Lacan’ın psikanalitik teorisinde yatay eksen, sembolik düzenin anlam üretiminde ve öznenin talep (demand) ile arzu (desire) arasındaki ilişkisinde kritik bir rol oynar.
Ferdinand de Saussure’ün dilbilimsel modelinden esinlenen Lacan, yatay ekseni, göstergelerin (signifiers) doğrusal dizilişi ve metonimik ilişkiler aracılığıyla anlamın nasıl oluştuğunu açıklamak için kullanır.
Yatay eksen, öznenin Öteki’ye yönelttiği talebin ve bu talebin altında yatan arzunun dinamiklerini anlamada önemlidir. Bu bağlamda, Öteki’nin eksikliği (“Ⱥ”) ve arzunun tatmin edilemez doğası, yatay eksenin işleyişiyle yakından bağlantılıdır.
1. Lacan’ın Dilbilimsel Çerçevesi ve Yatay Eksen
Lacan, bilinçdışını “dil gibi yapılandırılmış” olarak tanımlar ve Saussure’ün dilbilim teorisini psikanalize uyarlar. Saussure’e göre dil, iki temel eksen üzerinden işler:
- Yatay Eksen (Syntagmatic Axis): Kelimelerin ya da göstergelerin bir cümledeki doğrusal dizilişiyle ilgilidir. Anlam, kelimelerin bir araya gelme sırası ve bağlamıyla oluşur. Örneğin, “Ben seni seviyorum” cümlesinde kelimeler yatay eksen boyunca dizilir ve anlam bu dizilişten doğar.
- Dikey Eksen (Paradigmatic Axis): Bir göstergenin, onun yerine geçebilecek diğer göstergelerle olan ilişkisini ifade eder ve metaforik ikamelerle bağlantılıdır.
Lacan, yatay ekseni metonimi ile ilişkilendirir.
Metonimi, bir şeyin bir parçası ya da onunla ilişkili bir unsurla temsil edilmesidir (örneğin, “taç” krallığı ifade eder).
Yatay eksen, öznenin talebinin ve arzunun sembolik düzendeki doğrusal akışını anlamak için kullanılır. Bu eksen, öznenin Öteki’ye yönelttiği taleplerin ve bu taleplerin ardındaki tatmin edilemez arzunun nasıl işlediğini gösterir.
2. Yatay Eksen ve Sembolik Düzen
Yatay eksen, sembolik düzenin dilsel ve toplumsal yapısında anlamın nasıl üretildiğini açıklar.
Sembolik düzen, dilin, yasanın ve toplumsal normların alanıdır; öznenin kimliği ve arzusu bu düzen içinde şekillenir.
Yatay eksen, göstergelerin ardışık dizilişiyle anlamın oluştuğu bir zincir gibidir (chaîne signifiante).
Bu zincir, öznenin Öteki ile ilişkisini ve taleplerini ifade etme biçimini yapılandırır.
- Metonimik Süreç: Yatay eksen, metonimik bir süreçtir; bir gösterge, anlamı başka bir göstergeye kaydırır. Örneğin, bir özne “sevgi” talep ettiğinde, bu talep yatay eksen boyunca başka taleplerle (örneğin, onay, ilgi, güvenlik) bağlantılı hale gelir. Bu kayma, arzunun sürekli yer değiştirmesini yansıtır.
- Öteki ile İlişki: Öteki (Autre), dilin ve sembolik düzenin temsilcisi olarak, öznenin taleplerinin yöneldiği alandır. Yatay eksen, öznenin Öteki’ye taleplerini nasıl dizdiğini ve bu taleplerin ardındaki arzuyu nasıl gizlediğini gösterir.
3. Talep ve Arzu Arasındaki İlişki
Lacan’da talep (demand) ve arzu (desire), birbirine bağlı ancak farklı kavramlardır.
Yatay eksen, bu iki kavramın sembolik düzendeki etkileşimini anlamak için temel bir çerçeve sunar.
- Talep (Demand): Talep, öznenin Öteki’ye yönelttiği somut bir istektir. Örneğin, bir çocuk annesinden yiyecek, sevgi ya da ilgi talep edebilir. Ancak Lacan’a göre, talep her zaman yüzeysel bir ihtiyaçtan fazlasını içerir; öznenin Öteki’den istediği şey, nihai olarak “mutlak sevgi” ya da “tamamlanma”dır. Talep, yatay eksen boyunca ifade edilir; öznenin istekleri, dildeki göstergeler zinciri aracılığıyla dizilir.
- Arzu (Desire): Arzu, talebin ötesinde, bilinçdışında yatandır ve asla tam olarak ifade edilemez ya da tatmin edilemez. Arzu, Öteki’nin eksikliği (“Ⱥ”) ile bağlantılıdır; özne, Öteki’den tam bir tatmin bekler, ancak Öteki bu tatmini sağlayamaz. Arzu, yatay eksen boyunca metonimik olarak kayar; bir nesneden diğerine, bir talepten diğerine geçer.
- Talep ve Arzu Arasındaki Boşluk: Lacan’a göre, talep ile arzu arasında bir boşluk vardır. Talep, belirli bir nesneyi (örneğin, sevgi, onay) hedefler, ancak bu nesne arzuyu tam olarak kapsamaz. Arzu, objet petit a (küçük a nesnesi) ile ilişkilidir; bu nesne, öznenin arzuladığı şey gibi görünür, ancak gerçekte bir yanılsamadır. Yatay eksen, bu boşluğu ve arzunun sürekli kaymasını gösterir.
4. Yatay Eksen ve Objet Petit a
Objet petit a, öznenin arzusunun nesnesi gibi görünen, ancak asla tam olarak elde edilemeyen şeydir.
Yatay eksen, bu nesnenin metonimik olarak nasıl kaydığını ve öznenin taleplerinin ardındaki arzunun nasıl gizlendiğini açıklar. Örneğin, bir kişi bir sevgiliden sevgi talep edebilir (talep), ancak gerçekte istediği şey, Öteki’nin sağlayamayacağı mutlak bir tamamlanmadır (arzu).
- Metonimik Kayma: Yatay eksen boyunca, objet petit a sürekli yer değiştirir. Örneğin, bir özne “başarı”yı arzular, ancak bu başarı bir statü sembolüne, bir ilişkiye ya da başka bir nesneye kayar. Bu kayma, arzunun tatmin edilemez doğasını yansıtır.
- Öteki’nin Eksikliği (“Ⱥ”): Öteki’nin eksikliği, arzunun neden tatmin edilemediğini açıklar. Yatay eksen, öznenin taleplerinin Öteki’ye yöneldiği doğrusal bir zincir olsa da, bu zincir hiçbir zaman tam bir anlam ya da tatmin üretemez. “Ⱥ”, sembolik düzenin bu yapısal eksikliğini temsil eder.
5. Yatay Eksen ve Bilinçdışı
Bilinçdışı, Lacan’a göre “dil gibi yapılandırılmıştır” ve yatay eksen, bilinçdışındaki metonimik süreçleri anlamak için kullanılır. Rüyalar, dil sürçmeleri ve serbest çağrışımlar, yatay eksen boyunca göstergelerin nasıl kaydığını gösterir.
Örneğin, bir hastanın “anne” kelimesi, yatay eksen boyunca sevgi, kayıp ya da koruma gibi başka göstergelere bağlanabilir.
Bu kayma, öznenin taleplerinin ardındaki arzuyu açığa çıkarır.
Psikanalitik seansta, analist, hastanın söylemlerindeki yatay ekseni izler.
Hastanın talepleri (örneğin, “Onaylanmak istiyorum”) yatay eksen boyunca dizilir, ancak bu taleplerin ardında yatan arzu (örneğin, Öteki’nin mutlak sevgisi) bilinçdışında gizlidir.
Analist, bu kaymaları çözerek öznenin arzularını ve çatışmalarını anlamaya çalışır.
6. Yatay Eksen ve Sembolik Düzenin Eksikliği
Yatay eksen, sembolik düzenin anlam üretimindeki sınırlarını da ortaya koyar.
Öteki’nin eksikliği (“Ⱥ”), yatay eksen boyunca taleplerin ve arzunun sürekli kaymasının nedenidir.
Öznenin talepleri, dildeki göstergeler zinciriyle ifade edilir, ancak bu zincir hiçbir zaman tam bir tatmin sağlayamaz.
Örneğin, bir özne “mutluluk” talep edebilir, ancak bu talep yatay eksen boyunca başka nesnelere (para, ilişki, başarı) kayar ve arzu tatmin edilemez kalır.
Bu eksiklik, öznenin travmatik bir gerçekle karşılaşmasına yol açar: Öteki, öznenin arzuladığı mutlak tamamlanmayı sağlayamaz.
Lacan’ın “Gerçek” (Réal) dediği bu alan, sembolik düzenin kapsayamadığı bir boşluktur ve yatay eksenin sınırlarını gösterir.
7. Klinik ve Kültürel Bağlamlarda Yatay Eksen
- Klinik Uygulama: Psikanalitik seansta, yatay eksen, hastanın taleplerinin ve söylemlerinin doğrusal akışını analiz etmek için kullanılır. Örneğin, bir hasta “Sevilmek istiyorum” dediğinde, bu talep yatay eksen boyunca başka taleplere (onay, güvenlik) kayabilir. Analist, bu kaymaları izleyerek öznenin bilinçdışındaki arzuyu ortaya çıkarır.
- Kültürel Bağlam: Modern toplumda, yatay eksen, tüketim kültürü ve medya aracılığıyla arzunun nasıl yönlendirildiğini gösterir. Reklamlar, öznelere belirli nesneler (örneğin, bir araba, bir tatil) talep etmeyi önerir, ancak bu nesneler yatay eksen boyunca başka arzulara kayar (statü, özgürlük, mutluluk). Bu kayma, Öteki’nin eksikliğini (“Ⱥ”) yansıtır: Hiçbir nesne öznenin arzusunu tam olarak tatmin edemez.
8. Sonuç
Lacan’ın yatay eksen, sembolik düzenin metonimik işleyişini ve öznenin talep ile arzu arasındaki ilişkisini anlamak için temel bir kavramdır.
Yatay eksen, öznenin Öteki’ye yönelttiği taleplerin doğrusal zincirini ve bu taleplerin ardındaki arzunun sürekli kaymasını gösterir.
Öteki’nin eksikliği (“Ⱥ”), taleplerin neden tam bir tatmin sağlayamadığını ve arzunun neden tatmin edilemez olduğunu açıklar. Objet petit a, bu kaymanın nesnesi olarak, öznenin arzusunun yanılsamalı doğasını temsil eder.
Yatay eksen, dilin, bilinçdışının ve arzunun dinamiklerini anlamada bir köprü görevi görür.
Özne, Öteki’den tamamlanma talep eder, ancak yatay eksen boyunca bu taleplerin kayması, sembolik düzenin sınırlarını ve Öteki’nin eksikliğini ortaya koyar.
Bu, insan varoluşunun hem trajik hem de yaratıcı bir boyutudur: Özne, eksiklikten yola çıkarak kendini ve arzularını sürekli yeniden inşa eder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder