Bir varmış, bir yokmuş. Uzak diyarlarda, karanlık bir ormanın derinliklerinde, ışığıyla geceleri aydınlatan küçük bir ateş böceği yaşarmış. Bu ateş böceği, diğerlerinden farklıymış; ışığı daha parlak, dansı daha zarifmiş. Ormandaki hayvanlar onun ışığını gördüğünde hem hayran kalır hem de huzur bulurlarmış. Fakat bu ışık, birini rahatsız ediyormuş: Ormanın derinliklerinde yaşayan karanlık bir yılan.
Bir gece, ateş böceği ormanın üzerinde süzülerek dans ederken, yılan sinsice onun peşine düşmüş. Gözleri nefretle doluymuş ve içini bir kıskançlık ateşi yakıyormuş. Ateş böceği ise tehlikenin farkında değilmiş, ışığını saçarak özgürce uçuyormuş.
Yılan, ateş böceğine yaklaşmış ve onu neredeyse yakalayacakken ateş böceği yılanın varlığını fark etmiş. Hemen geri dönüp onunla yüzleşmiş.
“Dur!” diye bağırmış ateş böceği. “Beni yemeden önce sana bir şey sormama izin verir misin?”
Yılan, gözlerini kısarak ona bakmış. “Aslında kurbanlarımın sorularını cevaplamam,” demiş. “Ama senin ışığın beni bu kadar rahatsız etmişken, bir istisna yapacağım. Sor bakalım.”
Ateş böceği cesur bir şekilde konuşmuş: “Sana bir kötülük mü yaptım?”
“Hayır,” demiş yılan. “Bana hiçbir şey yapmadın.”
“Peki,” diye devam etmiş ateş böceği. “Senin yiyecek zincirine dahil miyim? Beni yiyerek karnını doyuracak mısın?”
“Hayır,” diye hırlamış yılan. “Sen benim avım değilsin.”
Ateş böceği, şaşkın bir şekilde sormuş: “O halde beni neden yemek istiyorsun? Neden beni yok etmek istiyorsun?”
Yılan, zehirli bir gülümsemeyle cevap vermiş: “Işığını görmeye dayanamıyorum. O ışık, benim içimde olmayan bir şeyi bana hatırlatıyor. Karanlığımda parlayan o ışık beni deli ediyor.”
Ateş böceği bir an durup düşünmüş. Sonra sakin bir sesle, ama kararlılıkla konuşmuş: “Eğer benim ışığım seni rahatsız ediyorsa, bu senin karanlığının sorunu. Ama bil ki, benim ışığım senin karanlığını asla bastıramaz. O sadece bana ait.”
Bu sözler yılanı öfkelendirmiş. Ateş böceği ise bir anda ışığını daha da parlatarak hızla uzaklaşmış. Yılan, onun ışığından gözleri kamaşarak geri çekilmiş ve ateş böceğini bir daha yakalamaya cesaret edememiş.
Bu olaydan sonra ateş böceği, ışığının ne kadar güçlü olduğunu ve başkalarını rahatsız etse bile ondan asla vazgeçmemesi gerektiğini anlamış. Çünkü ışık, karanlığa boyun eğmez; karanlık, ışıkla başa çıkmayı öğrenmelidir.
Ve böylece, küçük ateş böceği ışığını hiç kısmaz, ormanı aydınlatmaya devam edermiş. Kıskançlık karanlığında kaybolan yılan ise, toprağın altında kendi karanlık yuvasında yaşamaya mahkum olmuş.
Masal bu ya, belki de bu hikaye bize bir şeyler anlatmak ister.
Kendi ışığınızı hiç kimse için kısmayın. Çünkü gerçek değer, o ışığın kendisindedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder