2025-02-11

Deniz ve Altın Şelale

Deniz ve Altın Şelale

Bir varmış, bir yokmuş. Uçsuz bucaksız ormanların ortasında, kristal gibi parlayan bir nehir akarmış. Bu nehrin kaynağı, efsanelere konu olmuş Altın Şelale’ymiş. Derler ki, kim bu şelaleye ulaşırsa, dilediği kadar altına sahip olabilirmiş. Fakat çok az kişi oraya varabilmiş, çünkü yolu bulanların çoğu hırslarının kurbanı olup kaybolmuş.

Deniz adında cesur ve meraklı bir çocuk, bir gün bu efsaneyi dinleyince içi kıpır kıpır olmuş. Ama o, altınları almak için değil, sadece Altın Şelale’yi görmek için yola çıkmak istemiş. Büyükleri onu uyarsa da, Deniz kararlıymış.

Yolculuğunun ilk günlerinde, koca bir meşe ağacının altında dinlenen yaşlı bir bilgeye rastlamış. Bilge ona bakıp gülümsemiş:

Altın Şelale’ye giden yolu arıyorsun, değil mi?

Deniz heyecanla başını sallamış.

Peki, neden oraya gitmek istiyorsun?

Sadece görmek için, demiş Deniz. Herkes altınları düşünüyor ama ben o güzelliği merak ediyorum.

Bilge, Deniz’in gözlerindeki samimiyeti görünce ona bir harita vermiş. Ama bir şartı varmış:

Eğer yolda açgözlü birine dönüşürsen, bu harita seni sonsuza kadar kaybolacağın bir yola sokar.

Deniz, bilgenin sözlerini aklında tutarak yola koyulmuş.

Yolda birçok insanla karşılaşmış. Kimisi, altına sahip olunca dünyayı yöneteceğini söylüyor, kimisi sonsuz güç hayal ediyormuş. Ama hepsi yolun bir noktasında kaybolmuş. Deniz ise yoluna devam etmiş.

Sonunda Altın Şelale’ye varmış. Şelale, gerçekten de göz kamaştırıcıymış. Ama tam o sırada, gölgesinden bir ses yükselmiş:

Altınlardan ne kadar istiyorsun?

Deniz düşünmüş. Gerçekten ihtiyacım olan bir şey var mı? Sonra başını sallamış:

Ben hiçbir şey istemiyorum. Sadece buraya ulaşmak ve şelalenin güzelliğini görmek istedim.

O anda şelale altın rengine bürünmüş ve içinden bir ışık yayılmış. Deniz’in içi sıcak bir hisle dolmuş. O, hiçbir şeye sahip olmadan da mutlu olabilen nadir insanlardan biriymiş.

Tam arkasını dönüp giderken, bilgenin sesi kulağında yankılanmış:

Zenginlik, bilinçsiz ellerde bir tuzağa dönüşür. Ama sen, hiçbir şeye ihtiyaç duymayan bir kalbin zenginliğini buldun.

Deniz, gülümseyerek evine dönmüş. Onun için en büyük hazine, kendini kaybetmeden yolculuğunu tamamlayabilmiş olmasıymış.

Ve o günden sonra, kim Altın Şelale’yi arasa, önce Deniz’in hikâyesini dinlemek zorunda kalmış. Çünkü zenginlik, ancak bilinçli bir insanın elinde iyiliğe dönüşebilirmiş.

SON.

Hiç yorum yok: