Chief Seattle’ın Mektubunun Öyküsü
Chief Seattle (Oturan Boğa) (Si’ahl), 19. yüzyılda Duwamish ve Suquamish kabilelerinin lideri olarak tanınan bir Kızılderili şefiydi. 1854 yılında, ABD hükümetinin Kızılderili topraklarını satın alma önerisi üzerine, Washington Bölgesi Valisi Isaac Stevens’a hitaben bir konuşma yaptığı söylenir.
Bu konuşma, doğaya saygı, insanın çevreyle ilişkisi ve Kızılderili halklarının yaşam felsefesini yansıtan güçlü bir metin olarak kabul edilir.
Ancak, mektubun orijinal hali tartışmalıdır; bazıları konuşmanın Dr. Henry A. Smith tarafından 1887’de yayımlanan bir versiyonunun, dönemin romantik ve edebi üslubuna uygun şekilde düzenlendiğini öne sürer. Yine de bu metin, çevrecilik ve yerli halkların hakları açısından sembolik bir öneme sahiptir.
Aşağıda, Chief Seattle’ın mektubunun Türkçe’ye çevrilmiş hali sunulmaktadır. Çeviri, yaygın olarak bilinen İngilizce versiyona dayanmaktadır ve orijinal konuşmanın ruhunu yansıtmaya çalışır.
Chief Seattle’ın Mektubu
Gökyüzü, toprak, sular ve ormanlar… Bunlar bizim için sadece bir mal değil, atalarımızın ruhlarının yaşadığı kutsal yerlerdir.
Washington’daki büyük şef, topraklarımızı satın almak istediğini söylüyor. Bu, bizim için garip bir fikir. Toprağı nasıl satın alabilir ya da satabilirsiniz?
Toprağın sahibi olabilir misiniz?
Hava, su, rüzgâr… Bunlar bizim malımız değil ki satalım!
Her çam ağacının iğnelerinde, her kumsalın tanelerinde, her sis damlasında, her otlakta, her böceğin vızıltısında atalarımın ruhları var. Toprak, bizim anamızdır. Onun parçasıyız. Bu toprak, bizim için sadece bir şey değil, her şeydir. Onunla kardeşiz, onunla biriz.
Büyük Şef, toprağımıza iyi bakmamızı söylüyor.
Ama toprağa nasıl bakılmaz ki? Onun damarlarında akan su, bizim kanımız gibidir. Nehirler, bizim kardeşlerimizdir; susuzluğumuzu giderir, kanolarımızı taşır, balıklarla bizi besler.
Siz, bu toprakları aldığınızda, onun ruhuna saygı gösterecek misiniz? Çocuklarınıza, toprağın kutsal olduğunu öğretecek misiniz?
Sizler, şehirlerinizde gürültü ve duman içinde yaşıyorsunuz. Gökyüzünü göremiyorsunuz, yıldızları sayamıyorsunuz. Ama biz, geceleri yıldızların şarkısını duyarız.
Rüzgârın fısıltısını, ağaçların nefesini hissederiz. Siz, toprağı bir mal gibi görüyorsunuz; ama biz, onun bir parçasıyız. Toprak ölürse, biz de ölürüz.
Büyük Şef’e şunu söylüyorum: Toprağınızı alabilirsiniz, ama onun ruhunu alamazsınız.
Toprağa iyi bakın, çünkü o sizin değil, çocuklarımızın emanetidir. Onun her parçası kutsal, her yaprağı değerli.
Eğer bu toprakları size verirsek, onu sevin, onunla konuşun, onun ruhunu dinleyin. Çünkü bir gün, son ağaç kesildiğinde, son nehir kirlendiğinde, son balık öldüğünde, paranın yenmeyeceğini anlayacaksınız.
Bu dünya, sadece insanlara ait değil.
Hepimiz bir ağın içindeyiz. Bir ipliği çekerseniz, ağ dağılır.
Toprağa ne yaparsanız, kendinize yaparsınız. Bunu unutmayın.
Notlar:
- Mektubun orijinal konuşmadan farklılık gösterebileceği tarihçiler tarafından belirtilir, ancak bu metin, Chief Seattle’ın doğaya ve toprağa olan derin bağlılığını yansıtan güçlü bir mesaj olarak kabul edilir.
- Çeviri, metnin ruhunu korumak için sade ve akıcı bir dille yapılmıştır. Eğer daha ayrıntılı bir analiz veya başka bir versiyon istenirse, lütfen belirtin!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder