Bir zamanlar, uzak bir köyde, bir çiftçi yaşardı. Çiftçi, toprağını işlemek ve bereketli mahsuller yetiştirmek için çok çalışırdı.
Çiftçi bir gün evde, dedelerden kalma, eski bir el yazması kitap buldu. Bu kitap, mucizelerle dolu eski bir efsanenin hikayelerini anlatıyordu.
Çiftçi, kitaptaki bir hikayede geçen büyülü bir tohumun varlığına dair bilgilere rastladı. Bu tohum, sadece birkaç gün içinde muhteşem bir dönüşüme şahit olunabilecek bir tohumdu. Çiftçi, heyecanla bu tohumu bulmak için aramaya koyuldu.
Nihayet, uzun arayışların ardından, rüyasında şehirdeki eski bir kütüphanede bu sihirli tohumun eski bir kitabın yaprakları arasında bulunduğunu gördü. Tohum, küçük ama güçlü ve parlak bir ışıkla parlıyordu. Çiftçi, tohumu alıp hemen toprağa ekti.
Birkaç gün geçtikten sonra, tohum beklenmedik hızla filizlenmeye başladı. İlk başta, çiftçi endişelenmişti çünkü fidan çok kırılgan görünüyordu. Ancak kısa sürede, fidanın hızlı büyüdüğünü ve güçlendiğini fark etti.
Birkaç hafta geçtikten sonra, çiftçi ve köylüler inanamayacakları bir manzara ile karşılaştılar. Minik fidan, muhteşem bir ağaca dönüşmüştü. Ağacın gövdesi, sağlam ve güçlüydü. Üzerinde, parlak yapraklar ve renkli çiçekler vardı.
Çiftçi, bu büyülü ağacın gölgesinde oturdu ve huzur içinde dinlendi. Ağacın gölgesi, sıcak günlerde serinlik sağlıyor ve çiftçiye rahatlık veriyordu. Ve eğer meyve mevsimiyse, çiftçi ve köylüler bu lezzetli meyvelerini yiyerek doyup, mutlu oluyorlardı.
Böylece, çiftçi ve köy halkı, bu küçük ve mucizevi tohum sayesinde bolluk içinde, bereketli bir yaşam sürdüler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder