Ortadoğu'da büyük bir değişim hızla gerçekleşiyor. Merkezinde, Türkiye ve Körfez Ülkeleri'nin, Filistin ulusunun yok olmasına ve Büyük İsrail'in kurulmasına onay vererek, karşılığında Suriye ve Lübnan’daki Şii azınlıkların yok edilmesi ve Doğu Arap dünyasında Selefizmin dayatılmasını kabul ettiği bir anlaşma var.
Bu durum, Lübnan ve Suriye'deki Hristiyan toplumlarının sonunu da getiriyor; örneğin, Halep’te Noel süslemelerinin kaldırılması, alkolün yok edilmesi ve kadınların başörtüsü takmaya zorlanması gibi örneklerde olduğu gibi.
Geçtiğimiz günlerde ABD'nin Warthog jetleri, Suriye'ye yönelen güçleri hedef alarak önemli kayıplara yol açtı. Aylarca süren İsrail hava saldırıları, Suriye ordusunun moralini bozmuş ve kapasitesini azaltmıştı. Bu durum, Suriye'deki iç savaşın seyri üzerinde önemli bir etki yapıyor.
Suriye'nin çöküşü beklenmedik bir hızda gerçekleşti. Eğer durum stabil hale gelmezse, Şam kuşatma altında olabilir ve ISIS, Bekaa Vadisi'ne geri dönebilir. Lübnan'ın güneyine yönelik yeni bir İsrail saldırısı, Selefist bir işgalin Bekaa Vadisi'ne yapılmasıyla kesişebilir.
İsrail, Suriye’deki direnişi kırmak için, bölgedeki cihatçı grupları destekliyor. Ancak Batı medyasının bu durumu görmezden gelmesi, bölgedeki gerçek durumu yansıtmıyor. Örneğin, HTS (Hareketi Tahrir Şam) gibi terörist grupların Batı tarafından desteklendiği gerçeği göz ardı ediliyor.
Bu büyük koalisyonun arkasında, Şii topluluklarının yok edilmesi karşılığında Filistin halkının yok olmasına ve Büyük İsrail’in kurulmasına dair bir anlaşma olduğu görülüyor. Selefist bir Büyük Suriye ve etnik temizlik hedefleyen bir Büyük İsrail, Ortadoğu’daki çoğulculuğu sonlandırıyor.
Batı'nın bu sürece verdiği destek, kültürel ve toplumsal çeşitliliğin yok edilmesine yol açıyor. Bu durum, Lübnan ve Suriye gibi ülkelerdeki farklı dini ve etnik toplulukların yok olmasına ve Suudi tarzı bir yönetimin dayatılmasına neden oluyor.
Ortadoğu’da çoğulculuğun sonu, Batı’nın ve özellikle ABD’nin desteklediği İsrail ve Suudi Arabistan’ın etkisiyle gerçekleşiyor. İran ve müttefikleri ise, bu çoğulculuğu savunuyor.
Craig Murray, Aralık 2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder