2025-09-28

Özgürlük nedir?

Aşağıdakilerden hangisi özgürlüğü daha iyi tanımlar? 

A.İstediğini yapan kişi.
B.İstemediğini yapmayan kişi.

Bu iki seçenek ilk bakışta birbirine çok yakın gibi görünse de, aralarındaki fark aslında özgürlüğün felsefi özünü anlamak açısından oldukça derindir. Konuya yalnızca sözlük anlamıyla değil; insan davranışları, ahlak, bilinç, irade ve toplum bağlamında yaklaşmak, özgürlüğün ne olduğunu çok daha iyi kavramamızı sağlar.  


1. “İstediğini yapan kişi” – Yüzeyde özgürlük, derinde bağımlılık riski

Bu tanımda özgürlük, kişinin arzuladığı şeyleri gerçekleştirmesi olarak sunuluyor. İlk bakışta kulağa oldukça çekici gelir:

  • İstediği yere gider.
  • İstediğini söyler.
  • İstediği işi yapar.
  • Canı ne isterse onu yaşar.

Bu, modern dünyada sıkça savunulan bir özgürlük anlayışıdır. Ancak daha dikkatli baktığımızda bu tanımın bazı eksiklikleri ve tehlikeleri ortaya çıkar:

a) Arzuların kölesi olma riski

Eğer özgürlük yalnızca “istediğini yapmak” olarak tanımlanırsa, kişi aslında kendi arzularının, dürtülerinin ve dış etkilerin kölesi olabilir.
Örneğin:

  • Alışkanlıklarının peşinden sürüklenen bir bağımlı da “istediğini yapıyordur.”
  • Tüketim kültürünün yönlendirdiği biri de “istediğini satın alıyordur.”
  • Toplum baskısına uyarak davranan biri de “istediğini” yaptığını sanabilir.

Ama bu durumda gerçekten özgür müdür? Yoksa görünmez zincirlerle yönlendirilmiş bir otomaton mu?

b) Sınırsız özgürlük, başkalarının özgürlüğünü ihlal edebilir

Sadece “istediğini yapmak” üzerine kurulu bir özgürlük anlayışı, başkalarının haklarını çiğneme riskini de içinde barındırır.

Örneğin, biri istediği gibi konuşma hakkına sahip olabilir, ancak bu konuşma bir başkasının onuruna, güvenliğine veya yaşam hakkına zarar veriyorsa bu hâlâ özgürlük müdür?


2. “İstemediğini yapmayan kişi” – Özgürlüğün özüne daha yakın bir yaklaşım

İkinci tanım ise daha sade ama daha derin bir özgürlük anlayışına dayanır: Özgürlük, kişinin zorla veya baskıyla istemediği şeyleri yapmaya mecbur bırakılmamasıdır.

a) Zorlamadan kurtulmuş bilinç

Bu tanımda özgürlük, kişinin seçim hakkının korunmasıyla ilgilidir. Bir şeyi yapma ya da yapmama kararını, dış baskılardan arındırılmış bir şekilde, kendi iradesiyle verebilmek anlamına gelir.

  • Zorla bir dine inandırılmıyorsa, kişi özgürdür.
  • Zorla bir işe girmeye mecbur bırakılmıyorsa, kişi özgürdür.
  • Zorla bir fikre katılmaya zorlanmıyorsa, kişi özgürdür.

b) Olgun iradenin göstergesi

Gerçek özgürlük, çoğu zaman “yapmama” gücünde yatar. İrade sahibi olmak, arzuların esiri olmamak, bir şeyin seni çağırmasına rağmen “hayır” diyebilmek… Bu, insanın iç dünyasındaki bağımsızlığın en güçlü göstergesidir.
Stoacı filozof Epiktetos’un sözleriyle:

“Kölelik, sadece zincirlerle olmaz. İsteklerinin esiri olan da köledir.”

c) Özgürlüğün ahlaki zemini

“İstemediğini yapmamak” aynı zamanda başkalarının özgürlük alanlarına saygı duymanın da temelini oluşturur. Çünkü birey, kendi istemediği şeyleri yapmamaya hakkı olduğu gibi, başkalarının da istemediği şeylere zorlanmama hakkını tanır.


3. Derin bir sonuç: Negatif özgürlük pozitif özgürlükten daha temel

Felsefe tarihinde bu ayrım iki kavramla ifade edilir:

  • Pozitif özgürlük: İstediğini yapabilme gücü.
  • Negatif özgürlük: Zorla istemediğini yapmaya mecbur bırakılmama hâli.

İlk bakışta pozitif özgürlük daha “aktif” görünse de, negatif özgürlük aslında daha temel ve ilkel bir özgürlük biçimidir. Çünkü pozitif özgürlük, ancak negatif özgürlük sağlandıktan sonra anlamlı olabilir.

Bir insan istemediğini yapmaya zorlanıyorsa, istediğini yapma hakkının bir anlamı kalmaz.


Sonuç: Gerçek özgürlük “hayır” diyebilme gücüdür

Bu analizden sonra özgürlüğü daha doğru tanımlayan seçeneğin B: “İstemediğini yapmayan kişi” olduğu açıkça görülür.
Çünkü:

  • Bu tanım bireyin dış baskılardan, zorlamalardan ve içsel esaretlerden arınmış iradesine vurgu yapar.
  • İrade özgürlüğü, ahlaki sorumluluğun da temelidir.
  • “İstemediğini yapmamak” aslında “istediğini bilinçli seçebilmek” anlamına gelir.

Kısacası:
Özgürlük, her istediğini yapmak değil; istemediğini yapmamayı seçebilmektir.
Çünkü “yapmamak” irade ister, bilinç ister, özgürlük ister.
“Yapmak” ise çoğu zaman sadece içgüdü veya alışkanlıkla gerçekleşir.


Hiç yorum yok: