2025-02-02

Buz Pateni ve Ölüm Sarmalı Metaforu: Obezite ve Sağlık Krizi

Buz Pateni ve Ölüm Sarmalı Metaforu: Obezite ve Sağlık Krizi

Obezite, günümüzde sadece bireylerin sağlığını tehdit etmekle kalmıyor; aynı zamanda tüm sağlık sistemlerini sarsan ve çözülmesi giderek daha zor hale gelen bir kriz halini alıyor. Bu durumu bir buz pateni hareketine benzetmek, anlamayı kolaylaştırabilir. Özellikle "ölüm sarmalı" metaforu, bu krizin ne kadar tehlikeli ve karmaşık bir hal aldığını açıkça ortaya koyuyor.

"Ölüm sarmalı" terimi, iri cüsseli bir patencinin, parmak uçlarında dönerek daha küçük bir patencinin elini tutup, onu sırt üstü dönmeye zorladığı, başını giderek daha fazla buza yaklaştırdığı bir hareketi tanımlar. Bu metaforda, kadın patenci hızla yaklaşıyor, ancak onun geri çekilmesine yardımcı olacak bir kuvvet yok. Kadın, adeta bir ölüm sarmalının içinde, buza gitmekte olan bir gezegen gibi, merkezkaç kuvvetlerinin etkisiyle uçuruma doğru sürükleniyor. Bu metafor, Amerika ve hatta dünyanın büyük kısmının şu anda karşı karşıya olduğu sağlık krizini yansıtıyor.

Amerika'da obezite oranları, diyabet, kalp hastalıkları, felç, kanser ve demans gibi metabolik sendrom hastalıklarının artışı, adeta sağlık sisteminin bir girdabına dönüşmüş durumda. Sağlık sistemi, bu hastalıklarla mücadele etmekte güçlük çekiyor ve bu durumun daha da kötüleşmesi, ülkenin geleceği için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Hastalıklar, sadece hastalar için değil, aynı zamanda bu hastalıkların tedavisini üstlenen sağlık sistemleri için de bir yıkım anlamına geliyor. Şu an, Amerika'nın sağlık sistemini ciddi şekilde tehdit eden bu hastalıklar, ülke ekonomisinin belini kıracak noktaya gelmiş durumda.

Obezite ve onunla ilişkili hastalıklar, sadece bireyleri değil, toplumları da etkiliyor. Anketlerde Amerikalıların %88’i sağlıklı olmayı zengin olmaktan daha çok istediklerini söylese de, sadece %37’si 10 yıl içinde sağlıklı olmayı bekliyor. Durum, hiç de iç açıcı değil; özellikle elli yaş üstü bireylerde metabolik sendrom hastalıklarının oranı %80’lere kadar çıkmış durumda. Bu, sağlıklı olmayı isteseler de, bu konuda harekete geçmediklerini ve bu sağlık problemleriyle mücadele etmediklerini gösteriyor. Bu hastalıklar, tedavi edildikçe büyük mali yükler getiriyor, sigorta primleri artıyor ve toplumun tamamı bu fatura ile karşı karşıya kalıyor. Özellikle obezite ve diyabet gibi hastalıkların tedavisi, sağlık sistemleri için dayanılmaz yükler oluşturuyor.

Obezite, sadece Amerika'nın sorunu değil, dünya genelinde büyük bir sağlık sorunu haline gelmiş durumda. Büyük Britanya, Avustralya, Japonya, Meksika ve Güney Kore gibi ülkeler, benzer hastalıklar yüzünden sağlık sistemlerinin iflasıyla karşı karşıya kalıyor. Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, BAE ve Malezya gibi ülkelerde ise obezite oranları %80’e, diyabet oranları ise %18’e ulaşmış durumda. Bu ülkeler, büyük petrol gelirlerine sahip olsalar da, bu kadar yüksek hastalık oranlarını karşılayacak sağlık sistemlerine sahip değiller.

Obezite ve metabolik sendrom hastalıkları, bir ölüm sarmalına dönüşen, durdurulması giderek zorlaşan bir krize işaret ediyor. Merkezkaç kuvvetleri, bizi bu tehlikeli noktaya doğru itiyor; ancak geri çekilmek için hiçbir kuvvet yok. Bu durumu tersine çevirmek için toplumların, sağlık politikalarının ve bireylerin daha kararlı adımlar atması gerekmektedir. Sağlıklı yaşam tarzlarını benimsemek, bu sarmaldan çıkmanın ilk adımı olacaktır.

Hiç yorum yok: