2025-01-14

Bolluk Ülkesinin Anahtarı

Bolluk Ülkesinin Anahtarı

Bir zamanlar, yüreği hem umutla hem de eksiklikle dolu genç bir kız olan Deniz, büyük bir ormanın kenarındaki küçük bir köyde yaşardı. Deniz, hayatta hiçbir şeye tam anlamıyla sahip olmadığını düşünürdü. Ne kadar çabalarsa çabalasın, hep bir şeyler eksikmiş gibi hissederdi. "Eğer daha fazla param olsaydı, daha fazla sevgi görseydim ya da daha yetenekli olsaydım, her şey mükemmel olurdu," diye geçirirdi içinden. Ama ne yaparsa yapsın, bu eksiklik hissi peşini bırakmazdı.

Bir gün, köyün yaşlı bilgesi bir meşe ağacının altında otururken Deniz’i çağırdı. “Deniz, sana bir sır vereyim mi?” dedi. Deniz merakla yaşlı kadının yanına oturdu.

Bilge kadın Deniz’e eski, tozlu bir kutu verdi. Kutunun üzerinde bir yazı vardı: “Bolluk Ülkesinin Anahtarı”. Deniz heyecanla kutuyu açtı, fakat içinde hiçbir şey yoktu. “Bu bir şaka mı?” diye sordu hayal kırıklığıyla.

Bilge kadın gülümsedi. “Hayır, bu bir sır. Bolluk Ülkesine giden anahtar, kutunun içindeki boşlukta gizli. Ama bunu yalnızca sen bulabilirsin. Şimdi git ve birkaç gün boyunca insanların senden esirgediğini düşündüğün her şeyi, sen onlara vermeyi dene.

Deniz bu tavsiyeyi anlamamıştı ama yine de denemeye karar verdi. O günden sonra, insanların ona daha önce vermediği şeyleri, kendisi vermeye başladı. Bir komşusuna yardıma ihtiyacı olup olmadığını sordu. Çarşıdaki yaşlı bir adama gülümsedi ve hâlini hatırını sordu. Bir arkadaşı başarılı bir iş yaptığında onu övdü ve içtenlikle tebrik etti.

İlk başta zorlandı, çünkü kendi içinde hep bir boşluk hissediyordu. Ama birkaç gün sonra, bir şeylerin değişmeye başladığını fark etti. Komşusu, ona taze pişmiş bir ekmek getirdi. Çarşıdaki yaşlı adam, ona gençliğin ne kadar kıymetli olduğunu hatırlatan hikâyeler anlattı. Arkadaşı ise, Deniz’in içten övgüsünden etkilenmiş ve ona yeni bir fırsattan bahsetmişti.

Deniz bu değişimi gördükçe, içindeki eksiklik hissinin azaldığını fark etti. “Vermediğim hiçbir şeyi alamamışım,” diye düşündü. “Bolluğun anahtarı, aslında içimdeymiş.

Bir gün, yaşlı bilgenin yanına geri döndü ve heyecanla, “Buldum!” dedi. “Bolluk Ülkesi, insanın kendi kalbinde başlıyor. Dışarıya ne verirsem, içeriye o geri dönüyor.

Bilge kadın gülümsedi ve başını salladı. “Kutuyu açtığında gördüğün boşluk, aslında senin içindeki potansiyeldi. Sen, önce kendin bolluk yaratmayı öğrendin. İşte o zaman hayat sana bolluğunu sundu.

O günden sonra, Deniz köydeki herkese bu hikâyeyi anlattı ve kutuyu, hayatında eksiklik hisseden başka birine devretti. Bolluk Ülkesi’nin anahtarı, herkesin kalbinde gizliydi ve yalnızca verenlerin eline geçebiliyordu.

Ve böylece, Deniz’in köyü yavaş yavaş değişti. İnsanlar daha cömert, daha sevgi dolu ve daha mutlu hale geldi. Çünkü herkes, dışarıya ne verirlerse içeriye de onun geri döneceğini öğrenmişti.

Son.

Hiç yorum yok: