2024-10-07

Bilinçdışını bastırmak hakkında

"Eğer bilinçdışının dinleyicisini bastırırsanız, bilinçdışını susturmuş olursunuz. Bilinçdışını bastırmazsınız; aksine, onu susturarak beslersiniz.

Ben şöyle derdim: Dürtüleri yoğunlaştırır veya şiddetlendirirsiniz. Bilinçdışını susturursanız, dürtüleri şiddetlendirirsiniz. Ölüm dürtüsünü şiddetlendirirsiniz ve tekrar eden şey, ifade edilmek yerine, eyleme dökülür. Biz bu noktada ısrar ediyoruz.

Güvenlik ve sağlık adına güçlü bir ölüm dürtüsünün etkisi altında bir dünyadayız."

Jacques-Alain Miller @jamplus, Rally of the Impossible Professions

Bu ifade psikanaliz teorisine, özellikle de bilinçdışının işleyişine dair derin bir felsefi ve psikolojik bakış açısı sunuyor. İlk cümlede bilinçdışının bastırılması değil, susturulmasının önerilmesi, Sigmund Freud'un ve daha sonra Jacques Lacan'ın bilinçdışı ve ölüm dürtüsü üzerine geliştirdikleri teorilere referans verir.

İlk cümledeki düşünce, bilinçdışını bastırmaya çalışmanın aslında onun etkilerini daha da artırdığına dair bir anlayışı yansıtıyor. Bilinçdışı susturulduğunda, bu dürtüler (örneğin ölüm dürtüsü ya da tekrar dürtüsü) bastırılmak yerine daha şiddetli hale gelir. Bu dürtüler konuşulmazsa, başka yollarla (davranışsal, sembolik ya da patolojik biçimlerde) kendini gösterir. Yani, bilinçdışının ifade bulamaması onun enerjisini besler ve bu enerji, eylemlerle dışavurulur.

Ölüm dürtüsünün güvenlik ve sağlık adına güçlendiği fikri ise modern dünyadaki kontrol ve korunma çabalarına bir eleştiri getiriyor. Toplum, güvenlik ve sağlık gibi konular üzerinden kendini koruma arayışına girerken aslında farkında olmadan ölüm dürtüsünü daha da körüklüyor olabilir. Bu, hem bireysel düzeyde (kişisel sağlığını takıntı haline getirmek) hem de toplumsal düzeyde (aşırı güvenlikçi politikalar) gözlemlenebilir.

Sonuç olarak, bu ifade bilinçdışının bastırılmasının aslında patolojik davranışlara yol açabileceğini, ölüm ve tekrar dürtüsünü daha da yoğunlaştırabileceğini öne sürerken; modern toplumların güvenlik ve sağlık adına bu dürtüleri beslediğini iddia ediyor. Freud’un ölüm dürtüsü (Thanatos) kavramı üzerinden düşünüldüğünde, bireylerin ve toplumların sürekli kontrol ve güvenlik arayışının bilinçdışı dürtülerle nasıl çatışabileceği üzerine bir tartışma açıyor.

Hiç yorum yok: