Elbette, Jacques Lacan’ın Seminer III: “Psikoz Üzerine” (1955–1956) başlıklı semineri, onun psikanalitik yapılar arasında nevroz, psikoz ve sonradan geliştireceği perversion (sapkınlık) ayrımını temellendirmeye başladığı çok önemli bir çalışmadır. Bu seminer, özellikle psikozu anlamak ve açıklamak için Freud’un metinlerini Lacancı bir yapısalcı okuma ile yeniden yorumlama çabası olarak okunabilir.
🧠 GENİŞ ÖZET: JACQUES LACAN – SEMİNER III: PSİKOZ ÜZERİNE
1. Seminerin Temel Amacı
Lacan bu seminerde, nevroz üzerine geliştirdiği teorilerin ötesine geçerek, psikotik yapıdaki öznenin nasıl çalıştığını araştırır. Freud’un “Başrahip Schreber Vakası”nı merkeze alarak, psikotik özneyi anlamaya çalışır. Ana sorusu şudur:
Psikotik özne neden farklı bir şekilde "gerçekliğini kurar"?
2. Yapısal Bir Yaklaşım: Psikoz, Nevrozdan Farklı Bir Yapıdır
Lacan’a göre psikoz, sadece bir “bozulma” ya da “hastalık” değildir; öznelliğin farklı bir yapılanma biçimidir. Psikozda, nevrozda olduğu gibi bastırma (refoulement) değil, başka bir mekanizma işler:
➤ Foreclosure (Forclusion / Dışlama)
Lacan, Freud’un bastırma kavramının psikozu açıklamakta yetersiz olduğunu savunur ve onun yerine "forclusion" terimini önerir.
➤ Forclusion Nedir?
- Babanın Adı (le Nom-du-Père) simgesel düzlemde özneye dahil edilmemiştir.
- Bu dışlama nedeniyle, özne dilin simgesel düzenine tam olarak giremez.
- Bu eksiklik, bir “delilik” nedeni değil, gerçekliğin başka bir şekilde kurulmasına neden olur.
3. Schreber Vakası ve Tanrısallaşan Baba
Lacan, Freud’un Schreber üzerine yazdığı makaleyi temel metin olarak kullanır.
👤 Daniel Paul Schreber Kimdir?
-
- yy’da yaşamış bir yargıçtır.
- Paranoid şizofreni tanısıyla psikoza girmiştir.
- Dini temalı sanrıları (Tanrı’nın onun bedenini kadın yapması gerektiği gibi) oldukça çarpıcıdır.
- Yazdığı anılar (Memoirs of My Nervous Illness) önemli bir psikanalitik belgedir.
Lacan’ın Yorumu:
- Schreber'in psikoza girmesi, “Babanın Adı”nın simgesel düzlemde dışlanması (forclusion) ile ilişkilidir.
- Bu boşluk, halüsinasyon ya da sanrılarla (delüzyonlarla) doldurulur.
- Bu yüzden Schreber Tanrı ile “doğrudan bağlantı kurar”, çünkü aradaki Simgesel Baba işlevi yoktur.
4. Dil, Gerçeklik ve Psikotik Öznenin Pozisyonu
Lacan, dilin özne üzerindeki kurucu rolünü vurgular.
Dil ve Simgesel Düzen:
- Sağlıklı öznede dil, arzunun ve yasa’nın temsilcisidir (Nom-du-Père).
- Psikotik özne, bu simgesel yapıya dahil olamaz ve “dil tarafından konuşulur” hale gelir.
- Halüsinasyonlar bu nedenle gerçekten gelmez, dilin içinden gelir.
5. Psikotik Delüzyonların “Onarıcı” İşlevi
Lacan’a göre psikotik delüzyonlar sadece “bozukluk” değil, aslında bir tür yeni bir gerçeklik inşasıdır.
- Schreber’in "Tanrı benimle konuşuyor" demesi bir tür gerçekliği yeniden kurma çabasıdır.
- Psikotik özne, bu simgesel eksikliği "imgesel + gerçek" ile telafi eder.
- Lacan, bu süreci bir tür “onarıcı yaratım” olarak tanımlar.
6. Simgesel, İmgesel, Gerçek ve Psikoz
Bu seminer, Lacan’ın meşhur Simgesel / İmgesel / Gerçek (S/I/R) üçlüsünü psikoz bağlamında oturttuğu ilk önemli çalışmadır.
- Simgesel düzende eksiklik varsa (forclusion),
- Özne, gerçek ve imgeler arasında bölünür.
- Bu bölünmenin sonucu halüsinasyonlar, sanrılar ve ontolojik güvensizliktir.
7. Lacan'ın Özne Teorisi İçin Önemi
Seminer III, Lacan’ın daha sonraki yapısal psikanaliz ve özne teorisinin temel taşlarını atar:
- “Özne, dilde açılan bir boşluktur.”
- Bu boşluk nevrotikte bastırma ile, psikozda ise forclusion ile işler.
- “Gerçeklik, simgesel yapı içinde kuruludur.” Psikotik için bu yapı çökmüştür.
🔍 SONUÇ
Seminer III, Lacan’ın psikanalizde yapısalci bir dönüm noktasıdır. Psikoz, bir bozulma değil, dil ve simgeselin dışında kalan öznel bir yapılanmadır.
Schreber örneğiyle gösterdiği üzere, özne gerçekliği yeniden kurmaya çalışır – bu nedenle psikotik söylem, anlamaya açık ve hatta yaratıcıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder