2025-01-20

Güzel Gözlü Eşeğin Bilgeliği

Eşeğin Bilgeliği

Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalabalık bir köyün hemen dışında, küçük bir çocuk sessizce yolda yürüyormuş.

Yolda gezinirken, parlak, güzel gözleri olan ve vakur duruşuyla dikkat çeken bir eşeğe rastlamış. Gözleri şaşkınlıkla açılmış çocuğun.

Merhaba,” demiş çocuk çekingen bir sesle. “Burada mı yaşıyorsun? Seninle oynayalım mı?

Eşek başını sallamış. “Evet, bu orman benim evim. Seninle tanışmak güzel, küçük dostum.”

Böylece çocuk ve eşek tanışmış. Gün boyunca birlikte oyunlar oynamış, sohbet etmişler. Çocuk, eşeği her geçen dakika daha çok sevmiş.

Bir süre sonra çocuk, eşeğin bilgeliğinden etkilenerek ona bir teklifte bulunmuş:

Eşek'cim, neden bir insan gibi olmayı denemiyorsun? Belki o zaman daha çok oyun oynar, birlikte daha fazla vakit geçiririz.

Eşek bir kahkaha atmış, ama bu kahkaha ne alaycı ne de kırıcıymış. Daha çok, bir bilgenin tebessümü gibiymiş.
Sevgili dostum,” demiş eşek, “Ben eşekliğimden çok memnunum. Hatta insanların çoğundan daha çok ‘adam’ olduğumu düşünüyorum.”

Çocuk şaşırarak sormuş:
Nasıl yani? İnsan olmak daha iyi bir şey değil mi?

Eşek yavaşça başını sallamış. “İnsanlar hırs, kibir ve yalanlarla kendilerini kirletmişler,” diye başlamış anlatmaya. “Kendi çıkarları uğruna birbirlerini aldatır, hatta zarar verirler. Bu durum yalnızca bizi değil, çocukları da çok üzüyor.

Çocuk içini çekmiş. “Haklısın. Ben de insanların hırs ve kötülüklerinden yoruldum. Huzur bulmak istiyorum.”

Bilge Eşek çocuğa nazikçe bakmış. “Evet, ben bir eşeğim, ama mutlu ve huzurluyum,” demiş. “Peki ya sen? Neden buradasın, ne aradığını biliyor musun?

Çocuk düşüncelere dalmış. Sonunda, gözleri dolarak konuşmuş:
İnsanların dünyası beni üzdü. Yalan, hile, kibir... Neden insanlar böyle olmak zorunda?”

Bilge Eşek derin bir nefes almış ve yumuşak bir sesle cevap vermiş:
İnsanların yolları karmaşık, kafaları karışıktır, küçük dostum. Kendilerini üstün görmeye çalışırken özlerini unutur, hırs ve kibirle kalplerindeki iyiliği gölgelerler. Ama unutma, onların hatalarını görmek, bundan rahatsızlık duymak senin için bir fırsat olabilir. Biz hayvanlar doğamız gereği dürüst ve adiliz. Bir eşek asla başka bir eşeği aldatmaz. Bir eşek asla başka bir eşeğin sırtına binip yükünü ona taşıtmaz. Biz birbirimize zarar vermeden, mutlu mutlu yaşarız. Peki ya insanlar? Adam olmanın anlamını unuttuklarında, asıl insani değerlerinden ve mutluluktan uzaklaşırlar.

Çocuk, eşeğin bilgece sözlerinden etkilenmişti. Şaşkınlıkla sordu:
Peki, insan olmak mümkün değil mi? Daha mutlu bir dünya kuramaz mıyız?”

Eşek tebessüm etmiş. “Elbette mümkün. Ama bunun için önce kendi yaralarını sarman, yolculuk yapıp,  kendi yolunu bulman gerek. Gerçek ‘adam’ olmak, başkalarını değil, kendini değiştirmekle başlar. Ve unutma, yeniden doğmak her zaman senin elindedir.

Bu sözler çocuğun kalbine dokunmuş. Bilge Eşek’le uzun uzun konuşmuş, ondan pek çok şey öğrenmiş. Sonunda, kendi diyarına dönerek öğrendiklerini paylaşmaya karar vermiş.

Derler ki, o günden sonra çocuk, insanlara dürüstlüğün, sevginin ve erdemin değerini anlatmış. Ve bu hikâye, dilden dile, kuşaktan kuşağa anlatılmış. Köylüler daha mutlu bir yaşam sürmeye başlamış. 

Ve hala bu masalı hatırlayanlar, içten içe şöyle der:

Eşek adam olmuş, çocuk adam olmuş, ama bazı insanlar hâlâ adam olamamış. Keşke eşeğin bilgeliği insanlar aleminde daha çok geçerli olsaydı…

Hiç yorum yok: