2025-06-09

Aptallık: Ahlaki Bir Körlük – Bonhoeffer’in Teorisi Üzerine Düşünceler

Aptallık: Ahlaki Bir Körlük – Bonhoeffer’in Teorisi Üzerine Düşünceler

Bazı kötülükler planlıdır; bilinçli olarak yapılır. Ancak bazı kötülükler vardır ki, onları işleyen kişi kendisini "iyi" zanneder. 

Bu ikinci kategori, toplumsal felaketlerin en tehlikeli zeminidir. Dietrich Bonhoeffer’e göre bu felaketin adı: Aptallıktır.

1. Bonhoeffer Kimdir?

Dietrich Bonhoeffer, Nazi Almanyası’nda yaşamış bir Alman din adamı, ilahiyatçı ve etik düşünürdür. Hitler rejimine karşı direnen ender entelektüellerden biridir. 

Eleştirileri nedeniyle hapsedilmiş, 9 Nisan 1945’te bir toplama kampında idam edilmiştir.

Bonhoeffer’in en önemli katkılarından biri, zulmün kaynağını sadece “kötülük” değil, “aptallık” olarak görmesidir.

2. Aptallık Nedir?

Bonhoeffer’e göre aptallık, zekâ yoksunluğu değildir. Yani aptal biri illa ki düşük IQ’ya sahip değildir. Hatta çoğu zaman eğitimli, kültürlü, saygın kişiler de aptallaşabilir. Çünkü aptallık, bireyin özgür ve bağımsız düşünme yetisini terk etmesiyle başlar.

3. Aptallık Bir Toplum Mühendisliği Ürünüdür

Aptallık, belirli toplumsal koşullarda yapılandırılabilir. Totaliter sistemler, bireyin düşünsel direncini kırmak için önce onu yalnızlaştırır, sonra korkutur, ardından kolektif sloganlarla düşünme sürecini devre dışı bırakır. Sonunda birey, kendi fikirlerini terk eder; otoritenin sesini kendi sesi zanneder.

Bonhoeffer şöyle der:

"Aptallık bir ahlâk sorunudur; zeka eksikliği değil, vicdan felcidir."

4. Aptallığın Tehlikesi

Kötülükle mücadele mümkündür; çünkü kötülük niyetlidir, bir amacı vardır. Ancak aptallıkla mücadele neredeyse imkânsızdır. Çünkü aptal kişi, eleştiriye kapalıdır. Gerçekleri duymak istemez. Sloganı tekrarlar. Otoritenin yanında olmakla kendini güçlü hisseder. Otoritenin yalanlarına gönüllü bir şekilde inanır. Hatta onu savunurken saldırganlaşır.

Bonhoeffer bu durumu şöyle açıklar:

“Aptal insana mantıklı gerekçeler sunmak nafiledir. Onunla konuşurken, düşünmeye ayarlı bir insanla değil, programlanmış bir aygıtla karşı karşıya olduğunuzu hissedersiniz.”

5. Aptallık Neden Yayılır?

Aptallık bireyde değil, kalabalıkta gelişir. Kitle psikolojisi, bireyin ahlaki sorumluluğunu siler. Sürünün içinde yer alan kişi, artık “ben” değildir, “biz”dir. Kendi değerleri yerine grubun değerlerini benimser. Bu da diktatörlerin işini kolaylaştırır. Çünkü artık bir kişiyi değil, binlerce kişilik bir “zihin kopyasını” yönetmektedirler.

6. Kurtuluş Mümkün mü?

Bonhoeffer’e göre çözüm, bireyin yeniden özgürleşmesi ile mümkündür. Özgürlük, dışsal değil; içsel bir karardır. Kendi aklına, vicdanına, sorumluluk duygusuna dönmeyen biri, zincirlerini kıramaz. Toplumsal özgürlük, önce zihinsel bağımsızlıkla başlar.

Ne var ki Bonhoeffer’in yaşadığı dönemde bu mümkün olmamıştı. Aptallığın bedeli ağır olmuştu:

  • Milyonlarca insanın ölümü
  • Ahlaki çöküş
  • Medeniyetin geri dönüşsüz yaralanması

7. Günümüz İçin Dersler

Bonhoeffer’in teorisi sadece Hitler Almanyası için değil, her dönem için geçerlidir. Diktatörlük eğilimlerinin arttığı, medya manipülasyonlarının yaygınlaştığı, toplumsal kutuplaşmanın büyüdüğü her ortamda aptallık yeniden hortlayabilir. Bugün de insanlar, gerçeklerle yüzleşmek yerine, komplo teorilerine sarılıyor; bilimsel veriler yerine duygusal sloganlara bağlanıyor. Eleştirel düşünce yerine bağlılık, etik yerine itaat yüceltiliyor.

Sonuç: Aptallıkla Mücadele Etmenin Yolu

  • Eleştirel düşünmeyi öğretmek
  • Çocukları sorgulayan bireyler olarak yetiştirmek
  • Medyayı, siyaseti, otoriteyi sürekli denetlemek
  • Zihinsel konfor alanlarımızı terk etmek
  • Korku kültürüne boyun eğmemek

Bonhoeffer'in aptallıkla ilgili teorisi, sadece bir fikir değil, bir uyarıdır. Her toplumun, her bireyin kendisine yöneltmesi gereken sorular bırakır geride:

“Ben özgür müyüm? Düşünebiliyor muyum? Yoksa sadece itaat mi ediyorum?”

Hiç yorum yok: