Fransız sosyolog Émile Durkheim tarafından ortaya atılan bu kavram, özellikle toplumsal yapının hızla değiştiği ya da çözüldüğü durumlarda ortaya çıkar. Anomi, bireylerin bu geçiş dönemlerinde normlara uyum sağlayamamasına, toplumsal düzenin bozulmasına ve bireylerin kendilerini yönsüz, yalnız ve güvensiz hissetmesine neden olabilir. Bu durum, toplumda suç oranlarının artması ya da toplumsal bozulmalarla da ilişkilendirilebilir.
Anomi, bireylerin ve toplumun anlam ve değerlerini yitirmesi durumudur. İnsanlar normlarını, yaşadıkları toplumdan alırlar. Ancak, toplumu bir arada tutan ahlaki değerler ve hukuk kuralları işlevini yitirdiğinde, bu normlar çözülür.
1. Anlamsızlık ve Çaresizlik: Hayatın anlamsızlaşması, değersizlik hissi, heyecan kaybı, hedef belirleyememe ve her şeyin düzelmeyeceğine olan inanç gibi duygular, yavaş yavaş bilinci zehirler. Bu durum, insanlarda umutsuzluk ve çaresizlik yaratır.
2. Kuralların Çelişkisi: Bu tür toplumlarda kurallar birbiriyle çelişir. Bir gün alınan kararlar ertesi gün geçersiz kılınır. Kanunlara uymamanın bir yaptırımı olmaz ve uygulamalar keyfi hale gelir.
3. İlkesizlik ve Sorumsuzluk: İlkesiz ve sorumsuz davranışlar yaygınlaşır, kuralsızlık toplumun bir parçası haline gelir. Ortak değerlerin kaybolması, insanlar arasında saygı ve duyarlılığı azaltır.
4. Dayanışmanın Yok Olması: Dayanışma ortadan kalkar, paylaşma duygusu azalır ve bencillik artar. Şiddet yükselir. Cehalet, akla ve ilerlemeye saldıracak cesareti bulur çünkü ileriye yönelik bir ortak hedef ya da ideal kalmamıştır. Eğitimin önemi azalır.
5. Eğitimde Değer Kaybı: Eğitim, hayatı keşfetme heyecanını kaybeder ve sadece para kazanmak için diploma elde etme telaşına dönüşür. Anomi bazen anarşi ile karıştırılır, ancak bu yanlıştır.
6. Anomi ve Anarşi Arasındaki Fark: Anarşi, siyasi otoriteye karşı bir başkaldırıyı ifade eder. Anomi ise bir hedefin olmadığı, yönünü kaybetmiş bir durumu anlatır. Anomik toplumlar, pusulasız bir gemi gibidir.
7. Medyanın Rolü: Kitle iletişim araçları, bu değersizliklerin temsilcilerini sürekli öne çıkarır ve yaşanan olumsuzlukları normalleştirir. Eğitimsiz ve bireyselleşememiş kitleler kısa sürede bu davranışları benimser.
8. Toplumsal Çöküş: Bu süreç, toplumda moral çöküşe ve hukuki boşluklara yol açar. Tarihsel olarak, ekonomik dengesizliğin arttığı tüketim toplumlarında şiddet kaçınılmaz şekilde artar. Bunun nedeni, bireylerin birbirine yabancılaşarak insanları nesneleştirmesidir.
9. Yabancılaşma ve Şiddet: İnsanlar, yaşadıkları mekana ve birbirlerine yabancılaşır. Bu yabancılaşma, diğer insanları birer nesne olarak görüp onlara şiddet uygulamayı kolaylaştırır.
Émile Durkheim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder