2024-07-18

Japonya'nın "Gizli Kültürü": Sessizlik

Japonya'nın "Gizli Kültürü": Sessizlik

Konuşma veya faaliyet aralarındaki sessizlik anları, Japonya'nın "gizli kültürü" olarak adlandırılabilir ve bu, Japonların nasıl etkileşimde bulunduğunu ve uluslararası arenada nasıl hareket ettiklerini anlamanın anahtarıdır.
Gizli ve Sessiz

Japonya bugün, çok kültürlü bir toplum olup, birçok milletten, yaşam tarzından ve kültürel geçmişten insanlara ev sahipliği yapmaktadır. Geçmişte, "kültürler arası değişim" sadece birkaç kişinin deneyimleyebileceği bir kavramken, bugün hepimize daha yaygın ve erişilebilir hale gelmiştir.

Bu değişimle birlikte ve yanlış anlamalar, önyargılar ve iletişim engelleri gibi daha geniş uluslararası eğilimler karşısında, "gizli kültür" kavramına artan bir ilgi gözlemliyoruz.

Geleneksel Japon sahne sanatları olan kabuki, nō veya rakugo performanslarını izleyenler, muhtemelen Japon kültürüne özgü bir özellik olan ma (間) kavramını fark etmişlerdir. 

Bu sanat formlarında eylem veya diyalog arasındaki sessizlik anları, anlatının merkezinde olan birçok şeyi iletebilir. Günlük yaşamda da Japonlar, bu kavramı kullanarak, konuşmalarında veya kişiler arası ilişkilerinde belirli bir durgunluğu koruyarak ona anlam yüklerler.

Japonca'da kullanılan ma terimi, zaman veya mekan arasındaki bir boşluğu ifade eder. Japonların, bu tür boşluk kavramını insanlar arası ilişkilerinde de uyguladıkları ve bu durumun aralarındaki mesafeyi güçlendirdiği belirtilmiştir. Bu, "durgunluğu" bir "hareket" unsuru veya "yokluğu" bir "varlık" unsuru olarak sınıflandırmak gibidir.

Kenarda Oturmak?

Aynı şey Japon siyaseti için de söylenebilir. İç veya dış meselelerde, birçok önemli olay Japon politika yapıcıları tarafından sessizce gözlemlenir. Son yıllarda, Afganistan'daki büyük çatışmalar veya Gazze'deki İsrail-Hamas çatışması gibi olaylar sonrası, Japonya'nın resmi yanıtı genellikle sessiz izlemek olmuştur.

Uluslararası arenada, Japonya'nın klasik yaklaşımı geri durmak, hemen harekete geçmeden önce diğer ülkelerin ne yapacağını ve kamuoyu rüzgarlarının hangi yönde estiğini gözlemlemektir. İç politikada ise, bir politikacının gafı veya kurumsal bir skandal, durup durumu izlemek için ideal bir zaman olarak görülür. Başbakan Kishida Fumio da, çevresinde gelişen olayları sessizce izlerken "Japonya halkının yaşamlarını ve refahını korumak benim görevim" gibi klişeleri dile getirir. Burada dünyada değişim yaratan bir güce sahip olma arzusu yoktur; dünyayı yönlendirme girişiminde bulunmanın yalnızca sorumluluk almakla sonuçlanacağına inanır.

Japonca iletişim kuranlar, genellikle tartışmalarında açıkça mantıksal yaklaşımlardan kaçınırlar. Arap dünyasındaki politikacılar gibi, diğerlerinin desteğini kazanmak için ikna edici teknikler kullanmazlar; bunun yerine, sözel beceriksizlikleri ortaya çıktığında duyguya hitap ederler. Farklı bir açıdan bakıldığında, ideolojiden çok insan bağlantısına değer verdiklerini söyleyebiliriz - bu, daha "doğal" düşünme yollarına değer verdiklerinin bir yansıması olabilir.

https://www.nippon.com/en/japan-topics/c14004/japan%E2%80%99s-hands-off-hidden-culture-of-stillness.html 
Almoamen Abdalla

Hiç yorum yok: