2024-12-19

Akademik yayınları değerlendirme kriterleri

Akademik yayınlar bir tür sert para birimi haline mi geldi? 

Dünyada üniversiteler (ve dolayısıyla ülkeler), sıralamalarda üst sıralara çıkmak için yoğun bir rekabet içinde. Bu durum, niteliği niceliğe dönüştürme ve ölçümü kolay bir sistem oluşturma çabalarını beraberinde getiriyor. Bu bağlamda, nitelik faktörleri arasında yayınlar ve atıflar öne çıkıyor. Bu da Elsevier, Taylor & Francis, Springer Nature gibi yayınevleri için altın bir dönem yarattı.

Dergiler, kaliteyi ölçmek için kullanılan Impact Factor (IF) gibi indeksleme sistemleri aracılığıyla daha fazla yayın ve bu yayınlara daha fazla atıf almak istiyor. Özellikle derleme makaleleri, araştırma makalelerine göre 3-4 kat daha fazla atıf aldığından, dergiler daha fazla derleme makalesi yayımlamaya yöneliyor: Daha fazla derleme -> Daha fazla atıf -> Daha yüksek IF -> Daha yüksek sıralama -> Daha cazip hale gelen ve pahalılaşan dergiler.

Diğer tarafta, üniversiteler de sıralamalarını yükseltmek için daha fazla yayın ve daha fazla atıf talep ediyor. Bu, araştırmacılar ve öğrenciler üzerinde yoğun bir baskı yaratıyor; daha fazla makale üretmeleri ve yüksek sıralamalı dergilerde yayımlamaları bekleniyor. 2019 pandemisi sırasında, laboratuvar erişimindeki kısıtlamalar nedeniyle dünyada birçok derleme makalesi yayımlandı. Bu durum, yenilik açısından eksik fakat sayı açısından fazla olan makalelerin artmasına yol açtı. Bu süreçte, Papermill (yayın fabrikası) kavramı tartışma konusu haline geldi.

Bunun yanı sıra, yapay zeka (AI) da yayıncılık sistemini sarsıyor. Artık araştırmacılar, derleme makalelerine ihtiyaç duymadan yapay zekayı kullanarak özgün makalelerden veri çıkarıp özetler oluşturabiliyor. Bu, atıf ve yayın alışkanlıklarında, dolayısıyla yayınevlerinin gelirlerinde büyük bir değişime yol açıyor. Yayınevleri, bu durum karşısında kendilerini kurtarmak adına yazarlar ve editörleri suçlayarak makaleleri geri çekmeye başladı. Örneğin, "editör ile yazarın birbirini tanıması" gibi gerekçelerle birçok makale geri çekildi. Oysa bir alanda çalışan araştırmacıların birbirini tanıması doğaldır ve bu durum, dergilerin eksik politikalarıyla ilgilidir.

Sonuç olarak, üniversiteler ve yayınevleri, küresel rekabette bu sert para birimini kazanmak uğruna lisansüstü öğrencileri ve araştırmacıları yoğun bir baskı altında çalışmaya zorluyor. 

Peki siz ne düşünüyorsunuz?


Hiç yorum yok: