2024-12-28

Aktarım hakkında

Aktarım, öznenin içinde gerçek bir şey değildir; daha çok, analitik söylemdeki bir duraklama anında, öznenin nesnelerini oluşturduğu kalıcı yolların ortaya çıkışıdır.

Jacques Lacan, Écrits

Jacques Lacan’ın aktarım (transference) kavramına ilişkin bu ifadesi, psikanalitik sürecin dinamikleri ve öznenin yapısıyla ilgili derin bir içgörü sunar. Bu ifadeyi analiz ederken, Lacan'ın psikanalitik teoriye getirdiği özgün bakışı ve dil, bilinçdışı, özne ve nesne arasındaki ilişkileri nasıl yapılandırdığını dikkate almak gerekir. İşte bu sözle ilgili bazı ayrıntılı düşünceler:

1. Aktarımın Gerçeklik ve Görünüş Olarak Ele Alınması

Lacan, aktarımın “öznenin içinde gerçek bir şey olmadığı” ifadesiyle, bunun somut bir varlık ya da doğrudan bir gerçeklik olmadığını, daha çok bir görünüm olduğunu vurgular. 

Psikanalizde aktarım, danışanın terapistine karşı geliştirdiği bilinçdışı duygular ve tepkiler bütünüdür. 

Ancak Lacan’a göre, bu duygular terapistin kendisine değil, öznenin kendi iç dünyasına ve geçmiş ilişkilerinden gelen yapısal izlere dayanır. Aktarım, bir yansıma ya da sahneleme olarak görülmelidir; bu nedenle, burada gerçek olan bir “şey” değil, öznenin kendi içsel yapısının dışavurumudur.

2. Analitik Söylemdeki Duraklama

Lacan, aktarımın özellikle analitik söylemin bir duraklama anında ortaya çıktığını söyler. Bu, analiz sürecindeki bir tür tıkanmayı ifade eder.

Analiz sırasında danışanın kendi bilinçdışı ile yüzleşmesi, belirli bir dirençle karşılaşabilir. Bu direnç, aktarım ilişkisi yoluyla görünür hale gelir. Analitik söylemdeki bu duraklama, bilinçdışının kendini ifade ettiği bir an olabilir ve aktarım, bu noktada analistin dikkatini öznenin yapılarına yönlendirir.

3. Öznenin Nesnelerini Oluşturma Yolları

Lacan, aktarımın öznenin nesnelerini oluşturma yollarının kalıcı bir şekilde ortaya çıkışı olduğunu belirtir. Burada “nesneler”, öznenin arzularının yöneldiği bilinçdışı figürler veya imgeler olarak anlaşılabilir. Lacan’a göre, özne her zaman arzusunu bir nesneye bağlar, ancak bu nesne, bilinçdışının yapısal dinamikleri tarafından belirlenir. Aktarım, bu arzuların nasıl şekillendiğini ve öznenin bilinçdışı yollarla nesnelerini nasıl yapılandırdığını analist için açığa çıkarır.

4. Aktarım ve Lacan’ın “Gerçek” Kavramı

Lacan, psikanalitik teorisinde "gerçek" (le réel), “sembolik” (le symbolique) ve “imgesel” (l’imaginaire) arasındaki ayrımları vurgular.

Burada “gerçek” (real), dilin ya da sembolik düzenin tam anlamıyla ifade edemediği, travmatik ve kavranamaz bir boyuttur. 

Aktarım, bu anlamda bir “gerçek” değildir; çünkü sembolik düzende, öznenin bilinçdışı yapılarında kurulur. 

Ancak aktarım, “gerçeğe” giden yolu açabilir, çünkü analizin tıkanma anları, bilinçdışının en derin katmanlarına ulaşma fırsatı sunar.

5. Aktarımın İşlevi ve Terapötik Değeri

Lacan, aktarımı psikanalitik sürecin bir dinamiği olarak görür. 

Aktarım, analistin bir “nesne” haline gelmesine neden olur; danışan, analiste arzularını, korkularını ve bilinçdışı çatışmalarını yansıtır. Bu süreç, terapötik bir araçtır çünkü aktarım yoluyla danışan, kendi bilinçdışı yapısını ve geçmiş ilişkilerinin izlerini keşfeder. 

Ancak Lacan, analistin bu sürece “dahil olmaması” gerektiğini vurgular; yani, analist bu yansıtılan duyguları kendi kimliğiyle özdeşleştirmemelidir.

6. Felsefi ve Ontolojik Boyut

Bu söz, öznenin “kendilik” algısının yapısal ve dilsel olarak nasıl oluştuğuna dair Lacan’ın genel felsefi görüşleriyle de uyumludur. 

Lacan’a göre, özne asla kendine tamamen “sahip” değildir; çünkü bilinçdışı her zaman dilin ve arzunun yapılarına bağlıdır. 

Bu bağlamda, aktarım, öznenin kendine yabancılaşmış olduğu bir alanın ifadesidir.

Sonuç

Lacan’ın bu sözü, aktarımın sadece bir terapötik süreç değil, aynı zamanda öznenin arzularını, ilişkilerini ve bilinçdışı yapısını keşfetmek için bir araç olduğunu ifade eder. 

Aktarım, öznenin içindeki geçmişin ve bilinçdışının bir sahnesidir. 

Bu açıdan, aktarım, analist için bir “kapı” işlevi görür ve terapötik sürecin hem meydan okuması hem de potansiyel çözümüdür.

Hiç yorum yok: