2025-03-31

Leo Tolstoy’un "A Confession" (Bir İtiraf) adlı eseri

Leo Tolstoy’un "A Confession" (Bir İtiraf) adlı eseri, onun ruhsal ve felsefi arayışlarını anlattığı otobiyografik bir metindir. 

Tolstoy, yaşamının anlamını sorguladığı bir dönemde, özellikle de büyük bir varoluşsal kriz yaşarken kaleme almıştır. 


A Confession" (Bir İtiraf)

Tolstoy, bu eserde hayatının farklı evrelerini gözden geçirerek, varoluşsal kaygılarını ve ruhsal dönüşümünü anlatır. Çocukluğundan itibaren geçirdiği değişimleri, şöhret ve başarı kazandığı edebi kariyerinin ona huzur getirmediğini ve hayatın anlamını arayış sürecini detaylandırır.

1. Çocukluk ve Gençlik Yılları

Tolstoy, çocukluk ve gençlik yıllarında dinin geleneksel öğretilerine karşı ilgisiz bir tutum sergilediğini anlatır. Üniversite yıllarında bilim, sanat ve felsefeye yönelmiş, ancak bunların yaşamın anlamına dair kesin bir cevap sunmadığını düşünmüştür.

2. Edebi Başarı ve Boşluk Hissi

Tolstoy, edebiyat dünyasında büyük başarı elde etmiş, “Savaş ve Barış” ve “Anna Karenina” gibi başyapıtları yazmıştır. Ancak ün, servet ve edebi şöhretin kendisini tatmin etmediğini fark etmiştir.

İçinde giderek büyüyen bir varoluşsal kriz yaşamaya başlar. Yaşamın anlamını ve ölümden sonra ne olacağını sorgulamaya yönelir.

3. Ruhsal Kriz ve Umutsuzluk

Tolstoy, yaşadığı krizi şu şekilde ifade eder: Ne kadar çaba harcarsa harcasın, sonunda ölümle yüzleşeceği gerçeği değişmeyecektir. Bilimin, felsefenin veya sanatın ona kesin bir yanıt sunmadığını görür. Dönemin entelektüel çevrelerinin benimsediği materyalist ve bilimsel dünya görüşü de ona tatmin edici gelmez.

Bu dönemde derin bir bunalıma girer, hatta intihar düşünceleri aklına gelir. Yaşamın anlamsız olduğunu düşünmeye başlar ve bu yüzden gündelik hayatına devam etmekte zorlanır.

4. Çözüm Arayışı: Halkın İnancı ve Dine Dönüş

Tolstoy, yaşamın anlamını arayış sürecinde sıradan insanları gözlemler. Zengin ve eğitimli insanların çoğu gibi umutsuzluğa kapılmadıklarını, hayatlarını sürdürdüklerini fark eder. Onların, dinden gelen bir inanç sistemi içinde huzur bulduğunu görür. Bu durum onu halkın inancını ve dini öğretileri incelemeye yöneltir.

Ancak geleneksel kilise dogmalarını da sorgular ve kurumsal dinin yüzeyselliğinden rahatsız olur. Bunun yerine, İsa'nın öğretilerine ve Hristiyanlığın özüne odaklanarak sade bir inanç anlayışına yönelir.

5. Yeni Bir Yaşam Anlayışı

Tolstoy sonunda basit, dürüst ve ahlaki bir yaşam sürdürmenin gerçek anlamı ve mutluluğu sağlayacağını kabul eder. 

İnsanların Tanrı’ya yönelerek, sevgi ve merhametle hareket etmeleri gerektiğine inanır.

Kendisi de bu anlayışı benimseyerek mal varlığını fakirlere dağıtmaya, lüks ve gösterişten kaçınmaya başlar.

Bu ruhsal dönüşüm, Tolstoy'un ilerleyen yıllarda Hristiyan anarşizmi ve pasifizm gibi düşünceleri savunmasına yol açmıştır.


Sonuç ve Temalar

"A Confession", Tolstoy’un hayatındaki en derin varoluşsal krizlerden birini anlatırken, insanın yaşamın anlamını nasıl bulabileceği üzerine derin bir sorgulama sunar. Ana temalar şunlardır:

  • Varoluşsal Kriz ve Anlamsızlık: Tolstoy, insanın ölüm karşısındaki çaresizliğini ve bu durumun nasıl bir umutsuzluğa yol açabileceğini açıklar.
  • Din ve İnanç: Bilimin ve felsefenin sağlayamadığı tatmini, halkın geleneksel inançlarında bulmaya çalışır.
  • Sade Yaşam ve Ahlaki Değerler: Tolstoy, hayatın anlamının maddi başarıda değil, sevgi, merhamet ve basit bir yaşamda olduğunu savunur.

Bu eser, Tolstoy’un ilerleyen dönemde yazacağı "Tanrı'nın Egemenliği İçinizdedir" ve "Diriliş" gibi eserlerdeki dini ve felsefi düşüncelerinin temelini oluşturmuştur.


Sonuç olarak, "A Confession" sadece Tolstoy'un bireysel bir hesaplaşması değil, aynı zamanda insanın anlam arayışına dair evrensel bir sorgulamadır.

Hiç yorum yok: