İlk olarak, Batı’ya karşı verilen ulusal bağımsızlık savaşında Türk milletini özgürlüğüne kavuşturmuştur.
Ancak, Atatürk’ün asıl devrimci başarısı, bu savaştan sonra Batı'nın çağdaş değerlerini çoğunluğu Müslüman bir toplumuna uyarlama konusundaki cesaretinde yatmaktadır.
Batı’nın aydınlanma ve modernleşme değerlerini benimseyerek, bu değerleri Hristiyan Batı’yla özdeşleşmiş olmalarına rağmen, Türk toplumunda yeni bir kimlik inşa etmeyi başarmıştır.
Bu sayede, klasik devrim anlayışını aşarak özgün bir modernleşme süreci ortaya koymuştur.
Atatürk’ün modernleşme hareketinin özelliği, Batı’ya karşı kazandığı bir toprak bütünlüğü ve egemenlik zaferden sonra, yine Batı’nin iyi yönlerini örnek alma cesaretinde yatmaktadır.
Kendi başarısını, "üyesi olduğu milletin tüm özelliklerini yakından tanıması" ile açıklamış, kazandığı tüm zaferlerin ardında Türk milletinde gördüğü yetenek ve özelliklerin olduğunu belirtmiştir.
Bugün, Atatürk’ün Türkiyesi dışında hiçbir İslam ülkesi, çağdaş değerleri İslam kültürü ile harmanlayıp ilerlemeyi başaramamıştır. Bu zorlu sentezi yapabilmek, Atatürk'ün sahip olduğu vizyon ve milletine duyduğu güvenin bir sonucudur.
Unutmamalıyız ki, Atatürk, Türk ulusunu iki kez kurtarmıştır. İlkinde, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı sırasında emperyalist güçlerin esaretinden; ikincisinde ise Kurtuluş Savaşı sonrasındaki modernleşme ve çağdaşlaşma hamleleriyle karanlığın ve taassubun pençesinden çekip almıştır.
Türkiye'nin karşılaştığı zorluklar devam etmektedir. Üçüncü kurutuluş hamlesini yapmak ise çağdaş Türkiye'de yaşayan vatandaşlara kalmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder