2025-05-16

John R. Searle'ün The Construction of Social Reality adlı kitabı

John R. Searle'ün The Construction of Social Reality (1995) adlı kitabı, toplumsal gerçekliğin doğasını felsefi bir zeminde açıklamaya çalışan önemli bir çalışmadır. 

Kitap, fiziksel dünyadan farklı olarak var olan sosyal olguların nasıl meydana geldiğini, nasıl sürdürüldüğünü ve bunların dil, bilinç ve kolektif kabullerle olan ilişkisini ele alır.  


The Construction of Social Reality – John R. Searle

1. Giriş: Gerçekliğin İki Türü

Searle, gerçekliği ikiye ayırır:

  • Doğal (brute) gerçeklik: İnsan zihninden bağımsız olan, fiziksel dünya (örneğin dağlar, atomlar, güneş).
  • Toplumsal (institutional) gerçeklik: İnsan etkileşimleri ve kolektif kabuller sayesinde var olan gerçeklik (örneğin para, evlilik, mülkiyet, devlet).

Toplumsal gerçeklik doğal gerçekliğe dayanır ama onunla özdeş değildir.

2. Sosyal Gerçekliğin Temeli: "X counts as Y in context C"

Searle’ün temel formülü: “X, C bağlamında Y olarak kabul edilir.”

Bu formül, sosyal olguların nasıl yaratıldığını açıklar. Örneğin:

  • Bir kâğıt parçası (X), toplumsal bağlamda (C), "para" (Y) olarak kabul edilir.

Bu tür kurumlar dilsel ifadeler ve kolektif kabullerle sürdürülür. Hiçbir birey tek başına bu gerçeklikleri yaratamaz; toplumun ortak kabulleri gereklidir.

3. Kurumsal Gerçeklik Nasıl İnşa Edilir?

Searle'e göre sosyal gerçeklik üç temel unsura dayanır:

  • Kolektif niyetlilik (collective intentionality): İnsanların birlikte bir şeyi amaçlama kapasitesi.
  • Durum atamaları (status functions): Nesnelere veya kişilere, belirli toplumsal işlevler yükleme (örneğin, bir kişiye “başkan” sıfatı verilmesi).
  • Dil: Bu işlevleri ifade etme, iletme ve sürdürebilme aracı.

Kurumsal gerçeklikler, bu üç unsur sayesinde sürekli yeniden üretilir ve sabit tutulur.

4. Kurumsal Gerçekliğin Dayanıklılığı

Kurumsal gerçeklikler bireylerden bağımsız gibi görünse de, aslında kolektif inançlara dayanır. Ancak bu gerçeklikler:

  • Hukuk, siyaset, ekonomi gibi alanlarda çok güçlüdür.
  • Kurallar aracılığıyla yapılandırılırlar.
  • Sanki fiziksel gerçeklik kadar “gerçekmiş” gibi işlev görürler.

5. Gerçeklik ve Dil

Searle, dili sosyal gerçekliğin kurulmasında merkezi bir konuma yerleştirir. "Konuşma edimleri" (speech acts), sadece iletişimi değil, aynı zamanda sosyal yapıyı kurmayı ve sürdürmeyi sağlar.

Bir kişinin "Seni evli kabul ediyorum" demesi, uygun bağlamda ve uygun otoriteyle söylendiğinde bir gerçekliği değiştirir: kişi artık evlidir.

6. Bilinç ve Nesnellik

Searle, sosyal gerçekliğin epistemolojik olarak nesnel, fakat ontolojik olarak öznel olduğunu savunur.

  • Yani: "Para vardır" ifadesi herkes için nesnel olarak doğru olabilir (epistemik nesnellik),
  • Ama bu varlık, kolektif insan inancına bağlıdır (ontolojik öznelik).

7. Gerçekliğin Katmanlı Yapısı

Searle'e göre dünyadaki olgular katmanlar halinde yapılandırılmıştır. Fiziksel gerçekliğin üstüne sosyal gerçeklik "inşa edilir", ama bu üst katman alttakine dayanır. Yani toplumsal olgular, fiziksel temeller üzerine kurulmuş insan inşalarıdır.


Kitabın Önemi

Searle’ün bu çalışması:

  • Sosyal bilimler ile analitik felsefeyi buluşturur.
  • Sosyoloji, antropoloji, dilbilim ve hukuk gibi alanlara ontolojik temel sunar.
  • Gerçekliğin sadece fiziksel değil, aynı zamanda sosyal olarak da "inşa edildiği" fikrini rasyonel temellere oturtur.

Hiç yorum yok: