4B Hareketi, Güney Kore’de kadınlara yönelik baskılara tepki olarak ortaya çıkan radikal feminist bir akım. Hareket, “bi” ile başlayan dört kavramı reddediyor: bihon (evlilik yok), bichulsan (doğum yok), biyeonae (duygusal ilişki yok) ve bisekseu (cinsel ilişki yok). Kadınlar, ataerkil yapıların sona ermesine kadar bu tavrı sürdürmekte kararlı.
Güney Kore’den ABD ve Avrupa’ya Yayılan Bir Tepki
4B, 2016’da Güney Kore’de Gangnam İstasyonu’nda bir kadının öldürülmesinin ardından feminist hareketlerin ivme kazanmasıyla doğdu. Kadınların eşitsizlik ve şiddete karşı bir direniş aracı olarak benimsediği bu hareket, Trump’ın başkan seçilmesiyle ABD ve Avrupa’da da dikkat çekmeye başladı. Trump’ın kadın haklarına yönelik olumsuz adımlar atacağı endişesi, 4B’nin Batı’da örgütlenmesine zemin hazırladı.
Türkiye’de 4B ve Kadın Hareketi
Türkiye’de artan kadın cinayetleri ve cinsel şiddet vakaları, 4B Hareketi’nin sosyal medyada tartışılmasına yol açtı. Ancak uzmanlar, Batı’daki gibi güçlü bir feminist örgütlenmenin Türkiye’de henüz mümkün olmadığını belirtiyor. Sosyolog Doç. Dr. Aykut Sığın’a göre, kadın hakları mücadelesi burada daha çok mikro kimliklere bölünerek ilerliyor. Bu durum, örgütlenmenin ve ortak bir hareket yaratmanın önünde engel teşkil ediyor.
Dijitalleşme ve Yeni Mücadele Alanları
Feminist hareketler, günümüzde dijital platformlarda örgütleniyor. Ancak sosyal medyada tepkiler genellikle “gaz alma” işlevi görüyor ve sokaktaki gibi etkili bir örgütlenmeye dönüşemiyor. Sığın, sosyal medyada gösterilen öfkenin kalıcı bir harekete dönüşmekte zorlandığını vurguluyor.
Sonuç
4B Hareketi, ataerkil düzene karşı bir direniş olarak ortaya çıksa da farklı ülkelerdeki etkisi ve yaygınlığı değişkenlik gösteriyor. Türkiye’de feminist bilinç gelişse de mikro kimlikler arasındaki ayrışma, ortak bir mücadele oluşturmayı zorlaştırıyor. Bu durum, hareketin Batı’daki gibi güçlü bir etki yaratmasını engelleyebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder