Bir gün, sahil kenarında yaşayan bir balıkçı, dalgaların huzurlu ve ritmik sesleriyle uyanır.
Dalgaların düzenli titreşimleri, sabahın erken saatlerindeki ruhun huzuruyla uyum içindedir.
Balıkçı, denize açılmak için hazırlıklarını yaparken, gözleri ufukta süzülürken, düşünceleri de ılımlı dalgalar gibi dengeli ve düzenlidir.
Ancak, gün ilerledikçe hava değişmeye başlar. Rüzgarın şiddeti arttıkça dalgaların düzeni bozulur. Denizdeki hareketlilik artık daha fazladır.
Dalgalar, düzensiz şekilde kıyıya vurmaya başlar. Balıkçının teknesi, dalgaların şiddeti ile sallanır.
Ancak, kaos içinde balıkçı dengesini ve denizle olan bağını asla kaybetmez; o da dalgalar gibi esnek ve uyumlu olmayı öğrenmiştir.
Gün batarken, dalgaların yüksekliği daha da artar ve sahildeki köyü tehdit etmeye başlar. Bu kez, dalgaların boyu bir kaç metreyi bulur.
Köylüler bilinçsizce mücadele eder gibi görünürler. Balıkçı, köy halkını yüksek ve güvenli bir yere taşımak için çaba sarf eder.
Bu sırada, insanlar da kendi hayatlarındaki dalgalanmaların farkına varırlar. Zor zamanlarında, insanlar da dalgalar gibi yükseklikler ve alçalırlar, enerjileri ve düzenleri artar ve azalır. Bazen sakin bazen kaotik yaşarlar, ancak çoğu zorlukla başa çıkmak için kedilerinde bir güç bulurlar.
Sonunda, fırtına diner ve deniz sakinleşir.
Dalgalar, yeniden düzenli bir ritme kavuşur ve sahil kenarındaki yaşam normale döner.
Balıkçı, denizdeki değişkenliklere rağmen, dalgaların dengesine hayranlıkla bakar. Çünkü o artık biliyor ki, hayatın dalgalı denizinde, esneklik ve uyum, her zorluğun üstesinden gelmek için en büyük güçtür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder