2025-01-12

Sarkaç Diyarı

Sarkaç Diyarı

Bir zamanlar, Sarkaç Diyarı adı verilen büyülü bir ülke varmış. Bu diyar, sürekli hareket eden dev bir sarkacın gölgesinde yaşarmış. Sarkacın bir tarafı "Istırap Vadisi," diğer tarafı ise "Sıkıntı Ovası" olarak bilinirmiş. İnsanlar bu iki uç arasında gidip gelir, bir türlü huzuru bulamazlarmış.

Istırap Vadisi'nde yaşayanlar, sürekli bir şeylere özlem duyar, arzuları ve sahip olmadıkları şeyler için gözyaşı dökerlermiş. Kimisi sevdiği aşk'a ulaşamaz, kimisi hayalini kurduğu işi elde edemezmiş. Ancak, onların gözleri hep ufuktaymış; vadinin derinliklerinden yıldızlara bakar, umutla yeni hayaller kurarlarmış.

Sıkıntı Ovası ise bambaşka bir yermiş. Burada yaşayanlar, istedikleri her şeye sahipmiş. Ancak, bu bolluk içinde kimse gerçekten mutlu değilmiş. Her şeye sahip olmanın verdiği ağırlık, yüreklerini taş gibi yapmış. Ayaklarına gelen yeni bir şey onları heyecanlandırmaz, sahip oldukları şeyler ise zamanla anlamsız gelirmiş.

Bir gün, bu diyarın uzak köşesinden bir gezgin çıkagelmiş. Adı Araf olan bu gezgin, sarkacın merkezinde kendine bir yer aramış.  Istırap Vadisi’ne varınca insanlara şunu söylemiş:
Yokluk sizi yaralıyor ama bu yaralar hayallerinizin doğduğu yerdir. Unutmayın, hayal kuran kalp her zaman canlıdır.

Daha sonra Sıkıntı Ovası’na gitmiş ve oradaki insanlara demiş ki:
Sahip olduklarınız sizi sıkıyor çünkü onların kıymetini bilmiyorsunuz. Eğer sahip olduklarınızı paylaşır, başkalarının hayallerine ışık olursanız, belki siz de yeniden heyecan hissedersiniz.

Araf, sonunda sarkacın tam ortasında bir yer keşfetmiş. Buraya Denge Bahçesi adını vermiş. Bahçenin toprakları, Istırap Vadisi’nin umut dolu yıldızları ve Sıkıntı Ovası’nın paylaşmayı öğrenen insanlarıyla yeşermiş. Burada insanlar, ne yalnızca hayal kurarak acı çekmiş ne de yalnızca sahip olmanın yüküyle ezilmiş. Denge Bahçesi’nde, hem arzuların tatlı heyecanını hem de sahip olmanın getirdiği şükranı bir arada yaşamayı öğrenmişler.

Sarkaç ise hâlâ sallanıyormuş; ve artık insanlar onun hareketinden memnun oluyormuş, çünkü öğrenmişler: Hayat, yalnızca istediklerini elde etmek ya da her şeye sahip olmakla değil, arada durup bu dengeyi bulmakla, gelgitlerde aktif rol almak ile anlam kazanır.

Ve o günden sonra, Sarkaç Diyarı'nda yaşayanlar, hem Istırap Vadisi’nin hem de Sıkıntı Ovası’nın kıymetini bilerek, denge içinde mutlu bir hayat sürmüşler.

Her şey akar, öne ve arkaya, içe ve dışa; her şey dalgalanır, ileri ve geri, yükselir ve alçalır; her şeyde sarkacın salınımı vardır; sağa salınım, sola salınımla aynıdır; iki uç benzerdir. Ritim kendini telafi eder, dalga hareketi ve akış ise gerçeği anlatır. Denge buradadır.

4 yorum:

Can derman dedi ki...

Bu büyülü ülkede yaşamak bütün çabamız, sevgili Nevit, çok güzel bir öykü

yusuf dedi ki...

Sevgili Nevit işin sırrı dengede.Biyolojideki homeostasis gibi.Birde rahmetli babamın duasını yazayım''Oğlum hiç kimsenin umudu hayallerinin önüne geçmesin'' Sevgiler selamlar

B. Çağlar Ergin dedi ki...

Sevgili Nevit ellerine sağlık.
Hayatta her şey dengeyle güzel! Yazını okurken, bu ince dengeyi korumanın aslında yaşamın özüne ne kadar bağlı olduğunu bir kez daha hissettim. Denge, hem iç dünyamızda hem de dış dünyamızda huzurun ve mutluluğun kaynağı. Bu denge bozulduğunda hayatımızın tüm parçaları sanki birer birer çözülmeye başlıyor. Sarkaç, belki de hepimize bu dengeyi koruma sorumluluğunu hatırlatan zarif bir metafor. Böylesine derin ve düşündürücü bir yazı için teşekkür ederim

TA dedi ki...

Sevgili Nevit'ciğim ne güzel anlatmışsın,hayatın her alanında geçerli olan dengenin önemini hatırlattığın için teşekkürler