2024-09-17

Kim konuşuyor?

Bir zamanlar, uzak diyarların birinde, Lila adında küçük bir kız yaşardı. Lila, göz kamaştırıcı yeşillikler içinde bulunan bir köyde doğmuştu, ama kalbinin derinliklerinde her zaman bir şeylerin eksik olduğunu hissederdi. Günlerini köydeki diğer çocuklarla oynayarak geçirirken, zaman zaman kendi hataları ve duyguları yüzünden kendini suçlar, diğer çocuklar kadar mükemmel olmadığını düşünürdü.

Bir gün, köyün en eski ağacının altında otururken, rüzgarın hışırtısıyla tanımadığı bir ses duydu. Ses, yumuşak ve içten bir tondaydı. "Lila," dedi ses, "neden kendini bu kadar sert yargılıyorsun?"

Lila etrafa baktı ama kimseyi göremedi. "Kim konuşuyor?" diye sordu korkuyla.

Bir an sonra, karşısında zarif, ışık saçan bir peri belirdi. Bu peri, Lila’nın hislerini anlayan bir varlıktı. "Ben Senin İç Sesi'nim," dedi peri. "Kendi kendine karşı çok sertsin. Ama her hatan, her yanlışın, aslında büyümenin bir parçası. Değişim, kendine şefkat gösterdiğinde daha kolay olur."

Lila, perinin söylediklerini düşündü. "Ama ben hata yapmaktan korkuyorum. Diğerleri ne derse desin, hep onların yargılarından kaçmak zorunda hissediyorum."

Peri nazikçe gülümsedi. "Başkalarının yargıları seni bağlamaz, Lila. Senin ruhun özgür. Kendine karşı nazik olmayı öğrenmek ve hatalarına rağmen kendini sevmek, en büyük güçtür. Unutma, kimse mükemmel değildir ve hatalar bizi büyütür."

Lila, perinin söylediklerini kalbinde hissetti. "Kendimi affetmek zor," dedi sessizce.

Peri ellerini kaldırarak sihirli bir dokunuşla Lila'nın kalbine bir ışık yerleştirdi. "Kendine şefkat göstermek için cesaret gerekir. Ama bu cesaret, her gün yeni bir fırsat sunar. Bugünkü hatalarını affet ve yarına sevgiyle bak. Çünkü her gün, yeniden başlamak için bir fırsattır."

O andan itibaren, Lila hayatına yeni bir bakış açısıyla bakmaya başladı. Hatalarını kabullenmeyi, kendine şefkat göstermeyi ve her günün yeni bir fırsat olduğunu anlamıştı. Artık diğerlerinin ne düşündüğüne takılmıyor, kendi iç huzurunu bulmaya odaklanıyordu. Kendisine karşı daha nazik olmayı öğreniyor, büyürken yaptığı hataların onu daha güçlü kıldığını biliyordu.

Ve Lila, her geçen gün kendini daha çok sevmeyi, kendine şefkat göstermeyi öğrenerek büyüdü. Onun hikâyesi, kendine şefkat gösteren herkesin masalına dönüştü.

Ve böylece, Lila'nın masalı, başkalarının yargılarına kulak asmadan, hatalarımızı kabul ederek, kendimizi sevmeyi öğrenmenin gücünü anlatan bir öğreti olarak yayıldı.

Masal bitti, ama Lila'nın hikâyesi her yürekte devam etti.


Hiç yorum yok: