Deniz ve Bilgeliğin Üç Anahtarı
Bir varmış, bir yokmuş. Uzak diyarlarda, mavi gözleri deniz gibi parlayan bir çocuk yaşarmış. Adı Deniz'miş. Deniz, her gün yeni şeyler öğrenmeyi, doğayı keşfetmeyi ve insanlarla sohbet etmeyi çok severmiş. Ancak bir gün, köyün bilgesi ona şöyle demiş:
"Deniz, gerçek bilgelik üç anahtarda saklıdır. Eğer onları bulabilirsen, hayatın boyunca mutlu ve güçlü olursun."
Deniz merakla sormuş: "Bu üç anahtar nedir?"
Bilge gülümsemiş ve ona üç bilmece vermiş:
- Kendini bilmek
- Olumlu düşünüyü eyleme çevirmek
- İnsanlarla iyi ilişkiler kurmak
Deniz, bilgenin sözlerini kalbine kazımış ve yola koyulmuş.
İlk Anahtar: Kendini Bilmek
Deniz, ormanda yürürken büyük bir gölün kenarına gelmiş. Suyun yüzeyi ayna gibiymiş. Eğilip kendine bakmış. "Ben kimim?" diye düşünmüş. Dışarıdan gördüğü yüzünün ötesinde, korkularını, hayallerini ve hislerini de anlaması gerektiğini fark etmiş.
Gölün yanında yaşlı bir kaplumbağa varmış. Deniz’e şöyle demiş:
"Kendini bilmek, sadece yansımanı görmek değildir. Kalbini dinle, neyi sevdiğini, neden korktuğunu ve kim olmak istediğini anla."
Deniz, kaplumbağaya teşekkür etmiş ve bir süre düşündükten sonra kendi içinde saklı olan cesareti fark etmiş. "Ben meraklı, cesur ve sevgi dolu biriyim," diye fısıldamış. Böylece ilk anahtarı bulmuş.
İkinci Anahtar: Olumlu Düşünceyi Eyleme Çevirmek
Deniz, yoluna devam ederken bir köye varmış. Oradaki insanlar mutsuz ve umutsuzmuş. "Burada her şey kötüye gidiyor," diyorlarmış. Deniz onları dinlemiş ve içinden, "Belki bir şeyleri değiştirebiliriz," diye düşünmüş.
Bir çocuk Deniz'e yaklaşmış: "Bahçemizde hiç çiçek açmıyor," demiş üzgün bir sesle. Deniz gülümsemiş ve birlikte tohum ekmeye başlamışlar. Günler geçtikçe, köy halkı Deniz'in çabasını görmüş ve onlar da harekete geçmiş. Çiçekler açmış, insanlar birbirine yardım etmeye başlamış.
Deniz o an anlamış ki, sadece olumlu düşünmek yetmez; harekete geçmek gerekir. Böylece ikinci anahtarı da bulmuş.
Üçüncü Anahtar: İnsanlarla İyi İlişkiler Kurmak
Deniz, yolculuğunun sonunda büyük bir şehre varmış. Ancak buradaki insanlar birbirlerine selam bile vermiyormuş. Herkes kendi işine dalmış, kimse kimseyle konuşmuyormuş.
Deniz, şehir meydanına çıkıp insanlara hikâyeler anlatmaya başlamış. Önce birkaç kişi durmuş, sonra daha fazlası. İnsanlar birbirleriyle konuşmaya, gülümsemeye başlamış.
Yaşlı bir kadın Deniz’e yaklaşıp, "Senin sayesinde tekrar dost olduğumuzu hatırladık," demiş. Deniz anlamış ki, güzellik, insanlarla iyi ilişkiler kurmaktan geçer. Böylece üçüncü anahtarı da bulmuş.
Sonuç
Deniz, bilgenin yanına döndüğünde elinde üç görünmez anahtar tutuyormuş.
Bilge gülümsemiş: "Kendini bildin, olumlu düşündün ve harekete geçtin, insanlarla güzel ilişkiler kurdun. Artık gerçek bilgelik sende."
Ve o günden sonra Deniz, her gittiği yerde bilgeliğin ışığını yaymaya devam etmiş.
Ve masal burada bitmiş, ama bilgelik yolculuğu asla sona ermemiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder