2025-01-05

Akan nehir ve dolan göl

Akan Nehir ve Dolan Göl

Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, dağların arasında bir nehir ve bir göl yaşarmış. 

Nehir sürekli akarmış; çakıl taşlarına şarkılar söyleyerek, dalların altından süzülerek yol alırmış. Göl ise sessiz, sakin, dingin bir şekilde nehrin ona taşıdığı suyu biriktirirmiş. 

Bu iki dost, birbirlerini tamamlayan bir uyum içindeymiş.

Denge

Bir gün nehir, göle şöyle demiş:
"Ey dostum, sen hep sakinsin, hep biriktiriyorsun. Peki ya ben hep aktığım için yorulursam, ne olur?"

Göl gülümsemiş ve cevap vermiş:
"Sen aktığın sürece ben varım, sevgili nehir. Suyun olmazsa ben kururum. Ama endişelenme; eğer yorulursan, bir süre akmayı yavaşlat, ben biriktirdiğim suyu sana geri veririm. Böylece dinlenmiş olursun."

Bu konuşma nehrin içini rahatlatmış. O günden sonra nehir, gerektiğinde yavaşlamayı öğrenmiş ve göl, bu döngünün dengesini hep korumuş.

Sessizlik

Bir başka gün, nehir göle kızgın bir şekilde seslenmiş:

"Sen hep susuyorsun! Beni dinliyorsun ama bana cevap vermiyorsun. Neden hiç konuşmuyorsun?"

Göl, derin bir nefes almış ve şöyle demiş:
"Ben seni dinlemekten memnunum, sevgili nehir. Senin şarkıların ve sözlerin bana hayat veriyor. Eğer ben de konuşursam, ikimiz de akar gideriz, geriye hiçbir şey kalmaz."

Nehir, gölün bu bilgece sözlerini duyunca sakinleşmiş. O günden sonra nehir, gölün sessizliğini bir zayıflık değil, bir güç olarak görmeye başlamış.

Tıkanıklık

Bir zaman sonra, nehrin önüne büyük bir kaya düşmüş. Nehir akamamış, göl dolamamış. İkisi de birbirlerini özlemiş. Nehir, çaresizce bağırmış:
"Ey göl, seni dolduramıyorum! Neden yardım etmiyorsun?"

Göl, sessiz bir şekilde bir çözüm bulmaya çalışmış. Rüzgâra haber salmış, rüzgâr yağmuru çağırmış. Yağmur, nehrin üzerine yağmış, kayayı sürüklemiş, yerinden oynatmış ve yeniden suyun yolunu açmış. Nehir akmaya, göl dolmaya başlamış.

Bu olaydan sonra nehir ve göl, dışarıdan gelen engellere karşı birlikte çözüm üretmeyi öğrenmiş.

Taşma

Bir gün aşırı yağmur yağmış. Nehir, akmış akmış akmış ve gölü tamamen doldurmuş. O güne kadar gelen suları memnuniyet ile kabul eden göl,  yeter diye bağırmış. Doldum ben,  artık alacak yerim yok . Lütfen dur demiş. Ancak nehir durmayınca gölün çevresindeki tarlalar ve evler sular altında kalmış. 

Köylüler nehir üzerinde taştan barajlar yapmışlar.  Artık nehir kontrollü akıyormuş. Bu durumdan göl de memnun kalmış. 

Seni seviyorum ve istiyorum demiş. Ama her şeyin fazlası gibi,  suyun fazlası da zarar demiş. En güzeli dengeli olmak. En güzeli buharlaşan ve tarlalar a giden kadar giden su kadar su getirmen. 

Döngünün Hikmeti

Bir zaman sonra insanlar nehir ve gölü ziyaret etmişler. Onların uyumuna hayran kalmışlar. Yaşlı bir bilge, iki su dostuna bakıp şöyle demiş:
"Bir sohbet, akan bir nehir ve dolan bir göl gibidir. Biri anlatır, diğeri dinler. Anlatan olmazsa dinlemenin anlamı kalmaz; dinleyen olmazsa anlatmak boşuna olur. İşte bu döngü, hayatın ve dostluğun özüdür."

O günden sonra nehir ve göl, bu bilge sözleri hatırlayarak dostluklarına daha sıkı sarılmışlar. Ve onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine.

Masal burada biter, döngü 🔁 ise sonsuza dek sürer.


Hiç yorum yok: