2025-03-25

Tanrı, iradesini hâkim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için Tanrı'yı kullanırlar.



Tanrı, iradesini hâkim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için Tanrı'yı kullanırlar.

GIORDANO BRUNO

Giordano Bruno’nun “Tanrı, iradesini hâkim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için Tanrı’yı kullanırlar” sözü, Tanrı’nın rolü, insan iradesi ve ahlaki sorumluluk gibi derin konuları ele alan düşündürücü bir ifadedir. 

Bu metin, Tanrı ile insan arasındaki ilişkinin karmaşıklığını ve insanların Tanrı’nın iradesini nasıl algıladığı veya kullandığı üzerine bir tartışma başlatır. 
 
Tanrı’nın İyi İnsanları Kullanması: İlahi İrade ve Özgür İrade
Bruno’nun düşüncesine göre, Tanrı kendi iradesini yeryüzünde gerçekleştirmek için iyi insanları bir araç olarak kullanır. Bu fikir, ilk bakışta Tanrı’nın her şeye kadir olması ile insanlara özgür irade vermesi arasında bir çelişki gibi görünebilir. Eğer Tanrı iyi insanları kendi iradesini gerçekleştirmek için kullanıyorsa, bu insanlar gerçekten özgür müdür, yoksa ilahi bir planın parçası olarak mı hareket ederler? Bu soru, teolojide uzun süredir tartışılan determinizm ve özgür irade arasındaki gerilimi gündeme getirir.

Bir açıdan, bu durum Tanrı’nın insanlara iyilik yapma yeteneği verdiğini ve iyi insanların bu yeteneği kullanarak Tanrı’nın iradesine hizmet ettiğini gösterebilir. Yani, iyi insanlar kendi özgür iradeleriyle ahlaki seçimler yapar ve bu seçimler Tanrı’nın planlarıyla uyum içinde olur. Örneğin, bir insan yardımseverlik veya adalet gibi erdemli eylemlerde bulunduğunda, kendi iradesiyle hareket etse de, bu eylemler Tanrı’nın yeryüzünde görmek istediği iyiliği yansıtabilir. Bu durumda, Tanrı’nın iyi insanları “kullanması”, onların özgür iradesini ortadan kaldırmaz; aksine, Tanrı’nın iradesi ile insan iradesi arasında bir uyum söz konusu olur.

Kötü İnsanların Tanrı’yı Kullanması: Din ve Manipülasyon
Metnin ikinci kısmı, kötü insanların kendi iradelerini hâkim kılmak için Tanrı’yı kullandığını belirtir. Bu, Tanrı’nın adını, otoritesini veya dinî söylemleri kendi bencil çıkarları için bir araç haline getirdikleri anlamına gelir. Tarih boyunca, birçok kişi ve grup, savaşları meşrulaştırmak, güç elde etmek veya zulmü haklı çıkarmak için Tanrı’yı veya dini bir bahane olarak kullanmıştır. 

Bruno, bu durumu eleştirerek, Tanrı’nın iradesinin saf ve iyi niyetli olduğunu, ancak kötü insanların bu iradeyi çarpıtarak kendi emellerine alet ettiğini ima eder.

Bu düşünce, dinin manipülasyon aracı olarak kullanılmasının tehlikelerine işaret eder. Kötü insanlar, Tanrı’nın iradesini yanlış yorumlayarak veya kasten saptırarak, kendi kötü niyetlerini gizlemeye çalışır. 

Örneğin, bir tiran “Tanrı’nın isteği” olduğunu iddia ederek halkı baskı altına alabilir. Bu, Tanrı’nın rolünden çok, insanların Tanrı kavramını nasıl istismar edebileceğiyle ilgilidir. Bruno’nun bu gözlemi, ahlaki sorumluluğun ve niyetin önemini vurgular: Eylemlerin görünürdeki doğruluğundan ziyade, ardındaki motivasyonlar belirleyicidir.

Teolojik ve Felsefi Sorular
Bruno’nun bu sözü, Tanrı’nın doğası ve insanlıkla ilişkisi hakkında bir dizi soruyu gündeme getirir:
  1. Tanrı’nın İradesi ve Özgür İrade Arasındaki Denge: Tanrı’nın iyi insanları kullanması, ilahi takdirin bir sonucu mudur, yoksa insanların özgür iradesiyle Tanrı’ya yönelmesi midir? Bu, Tanrı’nın her şeye kadir olması ile insan özgürlüğünün bir arada nasıl var olabileceği sorusunu açar.
  2. Kötülüğün Varlığı ve Tanrı’nın İzni: Eğer kötü insanlar Tanrı’yı kendi iradeleri için kullanabiliyorsa, Tanrı neden buna izin verir? Bu, klasik teodise sorununa işaret eder: Tanrı her şeye kadirse ve iyiyse, kötülüğün varlığına nasıl göz yumar? Belki de bu, Tanrı’nın insanlara verdiği özgür iradeye duyduğu saygının bir göstergesidir.
  3. Ahlaki Sorumluluk: İyi ve kötü insanlar arasındaki bu ayrım, insanların Tanrı ile olan ilişkilerinde niyetlerinin ne kadar önemli olduğunu gösterir. Tanrı’nın iradesini gerçekleştirmek, yalnızca doğru eylemleri yapmakla değil, aynı zamanda doğru niyetlerle hareket etmekle ilgilidir.
Sonuç: Derin Bir Tefekkür Daveti
Giordano Bruno’nun bu düşüncesi, Tanrı’nın iradesi, insan özgür iradesi ve ahlaki sorumluluk gibi karmaşık konuları bir arada ele alır. 

Tanrı’nın iyi insanları kullanarak iradesini yeryüzünde gerçekleştirmesi, ilahi plan ile insan özgürlüğü arasında bir uyum olduğunu öne sürer. Buna karşın, kötü insanların Tanrı’yı kendi iradeleri için kullanması, dinin ve Tanrı kavramının nasıl çarpıtılabileceğini gözler önüne serer.

Bu metin, okuyucuyu kendi niyetlerini, eylemlerini ve Tanrı ile olan ilişkisini sorgulamaya davet eder.

Tanrı’nın iradesini anlamak ve ona uygun hareket etmek, yalnızca yüzeysel bir itaat değil, derin bir ahlaki bilinç gerektirir. 

Bruno’nun sözü, hem teolojik hem de felsefi açıdan zengin bir tartışma zemini sunarak, insanların Tanrı’nın iradesini nasıl yorumladığı ve kullandığı konusunda dikkatli olmaları gerektiğini hatırlatır. 

Sonuç olarak, bu düşünce, Tanrı ile insan arasındaki ilişkinin karmaşıklığını ve bu ilişkinin ahlaki boyutlarını çarpıcı bir şekilde ortaya koyar.

Hiç yorum yok: