2025-05-01

Gel, artık kendinle gerçek bir şekilde tanış.

Kaçınmanın Ardındaki Davet: Kendinle Gerçek Bir Karşılaşma

Günlük hayatımızda çoğu zaman kendimizden kaçarız. Zor duygularla, acı veren anılarla, rahatsız edici düşüncelerle yüzleşmek istemeyiz. 

Bu yüzden sessizliği gürültüyle bastırırız, yalnızlığı kalabalıklarla unuturuz, iç sesimizi dış dünyanın hengamesinde boğarız. Ancak her kaçınma, aslında bir çağrıdır; daha derin, daha dürüst bir karşılaşmaya açılan bir kapıdır.

Kaçtığımız şey neyse — bir travma, bir eksiklik hissi, bir yetersizlik korkusu ya da kendimize itiraf edemediğimiz bir arzunun gölgesi — aslında bizi kendimize daha çok yaklaştırmak ister. 

Çünkü içsel bütünlüğümüz, ancak karanlık yönlerimizi de kucakladığımızda tamamlanır. Kaçındığımız her duygu, görünmek ve anlaşılmak ister. Bastırdığımız her düşünce, duyulmak için bir yol arar.

Kaçınmak kısa vadede bir rahatlama sunsa da uzun vadede içsel bir yabancılaşmaya neden olur. Oysa yüzleşmek, ilk başta zor olsa da zamanla bir özgürlük alanı yaratır. Kendimizle dürüstçe karşılaşmak; kırılganlığımızı, güvensizliğimizi, çelişkilerimizi ve arzularımızı kabul etmek, aslında insan olmanın özüdür.

Bu yüzden her kaçınma ânında, kendimize şu soruyu sormamız gerekir: “Gerçekte neden kaçıyorum? Neyle yüzleşmek beni bu kadar korkutuyor?” Belki de tam da o noktada, içsel dönüşümümüzü başlatacak cevabı bulacağız.

Kendinden kaçmak, kendini inkâr etmektir. Ama kendine dürüstçe bakmak, kendiyle barışmanın ilk adımıdır. Her kaçınmanın ardında bir çağrı vardır: "Gel, artık kendinle gerçek bir şekilde tanış."



Hiç yorum yok: