Kitap, geleneksel ahlaki öğretiler olan yedi ölümcül günah (günahlar: kibir, kıskançlık, öfke, açgözlülük, oburluk, şehvet ve tembellik) üzerinden, bu kavramların kadınlar üzerinde nasıl baskı yarattığını tartışır.
Loehnen, kadınların bu günahlardan kaçınarak toplumsal olarak kabul gören "iyi" kadınlar olmaya çalıştıklarında ne tür bedeller ödediklerini anlatır.
Ana Temalar ve Kavramlar:
1. Yedi Ölümcül Günahın Kadınlar Üzerindeki Etkisi
Kitabın temelinde, Batı kültüründeki yedi ölümcül günah öğretisinin kadınlar üzerindeki tarihsel ve kültürel etkisi yatmaktadır. Loehnen, bu günahların kadınlara dayatılan davranış kalıplarını nasıl şekillendirdiğini ve kadınları nasıl bastırdığını araştırır. Bu günahlar, özellikle kadınların doğrudan ve özgür bir şekilde arzularını ve duygularını ifade etmelerini engelleyen kültürel kurallara dönüşmüştür.
2. Kibir (Pride)
Loehnen, kibirin özellikle kadınlar için baskılayıcı bir şekilde nasıl damgalandığını tartışır. Toplum, kadınlardan mütevazı olmalarını, kendi başarılarını veya yeteneklerini öne çıkarmamalarını bekler. Kendi yeteneklerini ve başarılarını sergileyen kadınlar, kibirli olarak damgalanır. Bu durum, kadınların kendilerine olan güvenlerini azaltarak potansiyellerini tam anlamıyla ortaya koymalarını engeller.
3. Kıskançlık (Envy)
Kıskançlık, kadınlar arasında yaygın olarak deneyimlenen bir duygu olarak ele alınır, ancak toplum bu duyguyu kadınlar için olumsuz bir özellik olarak kodlamıştır. Loehnen, kıskançlığın aslında bir kıyaslama ve rekabet aracı olarak kullanıldığını, fakat kadınların bu duyguya sahip olduklarında suçluluk hissetmeye itildiklerini savunur. Toplum, kadınları birbirine düşman etmeye ve rekabet etmeye zorlayarak dayanışmayı engeller.
4. Öfke (Wrath)
Kadınların öfke duymalarının genellikle kabul edilemez olarak görüldüğünü anlatan Loehnen, toplumun kadınlardan itaatkâr ve sakin olmalarını beklediğini vurgular. Kadın öfkesi, genellikle kontrol edilemez veya histerik olarak damgalanır. Bu da kadınların haklarını savunmalarını, seslerini yükseltmelerini ve adalet talep etmelerini zorlaştırır.
5. Açgözlülük (Greed)
Kadınlar için açgözlülük genellikle maddi değil, manevi ya da duygusal olarak fazlasını istemekle ilişkilendirilir. Loehnen, toplumun kadınlardan daha azıyla yetinmelerini ve kendilerini başkalarına adamalarını beklediğini tartışır. Kadınlar, kendi ihtiyaçlarını ve isteklerini arka plana atmaya teşvik edilir ve daha fazlasını istemeleri açgözlülük olarak etiketlenir.
6. Oburluk (Gluttony)
Kadınlar, özellikle bedenleri ve yemek yeme alışkanlıkları konusunda sürekli bir denetim altındadır. Loehnen, oburluğun, kadınlara yönelik baskılayıcı güzellik standartları ve kilo kontrolü etrafında nasıl yapılandırıldığını inceler. Kadınlar, sadece yiyeceklerle değil, aynı zamanda zevk, keyif ve kendini şımartma gibi yaşam alanlarında da oburluktan kaçınmaya zorlanır.
7. Şehvet (Lust)
Şehvet, özellikle kadınlar için ahlaki bir kusur olarak damgalanır. Loehnen, kadınların cinsel arzularının bastırıldığını ve bu arzularını açıkça ifade ettiklerinde yargılandıklarını tartışır. Kadın cinselliği, tarihsel olarak kontrol altına alınmış ve erkekler tarafından şekillendirilmiştir. Kadınlar, arzularını ifade etmek yerine "iffetli" olmaya zorlanır.
8. Tembellik (Sloth)
Kadınların dinlenme veya rahatlama ihtiyacı, çoğu zaman tembellik olarak adlandırılır. Toplum, kadınları sürekli çalışkan ve üretken olmaya zorlar; evde, işte ve aile içinde kendilerini feda etmelerini bekler. Loehnen, kadınların kendilerine zaman ayırmalarının veya dinlenmelerinin neden tembellik olarak görüldüğünü ve bunun kadınlar üzerinde nasıl bir baskı yarattığını sorgular.
Kitabın Temel Mesajı:
On Our Best Behavior, kadınların bu yedi ölümcül günah çerçevesinde toplumsal beklentilerle nasıl şekillendiğini ve sınırlandığını gözler önüne serer. Loehnen, kadınların kendi arzularını, öfkelerini ve haklarını ifade etmekten nasıl alıkonduğunu ve bu baskıların onları nasıl sınırladığını inceler. Toplumun kadınlardan "iyi" olmalarını beklerken, aslında onların potansiyellerini bastırdığını savunur. Kitap, bu toplumsal yapıları sorgulamak ve kadınların kendi özgürlüklerini kazanmalarına yardımcı olmak için bir rehber niteliğindedir.
Sonuç:
Loehnen, bu günahların kadınları nasıl baskı altına aldığını ve "iyi" olma beklentilerinin kadınları nasıl bir kutuya soktuğunu gösterir. Kadınların toplumsal beklentilere uymak için ödedikleri bedelleri analiz eden yazar, aynı zamanda kadınların bu zincirlerden kurtulup kendilerini tam anlamıyla ifade etmelerinin yollarını da sunar. Kitap, hem tarihsel bir inceleme hem de feminist bir eleştiri sunarak, kadınların daha özgür ve kendileriyle barışık bir yaşam sürmelerine dair önerilerde bulunur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder