Bir varmış, bir yokmuş. Uzak diyarların birinde, dostlukların en güzel şekilde filizlendiği bir kasaba varmış. Bu kasabanın en sevilen sakinleri, Asya ve Kerem adında iki yakın arkadaşmış. Asya, gülümsemesiyle çevresini aydınlatan, hayata neşeyle bakan bir kız; Kerem ise merhameti ve yardımseverliğiyle tanınan bir gençmiş.
Günler geçmiş, mevsimler değişmiş, Asya ve Kerem'in dostluğu her geçen gün daha da güçlenmiş. Ancak bir gün, hayatlarının akışı değişmeye başlamış. Asya, kendi hayalleri peşinde koşmaya koyulmuş, Kerem ise daha çok kendi köşesinde oturmayı tercih edermiş. Zamanla birbirlerine daha az zaman ayırmaya başlamışlar.
Bir gün Asya, Kerem'e bir çiçek bahçesi yapmak istediğini söyledi. “Hadi, birlikte bu bahçeyi kuralım! Her gün birlikte çalışarak dostluğumuzu güçlendirebiliriz,” dedi. Ama Kerem, “Ben biraz yorgunum, bugün yapmayalım. Yarın başlarız,” diye yanıtladı. Asya, üzüntüyle başını salladı ama bu durumu önemsemedi.
Günler geçtikçe, Asya bahçeyi tek başına kurmaya devam etti. Kerem ise her gün biraz daha tembelleşiyor, dostluğuna gereken özeni göstermemeye başlıyormuş. Bahçe büyüdü ama dostlukları yavaşça solmaya başladı. Bir zamanlar gülümsemeleriyle dolup taşan sohbetleri, şimdi sessizliğe bürünmüştü.
Bir akşam, Asya bahçede otururken, renkli çiçeklerin arasından geçen rüzgarın ona getirdiği bir hatıra aklına düştü. “Kerem’le birlikte gülümseyerek geçirdiğimiz o günleri özlüyorum,” diye düşündü. Ancak Kerem o akşam hiç gelmedi. O an anladı ki, dostluklar da çiçekler gibi bakıma, sevgiye ve zamana ihtiyaç duyuyordu.
Ertesi gün, Asya, Kerem’in kapısını çaldı. İçeriden hiçbir ses gelmedi. Düşünceli bir şekilde evin önünde beklerken, aklındaki tüm anıları gözden geçirdi. Kerem’in neşesinin solduğunu, onun da kendisi kadar üzüldüğünü fark etti. Hemen bir karar aldı.
Kendisine bir not yazdı: “Dostluğumuz için mücadele etmeliyiz. Bakım ve sevgi ile yeniden canlandırabiliriz.” Bu notu kapısının önüne bıraktı ve evine döndü. Kerem, sabah uyandığında notu gördü. İçinde bir sıcaklık hissetti. Asya’nın dostluğunu tekrar kazanmaya karar verdi.
O günden sonra, Kerem Asya’nın yanına gelmeye başladı. Beraber bahçeyi suladılar, çiçekleri budadılar, yeni tohumlar ektiler. Zamanla, dostlukları yeniden canlandı. Her gün biraz daha fazla sevgi ve zaman ayırarak, ilişkilerini güçlendirdiler.
Bir gün, bahçedeki çiçekler en canlı hallerinde açtığında, Asya ve Kerem birbirlerine baktılar. “Gördün mü? Bakım ve sevgiyle dostluğumuz yeniden filizlendi,” dedi Asya. Kerem, gülümseyerek başını salladı. “Evet, dostluk da tıpkı bu çiçekler gibi. Onlara nasıl davranırsak, öyle büyürler.”
Ve o günden sonra, Asya ve Kerem, dostluklarını her gün beslemeye ve onlara gereken zamanı ayırmaya söz verdiler. Çünkü dostlukların da solgunlaşmaması için bakım, zaman ve sevgi gerektiğini çok iyi anladılar.
Gökler gürültüyle dolarken, bahçeleri hep canlı ve renkli kalmaya devam etti. Dostlukları, tıpkı çiçekler gibi her mevsim yeniden açmaya hazırdı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder