Deniz ve Bilge Kral
Bir varmış, bir yokmuş. Uzak diyarlarda, denizin kıyısında küçük ama huzurlu bir köy varmış. Bu köyde yaşayan herkes çalışkan, nazik ve paylaşımcıymış. Ancak köyün en büyük sıkıntısı, yöneticisini seçmekmiş. Her yıl köylüler, en bilge ve adil kişiyi seçmek için toplanırmış.
Bir yıl, köyün büyük meydanında herkes toplanmış. Herkes kimin yeni yönetici olacağını merak ediyormuş. Birçok kişi aday olmuş ama hiçbiri halkı tam anlamıyla ikna edememiş. Kimi çok kibirliymiş, kimi sabırsız, kimi ise sadece kendini düşünüyor, başkalarının sorunlarını dinlemiyormuş.
Bu sırada küçük Deniz, meydanın ortasına çıkmış. O daha bir çocukmuş ama gözleri pırıl pırıl parlıyormuş. Cesaretle konuşmaya başlamış:
"Bence bir yöneticinin en önemli özelliği, özeleştiri yapabilmesi ve hatalarını kabul edebilmesidir. Ayrıca kendini herkesten üstün görmemeli, aksine halkıyla birlikte olmalı, onların dertlerini dinlemeli ve çözüm üretmelidir."
Köylüler şaşkınlıkla Deniz’i dinlemiş. Sonra içlerinden biri sormuş:
"Peki, sence böyle biri var mı?"
Deniz, yaşlı bir bilgeyi işaret etmiş. Bu bilge, yıllardır sessizce köy halkına yardım eden, bilgeliğiyle tanınan bir kişiymiş. Ne zaman bir anlaşmazlık çıksa, sabırla dinler, herkese adaletle yaklaşırmış. Aynı zamanda hatalarını kabul eden ve alçakgönüllü bir lidermiş.
Köylüler Deniz’in sözlerini düşünmüş ve sonunda bilgeyi yönetici seçmeye karar vermişler. Bilge, bu görevi kabul ederken Deniz’e dönmüş ve şöyle demiş:
"Sen, bir gün bu köyün en iyi liderlerinden biri olacaksın. Çünkü sen, gerçek bir önderin hangi niteliklere sahip olması gerektiğini biliyorsun."
O günden sonra, köyde adalet, denge ve huzur hiç bozulmamış. Küçük Deniz de büyüdüğünde, bilgeliği ve alçakgönüllülüğüyle herkesin sevgisini kazanan bir lider olmuş.
Ve böylece, dengeyi ve ölçülü olmayı bilenler yönetti, özenmeyenler ise huzur içinde yaşadı.
Son.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder