2025-10-06

Liberty Before Liberalism, Quentin Skinner

Liberty Before Liberalism, Quentin Skinner

Quentin Skinner bu eserinde “neo-Roma özgürlük teorisi”ne odaklanır; bu teori, liberalizmin hâkim olduğu çağımızda sıklıkla göz ardı edilmiş bir özgürlük anlayışını, erken modern İngiltere bağlamında yeniden ortaya koyar. Skinner, fikir tarihçiliği (“intellectual history”) açısından bu teoriyi keşfetmenin, bugün siyasi düşüncede sahip olduğumuz özgürlük anlayışlarının nereden geldiğini; hangi düşünsel seçenekler arasında tercih yapılarak liberalizm konumuna ulaşıldığını anlamak açısından önemli olduğunu savunur.

Kitap üç ana bölümden oluşuyor:

  1. “The neo-roman theory of free states” (Özgür Devletlerin Neo-Roma Teorisi)
  2. “Free states and individual liberty” (Özgür Devletler ve Bireysel Özgürlük)
  3. “Freedom and the historian” (Özgürlük ve Tarihçi)

Bölüm Özeti

1. The neo-roman theory of free states

  • Skinner bu bölümde neo-Roma düşüncesin kökenlerini ve erken modern dönemde İngiltere’de “özgür devlet” (free state) kavramının nasıl geliştiğini inceliyor. Bu anlayış, Roma Cumhuriyeti’nin erdem ve yurttaşlık geleneklerinden esinlenen, devletin özgür vatandaşlara dayanması, yöneticilerin yetkilerinin sınırlandırılması ve keyfî iktidarın (“arbitrary power”) reddedilmesi gibi ilkeleri içeriyor.

  • Özgür devletler teorisi, kralın mutlak yetkisine ve parlamentoya bağlı olmayan iktidar biçimlerine karşı bir tepki olarak doğuyor. Skinner özellikle İngiliz İç Savaşı sürecinde parlamento savunucuları arasında bu kavramın güçlü biçimde dile getirildiğini gösterir.

  • Bu teori, sadece “yönetilmemek” değil, aynı zamanda yurttaşların başkalarının keyfine bağlı olmaması, onlar tarafından keyfi biçimde şekillendirilememesi anlamına gelmektedir; bağımlılık (“dependence”) kavramı burada kilit rol oynar.

2. Free states and individual liberty

  • Skinner, özgür devletler teorisinin bireysel özgürlükler (individual liberty) ile ilişkisini tartışır. Liberalizmin klasik formu (“negative liberty” ya da cezalandırmama, müdahaleden kaçınma anlayışı) ile neo-Roma özgürlük anlayışı arasındaki farklar ortaya konur. Örneğin Hobbes gibi düşünürler, Skinner’a göre, devletin sağladığı düzenin dışındaki her şeyin müdahale dışı özgürlük olduğunu savunur; ama neo-Roma geleneği için bu yeterli değildir. Çünkü bir birey, başkalarının iradesine bağımlı ise, müdahale edilmiyor olsa bile özgür sayılmaz.

  • Neo-Roma düşünürleri, “kölelik” terimini salt fiziksel baskı ya da açık zorlama olarak değil, keyfi iradeye bağlılık ya da edilgenlik durumu olarak kullanırlar. Yani bireyin başkalarının iradesinin keyfi kullanımına maruz kalma ihtimali bile bağımlılıktır ve bu özgürlüğün ihlalidir.

  • Skinner ayrıca bu görüşün pratik politik tartışmalarda nasıl kullanıldığını: Amerikan kolonistlerinin İngiliz yönetimine başkaldırılarında, Fransız ancien régime vs. İngiliz hakimiyetindeki Kuzey Amerika vs. söylemlerinde özgürlük ve bağımlılıktan söz edilmesinde bu neo-Roma dili ve teorisinin rollerini ele alır.

3. Freedom and the historian

  • Üçüncü bölüm düşünce tarihçiliğinin (intellectual history) metodolojisine ayrılmış. Skinner burada tarihçi olarak hangi soruları sormamız gerektiğini; klasik liberalizm anlayışının tarihsel kökenlerini nasıl yeniden değerlendirebileceğimizi; güncel özgürlük teorisi ile geçmişteki farklı özgürlük anlayışları arasında nasıl bir diyalog kurulabileceğini tartışır.

  • Bir başka vurgu: tarihçinin görevi sadece “klasik metinleri” yorumlamak değil, bu metinlerin yazıldığı toplumsal, siyasal, kültürel bağlamları da (tarihsel bağlam, pratiğe ve döneme özgü pratik sorunlar) dikkate alarak anlamaya çalışmaktır. Böylece özgürlük gibi kavramların zaman içinde farklı biçimlerde biçimlenmiş olduğunu, bugünkü kavrayışımızın tek geçerli yorum olmadığını gösterir.


Temel Kavramlar ve Tartışmalar

  • Bağımlılık (Dependence): Neo-Roma teorisinde özgürlüğün en önemli sınırlayıcılarından biridir. Bir kişinin başkasının keyfî iradesine maruz olması — fiziksel müdahalenin olmaması bile — o kişiyi “özgür olmayan” konumda bırakabilir.

  • Arbitrary Power / Keyfî İktidar: Gücün sınırlandırılmamış olması; yöneticinin takdir hakkının sınırsız olması. Neo-Roma düşünürü için bu, yurttaşın özgürlüğünün temel tehditlerinden biridir.

  • Özgür Devlet (Free State): Sadece hukuki olarak özgürlük değil, siyasal olarak yurttaşların yönetime katıldığı; devletin sınırlarının, yetkilerinin net olduğu; keyfî gücün yasalarla kısmen de olsa sınırlandırıldığı devlet biçimidir.

  • Liberalizm vs Neo-Roma Yaklaşımı: Liberal özgürlük anlayışı çoğu zaman “negatif özgürlük” (devletin ya da başkalarının müdahalesinden kaçınma) eksenine odaklanır. Neo-Roma yaklaşımı ise “bağımlılıktan kaçınma”, “keyfî olmayan hükümranlık biçimi”, siyasal katılım ve erdem gibi öğeleri ön plana çıkarır. Liberalizm bu yönleri çoğu kez geri planda bırakmıştır.


Tarihsel Seyir: Yükseliş, Etki, Gerileme

  • Neo-Roma özgürlük teorisi, 17. yüzyıldaki İngiliz İç Savaşı (English Civil War) sırasında yükselmiştir. Parlamento ve karşısında kral arasında geçen tartışmalarda “özgür devlet” fikri merkezi bir argüman olmuştur.

  • Daha sonra Amerikan Devrimi’nde İngiliz yönetimine karşı kullanılan retorikte bu özgürlük ve bağımlılık dili görülmüştür.

  • Ancak 19. yüzyıla gelindiğinde liberalizm ideolojisi neo-Roma geleneğinin birçok yönünü gölgede bıraktı; özgürlük üzerine liberal paradigmalar (örneğin Mill gibi figürlerle) daha baskın hale geldi. Neo-Roma teorisi ideolojik olarak merkezî değil marjinal kaldı; fakat bazı toplumsal hareketlerde (ör. Chartist hareket, kadın hakları savunusu) izleri hala görülebilir.


Skinner’ın Amacı ve Önerdiği Perspektif

  • Skinner’ın amacı, bugünkü özgürlük anlayışına hâkim olan liberal çerçeveyi sorgulamak; alternatif, ihmal edilmiş bir kuramsal gelenek olan neo-Roman yaklaşımı tekrar düşünmemizi sağlamak.

  • Tarihçi olarak bizden beklentisi, fikirleri salt “klasikler” üzerinden okumak yerine onların yazıldıkları dönemin sorunlarını, bağlamlarını, retoriklerini, politik gündemlerini anlamak. Bu şekilde tarihsel olarak farklı özgürlük vizyonları arasındaki farkları daha net görebiliriz.

  • Ayrıca Skinner, özgürlük ile devlet, vatandaşlık, siyaset, iktidar ve bağımlılık arasındaki ilişkilerin tarih boyunca değiştiğini; bugünkü liberal hürriyet anlayışının tarihsel olarak tek seçenek olmadığını; farklı özgürlük anlayışlarının hâlâ düşünce ve pratikte ciddiye alınabileceğini vurgular.


Kritik Değer ve Yorum

  • Liberty Before Liberalism, düşünce tarihi ve siyasi teori alanında özgürlük kavramına tarihsel derinlik kazandıran önemli bir eser. Skinner; bizim bugün “özgürlük” dediğimiz şeyin çıkış noktalarını, onunla ilgili alternatif anlayışları ve bunların nasıl kaybolduğunu göstererek kavramın eleştirisini de yapıyor.

  • Eser, liberalizmin hegemonik anlayışını sorgulaması bakımından güncel siyasi tartışmalara katkı sağlayabilir: özgürlük, yurttaşlık ve devlet arasındaki ilişkilerin yeniden düşünülmesi gerektiğini ima ediyor.

Hiç yorum yok: