Faşizm: Kök Faşizm ve 14 Özelliği Üzerine Bir İnceleme
Faşizm, 20. yüzyılın en tartışmalı ve yıkıcı ideolojilerinden biri olarak tarihe damgasını vurmuştur. İtalyan yazar ve düşünür Umberto Eco, 1995’te The New York Review of Books’ta yayımlanan “Ur-Fascism” (Kök Faşizm) başlıklı makalesinde, faşizmin sabit bir tanımının olmadığını, ancak belirli ortak özellikler üzerinden tanınabileceğini savunur.
Eco’ya göre faşizm, tek bir ideolojik kalıba sıkışmaz; farklı kültürlerde ve tarihsel bağlamlarda değişken yüzler gösterebilir. Yine de, “Ebedi Faşizm” olarak adlandırdığı bu olgunun 14 temel özelliği, faşist hareketlerin özünü anlamak için bir rehber sunar.
1. Gelenek Tapınımı
Faşizm, geçmişe duyulan romantik bir özlemle beslenir. Gelenekler, mitler ve eski “altın çağ” anlatıları, faşist ideolojinin temel taşlarındandır. Eco, bu özelliği, faşizmin akılcılığı reddedip irrasyonel bir nostaljiye yaslanması olarak görür. Ancak bu gelenekler genellikle seçici bir şekilde yüceltilir ve modern gerçekliklerle çelişse bile idealize edilir.
2. Modernizmin Reddi
Faşizm, Aydınlanma Çağı’nın akıl, bilim ve ilerleme fikirlerine karşı çıkar. Eco’ya göre, faşistler modern dünyayı bir yozlaşma olarak görür ve bu yozlaşmayı eski değerleri geri getirerek “düzelteceklerini” iddia ederler. Ancak ironik bir şekilde, faşist rejimler teknolojiyi ve modern propaganda araçlarını ustalıkla kullanmıştır.
3. Eylem Uğruna Eylemcilik
Faşizmde düşünmek değil, yapmak önceliklidir. Eleştirel akıl yürütme zayıflık olarak görülür; önemli olan, sorgulamadan harekete geçmektir. Eco, bu özelliği “irrasyonel bir aktivizm” olarak tanımlar. Faşist hareketler, eylemi bir erdem haline getirir ve düşünceyi küçümser.
4. Eleştiri Tahammülsüzlüğü: Eleştiri İhanettir
Faşist ideolojide farklı görüşlere yer yoktur. Eleştiri, yalnızca bir hata değil, aynı zamanda lidere veya davaya ihanet olarak algılanır. Eco, bu tahammülsüzlüğün faşizmin totaliter doğasının bir yansıması olduğunu belirtir.
5. Farklı Olanın Korkutuculuğundan Yararlanma
Faşizm, “öteki”ne karşı korku ve düşmanlık yaratır. Yabancılar, azınlıklar veya farklı inançlara sahip olanlar, toplumun birliğini tehdit eden unsurlar olarak sunulur. Eco’ya göre, bu korku, faşist hareketlerin kitleleri mobilize etmesinde güçlü bir araçtır.
6. Hayal Kırıklığı Yaşayan Orta Sınıfa Hitap Etme
Faşizm, ekonomik veya sosyal kriz dönemlerinde, özellikle orta sınıfların hayal kırıklıklarından beslenir. Eco, bu kesimin statü kaybı korkusu ve belirsizlik karşısında faşist vaatlere yöneldiğini gözlemler. Faşizm, bu gruba bir “kurtuluş” umudu sunar.
7. Komplo Saplantısı
Faşist söylem, genellikle gizli düşmanlar ve büyük komplo teorileriyle doludur. Eco, bu saplantının, faşizmin hem güçlü hem de zayıf görünen düşmanlar yaratma çelişkisine dayandığını söyler. Komplolar, kitleleri birleştirmek ve ortak bir hedef göstermek için kullanılır.
8. Düşmanlık Algısında Çarpıklık ve Tutarsızlık
Faşizm, düşmanlarını aynı anda hem çok güçlü hem de zayıf olarak tasvir eder. Eco’ya göre, bu çelişki faşist ideolojinin mantıksız doğasından kaynaklanır. Düşman, yenilmesi gereken bir tehdit olduğu kadar, küçümsenecek bir varlık olarak da sunulur.
9. Yaşamak Savaşmaktır, Barış Düşmana Hizmettir
Faşizmde hayat, sürekli bir mücadele olarak görülür. Barış, zayıflık veya teslimiyetle eşdeğerdir. Eco, bu militarist bakış açısının, faşist toplumların kahramanlık ve fedakârlık kültürüyle şekillendiğini belirtir.
10. Halkçı Elitizm
Faşizm, halkı yüceltirken aynı zamanda bir elitin liderliğine ihtiyaç duyduğunu savunur. Eco, bu çelişkili yaklaşımı “halkçı elitizm” olarak tanımlar. Halk, bir yandan “en üstün” olarak görülür, diğer yandan liderin mutlak otoritesine boyun eğmesi beklenir.
11. Kahramanlık Tapınımı
Faşizm, bireyi kahramanlık ve özveri idealleriyle yüceltir. Ölüm bile romantize edilir; “güzel bir ölüm” yaşamdan daha değerli görülür. Eco, bu tapınımın, faşist rejimlerin kitleleri mobilize etme stratejisinin bir parçası olduğunu söyler.
12. Maçoluk (Machismo) ve Silaha Cinsel Tapınım
Faşizm, erkek egemen bir ideolojidir ve kadınları ikinci plana iter. Eco, bu “maçoluk” anlayışının, silahlara ve güce duyulan fetişist bir hayranlıkla birleştiğini belirtir. Şiddet, cinsel bir sembolizmle yüceltilir.
13. Selektif ve Nitel Popülizm
Faşizm, “halk” kavramını seçici bir şekilde kullanır. Eco’ya göre, faşist popülizm, yalnızca “doğru” halkı temsil ettiğini iddia eder; diğerleri dışlanır. Bu, nitel bir popülizmdir: Halkın tamamı değil, yalnızca liderin tanımladığı kesim “gerçek halk”tır.
14. Basit, Yoksul ve Çarpıtıcı Dil Kullanımı (Newspeak)
Faşist söylem, karmaşık düşünceyi engellemek için basit ve sınırlı bir dil kullanır. Eco, bu dili Orwell’in 1984 romanındaki “Newspeak”e benzetir. Amaç, eleştirel düşünceyi bastırmak ve kitleleri manipüle etmektir.
Umberto Eco’nun Perspektifi ve Güncel Bağlam
Umberto Eco, “Ur-Fascism” makalesinde faşizmin tek bir rejimle sınırlı olmadığını, farklı biçimlerde yeniden ortaya çıkabileceğini vurgular.
Ona göre, bu 14 özellikten yalnızca birinin bile bir toplumda belirginleşmesi, faşizmin tohumlarının atıldığına işaret edebilir.
Eco’nun bu analizi, faşizmi tarihsel bir olaydan çok, insan doğasında ve toplumsal koşullarda kök salabilen “ebedi” bir tehlike olarak ele alır.
Eco’nun makalesi, faşizmin yalnızca Mussolini veya Hitler gibi figürlerle sınırlı olmadığını, modern dünyada da farklı kılıklarda var olabileceğini gösterir.
Özgürlük ve kurtuluş, Eco’nun deyimiyle “bitmeyen bir görevdir.” Bu nedenle, faşizmin işaretlerini tanımak ve ona karşı durmak, her dönemde geçerli bir sorumluluktur.
Bu yazı, Eco’nun “Ur-Fascism” makalesinden ilham alarak faşizmin 14 özelliğini açıklamış ve onun fikirlerini güncel bir bağlamda yorumlamıştır.
Umberto Eco: "Ur-Fascism - Freedom and liberation are an unending task", The New York Review of Books, 22 Haziran 1995,
Bu uzun makalenin çevirisi şurada var:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder