Hikikomori: Modern Toplumda Geri Çekilmenin Anatomisi
Tanım ve Kökeni
Hikikomori (引きこもり), Japonca bir terimdir ve kelime anlamı olarak “içeri çekilmek” ya da “kendini eve kapatmak” anlamına gelir. İlk olarak 1990’lı yıllarda Japonya’da gözlemlenmeye başlanan bu kavram, toplumdan uzun süreli fiziksel geri çekilmeyi ifade eder. Genellikle aylarca, bazen yıllarca evinden hatta odasından çıkmayan bireyleri tanımlar.
Hikikomori terimi zamanla sadece Japonya’ya özgü bir olgu olmaktan çıkmış, Güney Kore, Çin, ABD, İtalya, Fransa gibi ülkelerde de gözlemlenen küresel bir psikososyal sorun hâline gelmiştir.
Tanısal Kriterler
Japonya Sağlık Bakanlığı'na göre bir bireyin hikikomori olarak tanımlanabilmesi için şu koşulların sağlanması gerekir:
- En az 6 ay süreyle sosyal izolasyon,
- Evden ya da odadan nadiren çıkma (haftada bir kereden az),
- İş, okul, arkadaş çevresi gibi sosyal rollerden tamamen kopma,
- Bu durumun bir psikiyatrik hastalıkla tamamen açıklanamaması (örneğin şizofreni dışlanır).
Ancak birçok vakada depresyon, anksiyete bozuklukları, otizm spektrum bozuklukları ya da travma sonrası stres bozukluğu gibi tanılarla örtüşmeler görülebilir.
Nedenleri
Hikikomori’nin nedenleri çok boyutludur. Bunlar bireysel, ailesel ve toplumsal etkenlerin bir kombinasyonu olabilir:
-
Toplumsal Baskı ve Başarı Odaklı Kültür: Özellikle Japonya’da, genç bireyler üzerinde okul başarısı, üniversiteye giriş sınavları ve iş bulma gibi konularda yoğun baskılar vardır. Bu baskı, bazı bireylerin toplumsal rekabete girmektense geri çekilmesine neden olabilir.
-
Aile Dinamikleri: Aşırı koruyucu, bağımlılık geliştiren ebeveyn-çocuk ilişkileri; özellikle "amae" kültürü (çocuğun aileye bağımlılığının normal karşılanması), bireyin dış dünyayla sağlıklı bağ kurmasını engelleyebilir.
-
Psikiyatrik Eş Tanılar: Sosyal fobi, anksiyete bozukluğu, depresyon gibi ruhsal durumlar genellikle hikikomori davranışını tetikleyen zemin hazırlayıcı etkenlerdir.
-
Teknoloji ve Dijitalleşme: Video oyunları, sosyal medya ve dijital dünyada geçirilen uzun süreler, bireylerin fiziksel sosyal etkileşime olan ihtiyacını azaltabilir.
Belirtiler ve Yaşam Tarzı
- Kendi odasında yaşama ve sadece temel ihtiyaçlar için dışarı çıkma (ya da hiç çıkmama),
- Aileyle minimum düzeyde iletişim kurma,
- Uyku düzeninde bozulmalar, tersine dönen biyolojik saat,
- Genellikle gece uyanık kalıp gündüz uyuma,
- Yeme düzeninde bozukluklar ve fiziksel aktivite eksikliği.
Toplumsal ve Kültürel Yansımaları
Hikikomori olgusu, sadece bireysel bir durumdan ibaret değildir. Toplumun yapı taşlarıyla yakından ilişkilidir. Bu kişiler "görünmez vatandaşlar" hâline gelerek üretkenliğin dışında kalmakta, sosyalleşme süreçlerine katılamamaktadır. Japonya gibi yaşlanan nüfusa sahip ülkelerde bu bireylerin bakımını sürdüren ebeveynlerin yaşlanmasıyla birlikte “8050 sorunu” (80 yaşında ebeveyn ve 50 yaşında hikikomori çocuk) gündeme gelmektedir.
Tedavi ve Müdahale Yaklaşımları
Hikikomori’ye yaklaşımda çok disiplinli bir bakış açısı gereklidir:
- Evde Psikososyal Müdahale: Danışman, terapist veya sosyal hizmet uzmanlarının ev ziyaretiyle bireyle güvene dayalı ilişki kurması hedeflenir.
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Özellikle sosyal anksiyeteyi azaltmaya ve yeniden toplumsal katılımı sağlamaya yönelik terapiler uygulanabilir.
- Aile Terapisi: Aile içi ilişkilerin sağlıklı hâle getirilmesi, bağımlılık ilişkilerinin çözülmesi önemlidir.
- Destek Grupları ve Rehabilitasyon Programları: Topluma yeniden kazandırmayı amaçlayan yapılandırılmış sosyal programlar etkili olabilir.
- Dijital Müdahaleler: Online terapiler ve kontrollü dijital ortamlar, evden çıkamayan bireyler için ilk temas alanı olabilir.
Sonuç
Hikikomori, bireyin yalnızca kendisiyle değil, aynı zamanda toplumun yapısıyla da ilişkili olan bir "geri çekilme biçimi"dir. Modern dünyanın hızla değişen beklentileri, yalnızlaşan bireyler ve artan psikolojik baskılarla birlikte, bu tür durumların daha görünür hâle gelmesi olasıdır.
Bireyleri tekrar sosyal yaşama kazandırmak için empatiye, anlayışa ve çok katmanlı müdahalelere ihtiyaç vardır. Hikikomori, bir çağın sessiz çığlığıdır — duyulmayı ve anlaşılmayı bekleyen.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder