Akne Aşıları Güçlü Bir Koruma Sağlayabilir
Akne uzun süre sadece talihsiz bir kozmetik sorun, yani çok da önemli olmayan bir “ergenlik sorunu” olarak görüldü. Ancak bu bakış açısı değişiyor. Artık birçok bilim insanı akneyi dikkate değer bir sağlık sorunu olarak kabul ediyor.
Dünya genelinde ergenlerin yaklaşık %80’i akne yaşıyor ve bu durum yetişkinlikte de devam edebiliyor. Aknenin, kişinin benlik algısının şekillendiği dönemde ortaya çıkması, ciddi psikolojik sonuçlara yol açabiliyor. Londra merkezli British Skin Foundation sözcüsü dermatolog Anjali Mahto, “Akne sosyal geri çekilme, düşük özgüven ve hatta depresyona neden olabilir” diyor.
Mevcut tedavilerin sınırları
Bugünkü akne tedavileri yalnızca geçici ve kısmi fayda sağlıyor. Güçlü antibiyotiklerden biri olan izotretinoin bile ciddi yan etkilere sahip ve uzun vadeli çözüm sunmuyor; tedavi bittikten birkaç ay sonra akne genellikle geri dönüyor. Bu nedenle, akneyi gerçekten ortadan kaldırabilecek, sadece belirtileri gizlemeyen tedavilere büyük ihtiyaç var.
Yeni bir yaklaşım: Aşılar
Bu alanda en dikkat çekici gelişmelerden ikisi, bağışıklık sistemini aknenin asıl sebebine karşı harekete geçirmeyi hedefleyen aşı adayları. Akne; hormonlar ve genetikten etkilense de, esas olarak gözeneklerde çoğalan bakterilerin yol açtığı iltihaplanma sonucu oluşuyor.
Geliştirilen iki aşıdan biri tedavi amaçlı, diğeri ise önleyici olacak.
Her ikisi de bağışıklık sistemini akneye neden olan bu bakterilere karşı uyararak çalışıyor. Mahto, “Akneyi sadece yüzeysel bir sorun değil, bağışıklık sistemiyle ilgili bir hastalık olarak görmek zaman aldı. Asıl önemli olan bu bakış açısındaki değişim” diyor.
Pazar ve klinik çalışmalar
ABD’de akne sorunu olan kişiler her yıl ortalama 200 dolarını reçetesiz ürünlere harcıyor. İzotretinoin tedavisi ise 4–6 aylık kür için 3.000 dolara kadar çıkabiliyor. 2023 yılında akne ilaçları pazarı 9,22 milyar dolar olarak tahmin edildi ve bu rakamın önümüzdeki yıllarda her yıl yaklaşık %5 büyümesi bekleniyor. Paris merkezli ilaç şirketi Sanofi, geliştirdikleri akne aşısının yılda 2 milyar dolardan fazla gelir getirebileceğini öngörüyor.
Sanofi, ABD’de orta–ağır aknesi olan 400 kişiyle faz I klinik çalışması yürütüyor. Katılımcılara iki doz aşı yapılacak, bir yıl sonra da hatırlatma dozu uygulanacak. Ayrıca Singapur’da hafif aknesi olan 200 kişiyle ikinci bir çalışma planlanıyor.
Şirketin öncesinde fareler üzerinde yaptığı deneylerde, akne bakterilerinden elde edilen protein parçaları ile bu proteinleri kodlayan mRNA parçaları olmak üzere iki farklı aşı test edildi. Antikor üretimi incelendiğinde, mRNA aşısı daha etkili bulundu ve şu anda insanlar üzerinde denenen versiyon bu oldu. Sanofi Aşı Ar-Ge Başkanı Jean-François Toussaint, “Antibiyotik kullanımını azaltabilirsek, hem aşıyı kullanan bireylere hem de topluma değer yaratırız, çünkü mikrobiyal direnç de azalır” diyor.
Rakip yaklaşım
Kaliforniya Üniversitesi’nden çocuk doktoru George Liu ve ekibi de farklı bir akne aşısı üzerinde çalışıyor. Onlar mRNA yerine, akne bakterilerinin salgıladığı hiyalüronidaz adlı enzimi hedef alıyor. Bu enzim, cildi koruyan hiyalüronik asidi parçalayarak iltihaplanmayı tetikliyor. Liu, bu biyokimyasal süreci bozmayı amaçlıyor.
Fare deneylerinde, hiyalüronidaz parçalarıyla aşılanan farelerin ciltlerine insan cildini taklit eden yağlı bir madde sürüldü. Daha sonra akneye neden olan bakterilerle enfekte edildiler. Kontrol grubuna aşı yapılmadı. Sonuçlar, aşılanan farelerde aknenin gelişmediğini gösterdi. Liu’ya göre bu aşı, enzimi etkisiz hale getiren antikorlar sayesinde çalışıyor. Sanofi’nin aksine, Liu’nun aşısı esas olarak akne başlamadan önce koruma sağlamayı hedefliyor.
Zorluklar: Aşı tereddüdü
Her iki çalışmanın da karşılaşacağı en büyük sorunlardan biri, toplumdaki aşıya karşı isteksizlik. 2024 yılında yapılan bir Gallup anketinde, ABD’li yetişkinlerin sadece %40’ı kızamık gibi ciddi hastalıklara karşı çocukların aşılanmasının “son derece önemli” olduğunu söyledi. İnsanların hayat kurtaran aşılara bile bu şekilde yaklaşması, akne aşısının kabulünü zorlaştırabilir.
Buna rağmen Mahto umutlu: “Her şey aşının nasıl sunulacağına ve anlatılacağına bağlı. Bu aşılar ulusal aşı programına dahil edilmeyecek, isteğe bağlı olacak.” Üstelik etkili başka seçeneklerin olmaması, birçok kişiyi denemeye yöneltebilir. Mahto’ya göre, “Eğer bir aşı güvenli, etkili olur ve sürekli ilaç kullanmadan uzun süreli düzelme sağlarsa, pek çok kişi buna açık olacaktır.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder