Kendi Hayatını Yaşamış Kişi Kimdir?
Kendi hayatını yaşamış kişi; başkalarının beklentileriyle, toplumsal normlarla, aile baskısıyla ya da korkularla yönlendirilmemiş, kendi iç sesini duyabilmiş ve o sesi izleyerek yaşamını inşa etmiş kişidir. Bu kişi, sadece hayatta kalmayı değil, gerçekten yaşamayı seçmiştir.
Çoğu insan, “akıllı olmak” ya da “mantıklı davranmak” adına kendi tutkularını bastırır, arzularını erteler, hatta kim olduğunu unutacak kadar kendinden uzaklaşır. Bu tür bir hayat, dışarıdan düzenli ve uyumlu görünebilir; iyi bir iş, evlilik, saygı, itibar… Ancak tüm bunların altında bastırılmış bir kimlik, ötelenmiş bir ruh ve susmuş bir kalp vardır. Bu insanlar genellikle hayatlarının sonunda, “Peki ya ben? Ben ne istiyordum?” sorusuyla baş başa kalır.
Kendi hayatını yaşamış kişi ise bu soruyu hiç sormaz. Çünkü o, bu sorunun peşinden gitmeyi baştan seçmiştir. Bu seçim kolay değildir. Kimi zaman yalnız kalmak, anlaşılmamak, maddi ya da sosyal bedeller ödemek gerekebilir. Ancak tüm bu zorluklar, kişiye bir ödül sunar: İçsel bütünlük. Kendi hayatını yaşamış kişi, hatalar da yapsa, yanlış yollara da sapsa, sonunda dönüp baktığında başkalarının hayatını değil, kendi hikâyesini anlatır.
Bu kişinin yolculuğunda bilgelik, denge ve cesaret vardır. Kendi kaderini yaşamak, yalnızca bir "seçim" değil, aynı zamanda bir sorumluluktur da. Çünkü bu yol, kişinin kendine ve potansiyeline olan sadakatini gerektirir. Herkesin içinde kendine ait bir şarkı vardır. Kendi hayatını yaşayan kişi, o şarkıyı bastırmaz, notalarını bulur, söyler. Bazen fırtınada, bazen sessiz bir gecede, ama hep özgün bir şekilde…
Kendi hayatını yaşamamış insanların gözlerinde fark edilen o derin pişmanlık, insanı titreten bir sessizlik taşır. Onların hikâyeleri başkalarının kalıplarında şekillenmiştir. Oysa kendi hayatını yaşamış kişi, tüm iniş çıkışlarıyla gerçek bir öyküdür. Ve gerçeklik, kusurlarından arınmış bir başarıdan çok daha değerlidir.
Sonuç olarak, kendi hayatını yaşamak; bir cesaret işidir, bir içsel uyanıştır. Başkalarının değil, kendi yüreğinin pusulasıyla yön bulmayı bilenlerin yolculuğudur. Ve bu yolculuğun sonunda pişmanlık değil, derin bir huzur bekler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder