Jacques Lacan’a göre simgesel (le symbolique), insanın dil aracılığıyla içine girdiği ve öznenin kimliğinin, arzularının ve ilişkilerinin şekillendiği düzeni ifade eder. Lacan’ın üçlü yapısında (Gerçek, İmgesel, Simgesel), simgesel alan, toplumsal kuralların, yasaların ve dilin hakim olduğu yapıdır.
Simgesel Düzenin Özellikleri
- Dil ve Anlam: Lacan’a göre birey, dünyayı anlamlandırırken dili kullanır. Ancak dil, bireyin bilinçdışını da şekillendirir ve anlam her zaman eksik kalır.
- Özne ve Kimlik: İnsan doğuştan bir özne olarak var olmaz; simgesel düzene girerek (örneğin, aile bağları, isimler, kurallar yoluyla) bir kimlik kazanır.
- Baba’nın Adı (Nom du Père) ve Yasa: Lacan, simgesel düzenin içine girişin, Baba’nın Adı aracılığıyla olduğunu söyler. Bu, Freud’un Oidipus kompleksi kavramına dayanır ve çocuğun toplumsal normlara uyum sağlamasını, arzusunun sınırlandırılmasını temsil eder.
Simgesel Olanın Etkileri
- İnsan, hiçbir zaman tamamen özgür değildir; çünkü dilin ve toplumsal yapıların sınırları içindedir.
- Arzular, simgesel düzen tarafından belirlenir ve hiçbir zaman tam anlamıyla tatmin edilemez.
- Anlam, her zaman eksik ve ertelenmiş bir şeydir (différance kavramına benzer şekilde).
Lacan, simgesel düzenin bireyin psikolojik yapısını belirlediğini ve öznenin bilinçdışının bile bu düzenin içinde işlediğini vurgular.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder