2024-09-14

Kendini akışta bulmak

Bir varmış, bir yokmuş. Uzak diyarların birinde, her şeyi merak eden küçük bir kız çocuğu yaşarmış. Adı Elif'miş. Elif, her gün ormanın derinliklerinde dolaşır, ağaçların yapraklarını, kuşların cıvıltılarını dinler ve kendine hep aynı soruyu sorarmış: "Ben kimim?"

Bir gün, Elif ormanda yürürken karşısına yaşlı, bilge bir kaplumbağa çıkmış. Kaplumbağa, ağır ağır yürüyen ama gözlerinde bilgelik dolu bir parıltıyla Elif'e bakmış. Elif heyecanla sormuş: "Kaplumbağa dede, sen hayatın içinde kendini nasıl buldun?"

Kaplumbağa yavaşça gülümsemiş ve başlamış anlatmaya:

"Bir zamanlar ben de senin gibiydim, Elif. Hayatın içinde kim olduğumu anlamaya çalışıyordum. Hızlı gitmek istiyor, her şeyi hemen bilmek istiyordum. Ama fark ettim ki, hayat aslında bir yolculuk. Kendini tanımlamak, bu yolculuğun küçük anlarını keşfetmekle ilgili.

Yolculuklarımdan birinde, gökyüzüne bakıp bulutların şekillerini izledim. Onlar her an değişiyordu, tıpkı benim gibi. Hayatın içinde kendini tanımlamak demek, tıpkı o bulutlar gibi her an değişebilmek demekti. Bir gün sakin, bir gün fırtınalı olabiliriz, ama her zaman gökyüzünde varız.

Sonra bir derenin yanında durdum ve suların akışını izledim. Su, her engelin etrafından dolaşıyor, kendine yeni yollar buluyordu. O anda anladım ki, hayatın içinde kim olduğunu bulmak demek, su gibi esnek olmak, değişime ve zorluklara karşı akışkan kalmak demekti.

Son olarak, bir gün yaşlı bir meşe ağacının altında durdum. Kökleri derinlere inmiş, dalları göğe uzanıyordu. İşte o anda, kendimi tanımlamanın sadece içsel bir keşif değil, aynı zamanda çevremle olan bağlantılarımla ilgili olduğunu anladım. Biz de tıpkı o ağaç gibiyiz, köklerimiz geçmişte, dallarımız gelecekte, ama en önemli an şimdiki zaman."

Elif, Kaplumbağa dede'nin sözlerini dikkatle dinlemiş ve derin bir nefes almış. "Yani hayatın içinde kendimi tanımlamak, değişimi kucaklamak, esnek olmak ve her anın tadını çıkarmak mı?" diye sormuş.

Kaplumbağa başını sallamış. "Evet, Elif. Kendini tanımlamak, sabit bir şey değil. Hayatın ritmiyle uyum içinde olman ve içindeki cevheri keşfetmenle ilgili."

O günden sonra Elif, her gün ormanda gezintiye çıkıp yeni şeyler keşfetmiş, her keşifte kendisini biraz daha anlamış. Çünkü artık biliyormuş ki, hayatın içinde kendini tanımlamak bir sonuca ulaşmak değil, yolculuğun kendisiymiş.

Ve böylece Elif, hayatın içinde değişen, büyüyen ve her an kendini yeniden keşfeden biri olmuş. Masal bu ya, Elif’in hikâyesi de bitmemiş, tıpkı hayat gibi...

Hiç yorum yok: