Yaşlanma, hücrelerde ve dokularda biriken ve hastalık ile ölüm riskini artıran zararlı değişikliklerin toplamıdır.
Yaş, demans, kanser, artrit ve kalp hastalığı gibi çok sayıda hastalık için en büyük risk faktörüdür.
Modern gerontoloji, yaşlanmaya bağlı hastalıkların önlenmesi, yaşlanma sürecinin yavaşlatılması veya tersine çevrilmesi ve yaşam süresinin uzatılması için güvenli ve etkili yöntemler bulmaya odaklanmaktadır. Sağlıklı yaşam süresini artıran etkili tedaviler, üretkenlik, sağlık giderleri ve yaşam kalitesi üzerinde önemli bir olumlu etki yaratabilir.
Biyolojik olarak aktif peptitler, 50'den az amino asit kalıntısına sahip olan ve canlı organizmalarda işlev gösteren peptitlerdir. Bu peptitlerin yaşlanma karşıtı etkileri, son yıllarda bilim dünyasının ilgisini çekmiştir. Örneğin, epifiz ve timus bezlerinden elde edilen peptitlerin antioksidan, antikanserojen ve bağışıklık düzenleyici özelliklere sahip olduğu ve fareler, sıçanlar ve insanlarda yaşam süresini uzattığı gösterilmiştir.
Sağlıklı yaşam süresi ve toplam yaşam süresini artıracak ilaçların geliştirilmesine yönelik birçok araştırma yapılmıştır. Son çalışmalar, biyolojik yaşlanma sürecini geciktirmenin ve hatta tersine çevirmenin mümkün olduğunu göstermektedir. Ayrıca, genç kan plazmasının dokulara ve organlara uygulanmasının yaşlanma etkilerini tersine çevirdiği gözlemlenmiştir.
Son yıllarda, rapamisin gibi mTOR inhibitörleri üzerinde çalışmalar yoğunlaşmıştır. Rapamisin, yaşlanma sürecinin ana düzenleyicilerinden biri olan mTOR'u baskılar ve çeşitli hayvanlarda yaşam süresini uzattığı, farelerde ise yaşlanmaya bağlı bilişsel gerileme, kalp sorunları ve kanser gibi fenotipleri yavaşlattığı veya tersine çevirdiği gösterilmiştir. Ancak ağız yaraları, ödem, yüksek trigliserit düzeyleri, glikoz dengesi bozukluğu gibi yan etkiler, rapamisin veya diğer mTOR inhibitörlerinin kullanımını sınırlayabilir.
Genç plazma üzerine yapılan araştırmalarda, kanın hücresiz bileşeninin yaşlı hayvanlarda gençleştirilebileceği bulunmuştur. Bu iyileşme, kan-beyin bariyerine rağmen beynin hafıza ve işlevlerinde de gözlemlenmiştir.
Exozomlar, endozomal kökenli hücre kaynaklı hücre dışı veziküllerdir. Genç kan plazmasından elde edilen exozomların, metabolik fonksiyonları iyileştirerek ve hücresel yenilenmeyi teşvik ederek yaşam süresini uzatabileceği düşünülmektedir. Exozomlar, biyolojik rollerine ek olarak hastalık biyobelirteçleri ve ilaç taşıyıcıları olarak da kullanılmaktadır.
Bu çalışma, genç domuz kan plazmasından elde edilen exozomların terapötik potansiyeline odaklanmaktadır. Exozomların saflığı ve özellikleri, transmisyon elektron mikroskobu ve western blotlama yöntemleriyle doğrulanmıştır. Bulgularımız, bu plazma kaynaklı exozomların yaşa bağlı organ disfonksiyonları için umut vadeden bir tedavi seçeneği olabileceğini göstermektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder