2024-08-20

Ağ yapısının yönetim üzerindeki etkisi

İş dünyasında sıkça tekrarlanan ancak pratikte uygulanması zor olan kavramlardan biri de işbirliğidir. Teoride herkes işbirliğini destekler, ancak pratiğe dökmekte zorlanır. Bunun nedenlerine bakalım.

İşbirliğini bir ağ yapısı olarak düşünebiliriz. 

Bu, küçük bir proje ekibinden tüm şirket ekosistemine kadar geçerlidir. İşbirliğinin başarılı olması için doğru ağ yapılarının kurulması gerekir. Rob Cross ve Inga Carboni'nin araştırmalarına göre, işbirliğini engelleyen altı temel ağ yapısı vardır.  

1. Merkez-Çevre Ağları: Geleneksel hiyerarşik organizasyonlar. Merkezde bir veya birkaç kişi bulunur, tüm çevre (çalışanlar, bayiler vb.) onlara bağlıdır. Bu merkeziyetçi yapı, yaratıcı fikirlerin yeşermesini engeller ve vasatlığı teşvik eder.

2. Yalıtılmış Ağlar: Birbiriyle etkileşime girmeyen, farklı telden çalan ekipler (örneğin birbirinden habersiz pazarlama ve üretim). Bu yapı, projelerin başarısız olmasına ve fırsatların kaçmasına yol açar.

3. Çakışan Ağlar: Az sayıda kişinin birden fazla projede yer alması. Bu durum, işbirliğini zorlaştırır, zaman yönetimini aksatır ve organizasyonun genel kapasitesinin kullanılmasını engeller.

4. Tıkanan Ağlar: Belirli bir kişi veya grubun iş akışının kritik bir noktasında yer alması. Bu durum, işlerin yavaşlamasına ve alternatif bir hiyerarşi oluşmasına neden olabilir.

5. Parçalanmış Ağlar: Görev tanımlarının belirsiz olduğu veya gruplar arasındaki bağlantıların zayıf olduğu yapılar. Bu yapı, işbirliği görüntüsü verse de pratikte işlemez.

6. Yanlış Hizalanmış Ağlar: Birimler arası bağlantılar vardır, ancak bu bağlantılar şirketin stratejik hedefleriyle uyumlu değildir. Bu durum, kaynakların yanlış yerlerde yoğunlaşmasına ve önemli işlere zaman ayrılmamasına neden olur.

Günümüzde yönetim, doğru ağ yapılarını kurup yönlendirebilme yeteneğine bağlıdır. Hedeflere ulaşmak için doğru ağ yapılarını kurmak şarttır.

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/neden-isbirligi-yapamiyorsunuz/761615

Hiç yorum yok: