Alkoliklerin Oynadığı Oyunlar: Yaşam Senaryoları Analizi Üzerine Düşünceler
Claude Steiner'in "Alkoliklerin Oynadığı Oyunlar: Yaşam Senaryoları Analizi" adlı eseri, alkolizmi tedavi edilemez bir hastalık olarak gören geleneksel yaklaşımlara meydan okuyan devrimci bir teori ve tedavi yöntemi sunmaktadır.
Steiner'a göre alkolizm, bireyin çocukluk döneminde aldığı erken ve zorunlu bir karara dayanan, bilinçli bir yaşam planı olan bir "senaryo"nun sonucudur.
Bu senaryo, genellikle ebeveynlerin Çocuk ego durumundan kaynaklanan ve "düşünme," "hissetme," veya "başarılı olma" gibi temel yetileri yasaklayan "emirler" tarafından şekillendirilir.
Steiner, bu senaryonun "oyunlar" adı verilen tekrarlayıcı ve örtük amaçlı davranış kalıpları aracılığıyla hayata geçirildiğini belirtir.
Alkolizm bağlamında, her biri farklı dinamiklere sahip üç ana oyun tanımlar: "Sarhoş ve Gururlu" (Drunk and Proud), "Ayyaş" (Lush) ve "Şarapçı" (Wino).
Bu oyunlar, alkoliğin yalnızca zamanını yapılandırmasına ve ilgi ("okşanma") elde etmesine hizmet etmekle kalmaz, aynı zamanda kendini yok etme senaryosunu da adım adım ilerletir.
Eric Berne'nin Transaksiyonel Analiz (TA) teorisine dayanan tedavi yaklaşımı, hastanın bu çocukluk kararını iptal etmesine yardımcı olmayı hedefler.
Bu süreç, terapist ve hasta arasında kurulan net bir "terapötik sözleşme" ile başlar. Tedavinin temelini, terapistin hastanın ebeveynsel emirlerine karşı koyması için verdiği İzin (Permission), bu iznin ardından hastanın yaşadığı varoluşsal korkuya karşı sağladığı Koruma (Protection) ve terapistin tedavi sürecindeki etkinliği ve kararlılığı olan Potens (Potency) oluşturur.
Bu yaklaşıma göre alkolizm tedavi edilebilir bir durumdur ve iyileşmiş bir alkolik, senaryosunu tamamen terk ettiğinde kontrollü sosyal içiciliğe bile dönebilir.
---------------------------------------------------------------------------
I. Temel Kavramlar: Transaksiyonel Analiz ve Senaryo Teorisi
Steiner'in alkolizm modelini anlamak, üzerine inşa edildiği iki temel direği kavramayı gerektirir: Transaksiyonel Analiz ve Senaryo Teorisi.
A. Transaksiyonel Analiz (TA) Temelleri
Eric Berne tarafından geliştirilen Transaksiyonel Analiz, kişilik ve kişilerarası ilişkileri anlamak için pratik ve anlaşılır bir çerçeve sunar.
- Ego Durumları: TA, kişiliğin üç gözlemlenebilir ego durumundan oluştuğunu varsayar. Bunlar, psikanalizdeki varsayımsal id, ego ve süperegodan farklı olarak, her an gözlemlenebilen ve duyulabilen davranışsal gerçekliklerdir.
- Ebeveyn: Ebeveynlerden veya otorite figürlerinden kopyalanan, sorgulanmamış davranışlar, değerler ve tutumlardır. Geleneklerin ve değerlerin deposudur.
- Yetişkin: Mantıksal, rasyonel ve duygudan arınmış bir veri işlem merkezidir. Gerçekliği objektif olarak değerlendirir ve olasılıkları hesaplar.
- Çocuk: Kişinin çocukluğundan kalma, bütünlüğüyle korunmuş bir ego durumudur. Yaratıcılığın, sezginin, spontanlığın ve temel duyguların kaynağıdır.
- İkinci Derece Yapısal Analiz: Senaryo analizinde özellikle önemli olan, Çocuk ego durumunun kendi içindeki yapısıdır:
- Çocuk'taki Ebeveyn (Uyarlanmış Çocuk veya "Elektrot"): Ebeveynsel taleplere göre şekillendirilmiş ve genellikle kısıtlayıcı emirleri ("yasaklar") içeren kısımdır. Kendini yok etme senaryolarında bu kısım, bir "cadı anne" veya "dev baba" gibi hareket eder.
- Çocuk'taki Yetişkin ("Profesör"): Çocuğun sezgisel, keskin ve kişilerarası dinamikleri anlama yeteneğidir. Mantıksal verilerden çok, gizli psikolojik mesajları algılar.
- Doğal Çocuk ("Prens" veya "Prenses"): Spontane, engellenmemiş ve özgür çocuktur. Toplumsal baskılar nedeniyle yetişkinlerde nadiren ortaya çıkar.
- Transaksiyonlar ve Oyunlar: İki veya daha fazla kişi arasındaki etkileşim birimi "transaksiyon"dur (bir uyaran ve bir tepki). "Oyunlar" ise, sosyal ve psikolojik düzeyleri farklı olan, öngörülebilir bir sonuca (ödül veya "payoff") yol açan bir dizi gizli amaçlı transaksiyondur. Oyunlar, insanların zamanlarını yapılandırmalarına, ilgi (okşanma) elde etmelerine ve temel varoluşsal pozisyonlarını doğrulamalarına hizmet eder.
B. Senaryo Teorisi: Önceden Yazılmış Yaşam Planları
Steiner'in en önemli katkısı, oyunların daha büyük bir yaşam planı olan "senaryo"nun parçası olduğu fikridir.
- Senaryonun Tanımı: Bir senaryo, kişinin hayatının ana hatlarını belirleyen, çocuklukta alınan erken ve zorunlu bir karara dayanan bir yaşam planıdır. Tıpkı bir tiyatro oyunu gibi bir başlangıcı, gelişimi ve sonucu vardır. Alkolizm gibi kendini yok edici senaryolar, "hamartik" (trajik) olarak adlandırılır.
- Ebeveynsel Emirler ve Karar: Senaryolar, ebeveynlerin Çocuk ego durumundan ("cadı anne" veya "dev baba") gelen güçlü, genellikle sözsüz "emirler" (yasaklar) tarafından şekillendirilir. Bu emirler, çocuğun doğal eğilimlerini engeller ("Düşünme!", "Hissetme!", "Var olma!"). Çocuk, bu ezici baskılar altında hayatta kalabilmek için varoluşsal bir pozisyon benimser ("Ben OK değilim, sen OK'sin") ve bu duruma uyum sağlayan bir yaşam rotası çizer. Bu, "karar" anıdır.
- Mistik Kahraman ve Karşıt Senaryo:
- Mistik Kahraman: Çocuk, senaryosunu somutlaştırmak için genellikle kurgusal veya gerçek bir karakteri model alır. Bu "mistik kahraman," çocuğun içinde bulunduğu çıkmaza bir çözüm sunar gibi görünür (örneğin, İsa, Süpermen, Marilyn Monroe).
- Karşıt Senaryo (CountersCRIPT): Bu, kişinin senaryo emirlerine uymadığı ve genellikle kültürel ve Ebeveynsel beklentilere uyduğu geçici dönemlerdir. Bir alkolik için karşıt senaryo, "içkiyi bırakma" ve "sorumlu" davranma dönemleridir. Ancak bu dönemler kırılgandır, çünkü altta yatan senaryo değişmemiştir.
II. Alkolik Oyunu: Üç Farklı Tür
Steiner, "alkolik" diye tek bir tip olmadığını, bunun yerine farklı amaçlara hizmet eden üç temel alkolik oyunu olduğunu öne sürer. Her oyunun temel varoluşsal pozisyonu "Ben OK değilim, sen OK'sin (ha ha)" şeklindedir; bu, aslında "Sen de OK değilsin" demenin dolaylı bir yoludur.
A. Sarhoş ve Gururlu (Drunk and Proud - D&P)
- Tez: "Ben kötüyüm, sen iyisin (hadi durdur da göreyim)."
- Oyuncular: Genellikle Alkolik ve Zalim/Kurban rolleri arasında gidip gelen bir partner. Kurtarıcı rolü nadirdir.
- Dinamik: Bu oyunun temel amacı, otoriter ve kendini haklı gören bir Ebeveyn figürünü (genellikle eşi) kışkırtarak onun acizliğini, kontrolünü kaybettiğini ve aslında "OK olmadığını" göstermektir. Alkol, kuralları cezasız bir şekilde çiğnemek için bir bahanedir. Ertesi günkü sahte pişmanlık, karşı tarafı ya affeden bir "ahmak" (Patsy) ya da acımasız bir "Zalim" (Persecutor) konumuna sokar; her iki durumda da Alkolik kazanır.
B. Ayyaş (Lush)
- Tez: "Ben deliyim/depresyondayım, beni daha iyi hissettirebilirsin (tedavi edebilirsin) (ha ha)."
- Oyuncular: Alkolik, Kurtarıcı (Rescuer) ve Zalim rolleri arasında gidip gelen bir partner ve genellikle bir profesyonel (doktor, terapist).
- Dinamik: Bu oyun, cinsel ve duygusal yoksunluğa (okşanma eksikliği) bir tepkidir. Oyuncu, normal şartlarda alamadığı yoğun ilgiyi ve bakımı ancak kendini acınacak bir duruma soktuğunda (sarhoş olup kriz yarattığında) elde edebilir. Partneri genellikle suçluluk duygusuyla Kurtarıcı rolünü üstlenir, ancak bu durum altta yatan ilişki sorununu çözmez, sadece oyunun devam etmesini sağlar.
C. Şarapçı (Wino)
- Tez: "Ben hastayım (bunu görmezden gelemezsin), sen sağlıklısın (ha ha)."
- Oyuncular: Alkolik ve Bağlantı (Connection) - ona kaynak sağlayan herkes (barmen, doktor, polis, sosyal hizmet görevlisi).
- Dinamik: Bu, kendini yok etme senaryosunun en ileri ve en ölümcül aşamasıdır. Oyuncu, temel bakım (yemek, barınak, tıbbi yardım) görmek için vücudunu ve sağlığını bir pazarlık unsuru olarak kullanır. Ancak ölmek üzere olduğunda ilgi gördüğü için, bu durum "yardım edenlerin" de aslında "OK olmadığı" yönündeki temel pozisyonunu doğrular. Bu oyun, bedensel dokuların birer piyon olarak kullanıldığı "sona gelinmiş" bir oyundur.
III. Alkolizm Tedavisine Transaksiyonel Yaklaşım
Steiner'in tedavi modeli, teorik çerçevesinden türetilen pratik, eylem odaklı ve net stratejilere dayanır.
A. Geleneksel Tedavi Mitlerinin Eleştirisi
Steiner, etkili bir tedavinin önündeki en büyük engellerin bazı yerleşik mitler olduğunu savunur:
- Alkolizm Bir Hastalıktır Miti: Alkolizmi tıbbi bir hastalık olarak tanımlamak, onu tedavi edilemez ve kronik olarak etiketler, bu da hem terapistin hem de hastanın umudunu kırar. Oysa alkolizm, geri alınabilir bir kararın sonucudur.
- Alkolizm Sadece Bir Semptomdur Miti: İçki içmeyi "altta yatan sorunların" bir belirtisi olarak görüp görmezden gelmek, terapisti oyunun içine çeker ve tedaviye engel olur. Ayıklık, tedavinin vazgeçilmez ilk adımıdır.
- Bire Bir Terapi Üstündür Miti: Grup terapisi, alkoliğin kişilerarası oyunlarını gözlemlemek ve değiştirmek için çok daha güçlü bir ortam sunar.
B. Tedavinin Temel Taşları
- Terapötik Sözleşme (Contract): Tedavinin başlangıcında, terapist ve hasta arasında tedavinin amacını ("içkiyi kontrol altına almak" gibi) açık, gözlemlenebilir ve somut terimlerle belirleyen yasal bir sözleşme kadar ciddi bir anlaşma yapılır. "Mutlu olmak" gibi soyut hedefler bir sözleşmenin parçası olamaz.
- Ayıklık (Sobriety): Hastanın içkiyi tamamen bırakması tedavinin ön koşuludur. Bu amaçla Antabuse gibi ilaçlar, hastanın içki içmeme kararını destekleyen güçlü birer "izin" aracı olarak kullanılabilir.
- Çekilme Paniği (Withdrawal Panic): Uzun süreli içiciler ayıklığın ilk haftalarında yoğun bir kaygı yaşayabilirler. Bu, altta yatan bir psikozun belirtisi değil, kişinin alkolün uyuşturucu etkisinden arınmış Yetişkin ego durumuna alışma sürecindeki doğal bir paniktir. Terapistin bu süreçte hastaya güvence vermesi ("Koruma") kritik öneme sahiptir.
C. Terapötik Stratejiler ve Müdahaleler
Etkili bir tedavi, terapistin yalnızca Yetişkin ego durumunu kullanmasının ötesine geçmesini gerektirir.
- Oyun Rollerinden Kaçınma: Terapistin en temel görevi "Alkolik" oyununa girmemektir. Yani, Zalim, Kurtarıcı, Kurban (Patsy) veya Bağlantı (Connection) rollerinden herhangi birini üstlenmekten kaçınmalıdır. Özellikle, alkoliğin kendini yok edici davranışlarını anlattığı anlarda gülümseyerek karşılık vermek anlamına gelen "darağacı transaksiyonu"ndan (gallows transaction) kesinlikle kaçınılmalıdır.
- "Üç P": İzin, Koruma ve Potens
- İzin (Permission): Terapistin, hastanın senaryosunu dayatan ebeveynsel emre ("içki iç!") karşı gelmesi için güçlü ve yetkili bir Ebeveyn sesiyle verdiği net bir talimattır ("İçkiyi bırak!"). Bu, hastanın kendi içindeki sağlıklı Doğal Çocuk ile ittifak kurar.
- Koruma (Protection): Hasta, ebeveynsel emre karşı gelip "izin"i kullandığında, ebeveyn korumasını kaybettiği için kendini korkmuş ve yalnız hisseder. Terapist bu noktada devreye girerek geçici bir süreliğine bu koruyucu rolü üstlenir ve hastanın panikle başa çıkmasına yardımcı olur.
- Potens (Potency): Terapistin, hastayı iyileştirebileceğine dair sahip olduğu güç ve yetkinliktir. Bu, hastanın ebeveynsel emirlerinin gücüne denk veya ondan daha güçlü bir terapötik etki yaratma kapasitesidir.
- Diğer Teknikler:
- Ödev (Homework): Hastaya seanslar arasında yapması için verilen, sosyal kaygıyı yenmek, yeni davranışlar denemek veya zamanı yapılandırmak gibi somut görevler.
- Maratonlar: 12 ila 36 saat süren kesintisiz grup terapi seansları. Tedavide bir platoya ulaşmış veya bir dönüm noktasında olan hastalar için kullanılır.
- İzin Sınıfları (Permission Classes): Hastaların dokunma, hareket etme, dans etme gibi fiziksel olarak engellenmiş davranışları serbest bırakmalarına yardımcı olan, genellikle bir dans stüdyosunda yapılan özel dersler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder