2025-03-26

Deniz ve Dört Anlaşma

Deniz ve Dört Anlaşma

Bir varmış, bir yokmuş… Deniz adında, meraklı ve açık yürekli bir çocuk varmış. Küçük bir sahil kasabasında yaşar, her sabah deniz kıyısına koşar, dalgalarla konuşur, martılarla dertleşirmiş. Ama en çok da ormandaki bilge kaplumbağa yaşlı Kora’yı ziyaret etmeyi severmiş.

Bir gün Deniz, kalbini sıkan bir şeyle Kora’nın yanına gitmiş.

"Bugün bir arkadaşım bana kötü sözler söyledi, çok üzüldüm," demiş.

Kora gözlerini hafifçe aralamış ve gülümsemiş:
"Deniz, sana Dört Anlaşma'dan bahsedeyim. Bunları hatırlarsan, kalbin her zaman huzur içinde olur."

Birinci Anlaşma: Sözcüklerin Gücü Vardır

"Her sözcük bir tohum gibidir," demiş Kora. "İyilikle konuşursan çiçekler açar, öfkeyle konuşursan dikenler büyür. Başkaları sana kötü söz söylediğinde, o tohumları kabul etmek zorunda değilsin."

Deniz düşünmüş. "Yani, kötü söylenen şeyler beni tanımlamaz, değil mi?"

"Kesinlikle," demiş Kora. "Senin kim olduğunu, başkalarının sözleri değil, kendi yüreğin belirler."

İkinci Anlaşma: Hiçbir Şeyi Şahsi Algılama

Deniz içini çekmiş. "Ama neden bana böyle davrandı? Beni sevmiyor mu?"

Kora gülümsemiş: "Başkalarının yaptıkları senden çok, kendileriyle ilgilidir. Bazen insanlar içlerindeki fırtınayı dışarı yansıtır. Birisi öfkeli konuştuğunda, bu onun kendi duygularıdır, senin suçun değil."

Deniz hafifçe başını sallamış. "Yani onun öfkesi benim değil, kendi içinde bir şeylerle savaşıyor."

Kora başını onaylar gibi hareket ettirmiş.

Üçüncü Anlaşma: Varsayımlarda Bulunma

Deniz biraz duraksamış. "Peki, o bana neden kızgın? Bunu bilmem gerekiyor, değil mi?"

Kora gülmüş: "Gerçekten biliyor musun? Yoksa kendi kendine hikâyeler mi uyduruyorsun?"

Deniz bir an düşünmüş. "Aslında… Bilmiyorum. Belki de ona sormalıyım."

Kora gözlerini kısarak gülümsemiş. "İşte budur! İnsanlarla açıkça konuş, soru sor, anlamaya çalış. Varsayımlar yerine açıklık getirirsen, kalbin daha hafif olur."

Dördüncü Anlaşma: Elinden Gelenin En İyisini Yap

Deniz bir süre düşündükten sonra sormuş: "Ama ya her zaman mükemmel olamazsam? Ya bazen hata yaparsam?"

Kora başını iki yana sallamış. "Elinden gelenin en iyisi mükemmel olmak değildir. Bazen yorgun, bazen üzgün olabilirsin. Ama her an elinden geleni yaparsan, pişmanlık yerine huzur hissedersin."

Deniz derin bir nefes almış. "Yani kendime karşı nazik olmalıyım?"

Kora göz kırpmış. "Aynen öyle. Kendini affetmeyi unutma."

Deniz’in Kalbindeki Huzur

Deniz, bu dört anlaşmayı kalbine yazmış. O günden sonra sözcüklerini özenle seçmiş, başkalarının öfkesiyle kendini üzmemiş, bilmediği şeyleri varsaymak yerine sormuş ve her an elinden gelenin en iyisini yapmış.

Ve her ne olursa olsun, kendini hep sevgiyle kucaklamış.

Göklerde martılar süzülmeye, dalgalar sahile vurup şarkılar söylemeye devam etmiş…

Ve Deniz, bilge kaplumbağa Kora’nın sözlerini her zaman hatırlamış.

SON.

Hiç yorum yok: