Şeb-i Yelda (Farsça: شب یلدا), yılın en uzun gecesi anlamına gelir ve genellikle 21 Aralık'taki kış gündönümünü ifade eder. Fars kültüründe, Türk edebiyatında ve Osmanlı döneminde de yer bulmuş bu kavram, hem astronomik bir olgu hem de edebi bir motif olarak zengin bir anlam taşır.
Şeb-i Yelda'nın Kökeni
- "Şeb" gece,
- "Yelda" ise Aramice kökenli bir kelime olup doğum veya uzunluk anlamına gelir.
Bu nedenle Şeb-i Yelda, en uzun geceyi veya metaforik olarak karanlıkların içinden doğacak bir ışığı ifade eder.
Edebiyatta Şeb-i Yelda
Divan edebiyatında Şeb-i Yelda, karanlığın ve hüzünlü bir ruh halinin simgesi olarak sıkça kullanılmıştır. Aşkın zorluklarını, ayrılık acısını ve sabrı anlatmak için bir metafor olarak değerlendirilmiştir.
Örnek:
Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkit ne bilir?
Mübtelâ-yı gama sor kim geceler kaç saat...
(İzzet Molla)
Bu beyitte, Şeb-i Yelda’nın uzunluğu yalnızca astronomlarla değil, acı çeken bir aşığın kalbindeki derinliğiyle ölçülür.
Geleneksel Kutlamalar
Fars kültüründe, Şeb-i Yelda "Yalda Gecesi" adıyla kutlanır. Aileler bir araya gelir, nar, karpuz ve kuruyemiş gibi sembolik yiyecekler tüketir ve şiirler okurlar (özellikle Hafız Divanı'ndan). Bu gece, karanlıkların sonunda gelen aydınlığı kutlamak için umut dolu bir atmosferde geçer.
Türk Kültüründe Şeb-i Yelda
Osmanlı'dan itibaren özellikle divan edebiyatında derin bir etkisi olan bu kavram, karanlık ve zorlukların ardından doğacak olan güzelliklere bir gönderme yapar. Günümüzde pek çok şiir ve şarkıya ilham vermeye devam etmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder