmaşık, dolambaçlı düşünce ve duygu süreçlerini keşfeden, alışılmadık bir eserdir. Laing, geleneksel psikoterapi modellerine karşı eleştirileriyle bilinen bir psikiyatristtir ve bu kitapta insanlar arasındaki iletişim sorunlarını, yanlış anlamaları ve psikolojik "düğümleri" soyut ve şiirsel bir dille işler.

Kitabın Temel Konuları:
- İnsan İlişkilerindeki Çıkmazlar: Kitap, insanların kendileri ve başkalarıyla ilişkilerinde karşılaştıkları, çözülmesi zor veya içinden çıkılması imkansız görünen duygusal ve düşünsel düğümleri metaforlarla betimliyor.
- İletişim Kopukluğu ve Çatışmalar: Laing, insanların birbirleriyle iletişim kurarken nasıl bilinçli ya da bilinçsizce karmaşık oyunlar oynadıklarını ve bunun sonucunda ilişkilerin nasıl sıkışıp kaldığını anlatıyor.
- Psikolojik Düğümler: "Kördüğümler", aile bağlarından romantik ilişkilere kadar farklı alanlarda insanların kendilerini ve başkalarını nasıl duygusal düğümlerle hapsettiklerini gösteriyor.

Kitapta bir anlatı ya da hikaye örgüsü yoktur; bunun yerine, insanlar arasındaki etkileşimlerin soyutlaştırıldığı kısa pasajlar ve şiirsel ifadeler yer alır. Bu yapı, kitabın okuyucuda bir düşünsel deneyim yaratmasını amaçlar ve aynı zamanda psikolojik durumların görselleştirilmesine yönelik bir çalışmadır. Laing'in eserindeki düğümler, genellikle mantık dışı düşünce kalıplarıyla doludur ve bu da insan psikolojisinin çelişkili doğasını vurgular.

Kısaca:
"Knots", insan davranışlarının, ilişkilerinin ve düşüncelerinin ne kadar karmaşık ve birbirine dolanmış olduğunu anlatan felsefi bir inceleme olarak öne çıkar. Kitap, okuyucuyu ilişkilerdeki çelişkili durumları anlamaya ve bu kördüğümleri çözmenin imkansızlığı üzerine düşünmeye davet eder.