2025-01-17

Karanlıkta Parlayan Kalp

"Karanlıkta Parlayan Kalp"

Bir zamanlar, Dışkuşlar Ormanı’nın kenarında, sadece dışını görebilen bir halk yaşardı. 

Bu insanlar, gözle görülebilen her şeye büyük önem verir, ama kendi iç dünyalarını asla bilmezlerdi. Çünkü onların inanışına göre, içlerinde önemli bir şey yoktu—karanlıktan başka.

Fakat bu halk arasında bir çocuk vardı: İçel. 

İçel, diğerlerinden farklıydı. Dışarıda olan her şeyle ilgilenmektense, sürekli içindeki sessiz sesi dinlerdi. Ne zaman bir şey yapmak istemese, içinden bir ses ona, "Bekle. İçinden gelmiyorsa,  İçinin bir bildiği vardır," derdi. Diğerleri İçel’e garip gözlerle bakar, onun zaman kaybettiğini düşünürdü. Ama İçel buna aldırmazdı.

Bir gün, ormanın derinliklerinden kasabayı gölgeleyen kara bir sis yayıldı. Kimse bu sisin nereden geldiğini anlayamıyordu. İnsanlar birbirlerine baktılar ama hiçbir çare bulamadılar. Çünkü gözlerinin görebildiği her yerde sis vardı, ama çözüm onlara görünmüyordu.

İçel ise sessizce oturup içindeki sesi dinledi. Bu karanlık sisin anlamını çözmek için dışarıya değil, kendi içine baktı. İçinde zayıf, küçük bir ışık gördü—karanlığın en derininde, yalnızca ona rehberlik edecek kadar bir ışık. Bu ışığın ona bir yol gösterdiğini fark etti.

İçel, “Tuhaf, gerçekten! Sadece dışımızı görebiliyoruz. Ama çözüm içeride, derinlerde olabilir,” dedi ve halkını ormanın kalbine, yani karanlığın kaynağına doğru yönlendirdi. İnsanlar başlangıçta tereddüt etti. Ancak içlerinde hissettikleri bir dürtü, onları İçel’i takip etmeye zorladı.

Ormanın derinliklerinde ormanın kalbine vardıklarında, İçel halkına dedi ki:
“Şimdi, lütfen, her biriniz gözlerinizi kapatın ve kendi içinize bakın. Işık karanlığın içinde gizli.”

Halk başta ne yapacaklarını bilemedi. Ama cesaretlerini toplayıp İçel’i dinlediler. Gözlerini kapattıklarında, herkes kendi içinde o zayıf ışığı buldu. Dikkat ettikçe ışık büyüdü, büyüdü ve sonunda ışık o karanlık sisi yok etti.

Bununla kalmadı, ışığını bulanlar,  bulamayanlara, karanlıkta kalanlara rehberlik etti. 

O günden sonra, halk sadece dışlarını görmekle yetinmedi. İçlerine bakmayı öğrendiler. Çünkü en büyük sırların, en karanlık yerlerde saklı olduğunu anlamışlardı.

Ve İçel, kasabada en bilge insan olarak tarihe geçti.

Masalın sonunda, herkes kendine bir ders çıkardı:
“En karanlık yerlerde bile derinlerde içindeki ışığını bulabilirsin ve içinin bir bildiği vardır. ”

Hiç yorum yok: