2025-02-11

Çin’in Biyoteknoloji ve Yapay Zekâ Rekabeti: ABD İçin Yeni Bir Dönüm Noktası

Çin’in Biyoteknoloji ve Yapay Zekâ Rekabeti: ABD İçin Yeni Bir Dönüm Noktası

ABD'nin Çin ile teknoloji ve yapay zekâ alanında rekabet etmesi, ticaret ve yatırım kısıtlamalarına gerek kalmadan küresel ölçekte daha avantajlı olabilir. DeepSeek’in gösterdiği gibi, Çin’in sınırlamalardan kaynaklanan yenilikçi stratejileri, biyoteknoloji ve ilaç sektöründe de etkisini gösteriyor.

Çin’in Biyoteknoloji Yükselişi

The Wall Street Journal’ın vurguladığı gibi, Çinli biyoteknoloji şirketleri artık ilaçları ABD'li rakiplerinden daha hızlı ve daha düşük maliyetle geliştiriyor. Bu durum, 2023 sonbaharında, Summit Therapeutics'in Merck’in kanser tedavisinde devrim yaratan ilacı Keytruda’yı geride bıraktığını duyurmasıyla netleşti. Üstelik Summit, bu ilacı yalnızca iki yıl önce Çinli biyoteknoloji şirketi Akeso’dan lisanslamıştı. Bu gelişme, Çin’in ilaç sektöründeki rekabet gücünü gözler önüne serdi.

Çin’in biyoteknoloji alanındaki ilerlemesi uzun yıllardır sürüyor ve artık göz ardı edilemeyecek bir noktaya ulaştı. 2020’de 50 milyon dolar veya daha fazla değere sahip büyük ilaç anlaşmalarının yalnızca %5’i Çin kaynaklıyken, bu oran 2024’te %30’a yükseldi. Önümüzdeki on yıl içinde ABD pazarına giren birçok ilacın Çin laboratuvarlarından çıkması bekleniyor.

Teknoloji ile Paralellikler

Çin’in biyoteknoloji yükselişi, teknoloji sektöründeki ilerlemesine benziyor. Üretimden inovasyona geçen Çin, ABD'nin egemen olduğu sektörlerde güçlü bir rakip haline geliyor. Bunun nedenlerinden biri, ABD’de eğitim almış birçok bilim insanının son on yılda Çin’e dönerek Şanghay gibi biyoteknoloji merkezlerini güçlendirmesi. Ayrıca, DeepSeek’in kısıtlı kaynaklarla güçlü bir yapay zekâ geliştirmesi gibi, Çinli biyoteknoloji şirketleri de daha düşük maliyetli ve hızlı çözümler üretebiliyor.

Çin’de klinik deneyler ABD’ye kıyasla çok daha düşük maliyetle gerçekleştiriliyor ve yeni düzenlemeler onay süreçlerini hızlandırıyor. Şu an için Çin’in biyoteknoloji yenilikleri büyük keşiflerden ziyade mevcut ilaçların geliştirilmesine odaklanıyor. Ancak bu ilerleme, ABD’li yatırımcıları ve ilaç şirketlerini iş modellerini değiştirmeye zorluyor. Artık büyük ilaç şirketleri, ABD’de bir biyoteknoloji şirketini milyarlarca dolara satın almak yerine, benzer bir molekülü Çin’den çok daha düşük bir maliyetle lisanslamayı tercih edebiliyor.

Küresel Rekabet ve Hasta Yararı

Bu gelişmelerin en büyük kazananı ise hastalar. Kanser hastaları için önemli olan ilacın hangi ülkede geliştirildiği değil, işe yarayıp yaramadığıdır. Ancak ABD’nin rekabet gücünü korumak isteyen politika yapıcılar için Çin’in biyoteknoloji yükselişi bir uyarı niteliğinde. Yapay zekâ ve kripto gibi sektörlerin yanı sıra, yaşam bilimlerinde de ciddi bir inovasyon yarışı söz konusu.

Sonuç olarak, ABD'nin biyoteknoloji ve diğer sektörlerde küresel rekabete açık kalması, ticaret ve yatırım kısıtlamalarına başvurmadan yenilikçiliğini sürdürmesi daha avantajlı olabilir. ABD, teknoloji inovasyonu, finansal altyapı ve hukuki sistem gibi kurumsal avantajlarını kullanarak uzun vadede Çin ile rekabet edebilir.

Hiç yorum yok: