Yıllar yılları kovaladığı, uzak mı uzak bir krallığın en derin köşesinde, mutlu bir çift yaşardı. Onlar, kraliyet sarayının ihtişamından çok, birbirlerine olan bağlılıkları ve sevgileriyle tanınırlardı. Kralın adı Güneş, kraliçenin adı ise Deniz idi.
Bir gün, krallığın dört bir yanını kaplayan bir karanlık, yavaş yavaş kraliyet topraklarına yayılmaya başladı.
Halk korku içindeydi ve birçok kişi bu karanlığın nedenini bilmiyordu. Krallık aydınlığa hasret kaldı.
Güneş ve Deniz, halklarının acısını gördüklerinde, birlikte hareket edip bu belanın sebebini bulmaya karar verdiler.
Bir gece karanlıkta, yola çıktılar. Yolculukları boyunca birbirlerine destek olup, sıkı sıkı sarıldılar. Hep birlikte her zorluğu aştılar.
Sonunda, krallığın uzak mı uzak bir köşesinde, her yere yayılmış bu karanlık lanetin kökünü buldular.
Işığı sevmeyen kara büyücü, karanlığı yaymış ve krallığın ışığını, gücünü emmek istemişti.
Büyüyü tek bir şey bozabilirdi: Sarsılmaz bir sevgi! Güneş ve Deniz'in birlikte güçleri, Kara büyücünün karanlık büyüsünü dağıttı ve böylece krallık yeniden aydınlığa kavuşturdu.
Halk, kral ve kraliçenin birbirlerine olan sevgilerinin krallığı kurtardığını öğrendi.
Aslında, onların sevgisi sadece mutlu anlarda değil, aynı zamanda karşılaştıkları en zor zamanlarda bile gücünü yitirmemişti.
Birlikte mücadele etme ve destek olmanın kara büyücüyü bile yenebileceğini öğrenmişlerdi.
O günden sonra, krallık yeniden aydınlandı ve Güneş ile Deniz, birlikte yaşadıkları masal gibi bir hayatın keyfini çıkarmaya devam ettiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder