2021-01-02

2021'e Hoşgeldiniz, 2020'de neler oldu?

2020 bitiyor. Bir oh çekelim. Modernleştiğimizi düşündüğümüz bir devir için oldukça kötü geçti. Neden böyle oldu? Daha iyi olabilir miydi? 


Yeni yılınızı kutlarken, 2020’de neler yaşadık? Ben nasıl yorumluyorum, biraz bundan bahsetmek istiyorum. 


2021 yılının yaşadığımız tüm zorlukların geride kalacağı bir yıl olmasını diliyorum. Sizlerin ve sevdiklerinizin yeni yılını kutlar sağlıklı ve mutlu bir yıl dilerim. 


Vakti olanlar bundan sonrasını da okuyabilirler. Sanırım yaşadıklarımız sarkaç gibidir: İyi günler ve kötü günler, iyi yıllar ve kötü yıllar, ilerleme ve gerileme birbirini takip eder durur. 


1960 larda, Üniversite reformundan 27 yıl sonra İstanbul Tıp Fakültesi öğrencilerini gösteren bir fotoğrafım twitter’de 800.000 den fazla kez görüntülendi. Fotoğrafın altında yazanlar şıklık, güzellik, asalet kelimelerine vurgu yapıyordu. 


Acaba nasıl geriledik? Neden geriledik?


Önem verdiğimiz, hayatımızın temelini oluşturan bazı öğelerde gerileme yaşadık. Teknolojide ilerledik ama bilimsel düşüncede geriledik. Dünya savaşları sonrası hemfikir olduğumuz temel insan hakları konusunda geriledik. Eğitimli insan sayısı arttı ancak eğitimin içi boşaldı. 


2020, 2019’un sonlarında Çin’in Wuhan kentinde başlayan salgının kaçınılmaz sonucu mu oluştu? Bakınız salgının en başında Dr. Li ve benzeri pek çok bilim insanı bu salgının olası sonuçlarını önlemek için uyarılarda bulundular. Şayet onları ve bilimi dinlemiş olsaydık, bu salgın Wuhan ile sınırlı kalır, dünyaya yayılmadan durdurulabilirdi. Dr. Li’yi bağnazlık durdurdu! Bilmemek cehalettir! Bağnazlık ise bilgiyi, bilimi reddetmektir. Dinsel bağnazlık bağnazlığın tek türü değildir. Çin’in bağnaz otoriteleri Dr. Li ve uyarıda bulunan hekimleri dinlemek yerine onları susturarak, hapse atarak hastalığın yayılmasına yardımcı oldular. 


Yaygın cehalet, hızlı ve yüzeysel iletişim, gerçek ötesi çağımızda pek çok ülkede, popülist liderlerin başa geçmesine yol açtı. ABD, İngiltere, Rusya, Türkiye ve pek çokları bu post-truth dönemden etkilenen ülkeler oldu. Ekonominin insanlar için olduğu unutuldu, insanların ekonomi için var olduğu sanıldı. Dönen çark o kadar büyük ve karmaşık oldu ki, hiç bir lider, hiç bir bilim insanı tek başına tamamını veya yapılan değişikliğin neye mal olacağını bilemez duruma geldi.70’li yıllarda komünizm tehlikesine karşı orta-doğu da dini güçlendirme sevdası, 50 yıl sonra ABD’de Fransa’da terör olayları ile günlük yaşamı etkilemeye başladı. Halbuki Avrupa ve Türkiye laikliğin faydalarını biliyordu. Bu dersi acı şekilde almanın gereği yoktu. Radikaller batıyı ve onun ürünü saydıkları bilimsel düşünce ve özgürlükleri hedef aldılar. Sanırım laikliğin değerini anlamak için sarkacın bir ileri bir geri gitmesi gerekiyor. 


Uçak düşerken yolcularda din, dil, ırk ayrımı yapmaz. Düşen uçak dünyamızdır. Sağlığa en çok para harcayan, en zengin ülke en çok etkilenen ülke oldu. CIA, Wuhan’da anormal bir hastalık varlığını en başından ABD yetkililere bildirdiyse de, en iyi bilim insanlarına yüksek maaşlar ödendi ise de söylenenler yöneticinin anlayabileceği kadardır. Yöneticiler bunları duymazdan geldiler. Hekimler ve Tabip odaları ile konuşmayı reddettiler. Sonuçta ölenler, en başta uyaranlar, bakımı sağlayacak olan hekimler ve sağlık çalışanları oldu. Sonuçta kaybeden insanlık oldu. Keşke Dr. Li’yi dinleseydik. Keşke cehalet ve bağnazlık ile yeterince mücadele etseydik. Geç mi? Sarkaca soralım. Çok geç değilmiş.


Daha güzel bir dünya inşa etmek elimizde. Önce kendimizden başlayalım. Umutla, işbirliği ile, iletişim ile 2021 yi daha güzel yapabiliriz. Güzel ve aydınlık günlerde görüşmek dileği ile... 


Dr. Nevit DİLMEN, Aralık 2020