2025-01-21

Theseus’un Gemisi: Kimliğin, Değişimin ve Sürekliliğin Paradoksu

Theseus’un Gemisi: Kimliğin Değişimin ve Sürekliliğin Paradoksu

Theseus’un gemisi, felsefi ve metaforik bir mesele olarak yüzyıllardır hem zihinleri hem de kalemleri meşgul eden bir paradoks. Antik Yunan efsanesine göre, Theseus'un Girit seferinden zaferle döndüğü gemisi, Atina limanında uzun yıllar boyunca zaferin bir simgesi olarak korunur. Ancak zaman, her şey gibi bu gemiyi de yıpratır; tahtaları çürür, direkleri eskir, kürekleri kırılır. Her bir parça, yavaş yavaş yenisiyle değiştirilir. Nihayetinde, gemide hiçbir orijinal parça kalmaz. İşte bu noktada Plutark’ın sorduğu soru devreye girer: Bu gemi hala Theseus’un gemisi midir?

Değişimin Kaçınılmazlığı

Heraklitos’un dediği gibi, "Aynı nehirde iki kez yıkanamazsınız." Ona göre varlıklar, sürekli değişim halindedir. Bu perspektiften bakıldığında, Theseus’un gemisi, ilk tahtanın değiştirildiği anda başka bir gemi olmaya başlamıştır. Paradoks burada çözülür; geminin aynı kalması zaten mümkün değildir.

Ancak bu değişimin sınırlarını ve tanımını sorgulamaya başladığımızda, mesele daha karmaşık hale gelir. 

Eğer geminin tüm orijinal parçaları bir araya getirilip yeniden inşa edilirse, bu yeni yapı da Theseus’un gemisi sayılabilir mi? 

Yoksa orijinalliği “Theseus’un gemisine ait olmak” iddiasını iki farklı gemi arasında bölüşmek zorunda mı kalır?

Aristo’nun Dört Nedeni

Aristo ise bu sorunu farklı bir şekilde ele alır. Ona göre bir varlığı tanımlayan dört neden

Şekilsel neden (varlığın biçimi), 

Maddesel neden (malzemesi), 

Etkin neden (nasıl yapıldığı) ve 

Nihai neden (amacı). 

Theseus’un gemisinin tahtaları değişse de, şekli ve amacı değişmemiştir; bu nedenle hala aynı gemidir. 

Ancak bu argüman, parçaların tamamının yeniden birleştirilip başka bir gemi yapılması durumunda iki farklı kimlik sorunu yaratır.

Kimlik ve İnsan

Bu paradoks, yalnızca gemilerle sınırlı değildir. İnsan hayatına da derin bir ayna tutar. İnsan bedenindeki hücrelerin tamamı yıllar içinde yenilenir. Hafızalarımız değişir, inançlarımız evrilir, düşüncelerimiz şekillenir. Peki, geçmişteki "ben" ile şimdiki "ben" aynı mıdır? Eğer aynı değilse, ne zaman farklı birine dönüştük?

Psikolog Daniel Gilbert, insanları "inşaatı devam eden eserler" olarak tanımlar. Aynı şekilde, Andre Gide’in Kalpazanlar romanındaki karakterin söylediği gibi, "Hiçbir zaman olduğumu sandığım şey değilim – ve olduğumu sandığım şey sürekli değişiyor." Değişim, insanın hem doğasında hem de kimliğinde kaçınılmaz bir gerçektir.

Değişimle Barışmak

Bu paradoks bize şunu öğretir: Kimlik, bir varlık olarak sabit değil, sürekli yenilenen ve şekillenen bir süreçtir. Tıpkı bir gemiyi onarır gibi, biz de hayatımız boyunca alışkanlıklarımızı, ilişkilerimizi ve düşüncelerimizi yenileriz. 

Kendimiz hakkında düşündüğümüzde ve kendimiz hakkında yeni bir şey fark ettiğimizde, artık eski ben değiliz. Bu sebeple bu yeni ben'i tanımak ve amlamak için yeniden düşünmeliyiz. 

Delphi'deki Apollon Tapınağı'nın girişinde altın harflerle yazılı olduğu söylenen, Gnothi seauton yani "Kendini bil" (Yunanca: γνῶθι σεαυτόν) bir Antik Yunan vecizesidir. Söylemin kökeni Apollon'a atf edilmiştir.

Her kendini tanıma eylemi bir değişim ile sonuçlanıyorsa kendini bilme imkansız bir görevdir. 

Bu değişimler bazen ani olur, bazen ise bir dalganın kayayı yavaşça şekillendirmesi gibi zaman alır.

Theseus’un gemisi, bize hem değişimin güzelliğini hem de kimliğin özünü sorgulama fırsatı sunar.

Parçaları ne kadar değişirse değişsin, bu gemi her zaman Theseus’un hikayesini taşır. Biz de hangi parçalarımız değişirse değişsin, kendi hikayemizi taşıyoruz. 

Böylece, kendimizle ve çevremizle olan bağlarımızı sağlamlaştırmak, hayatımıza yeni “direkler” ve “yelkenler” eklemekten korkmamalıyız. Kendini tanımak ve yeniden yapılanmakdan korkmamalıyız. 

Doğduğumuzda bebeğin vücudunu oluşturan bütün su, karbon ve nitrojen atomları erişkin bireyde çoktan yerini yenilerine bırakmıştır.

Acaba, doğumdaki ben ile bugünkü ben ne kadar aynı olabilir. 

Elmastaki atomlar kömürdeki ile aynıdır. Atomlar sıcak ve basınç etkisi ile  yeniden bir düzen içerisinde organize olmuştur.

Üzüm suyu ve şarap neredeyse aynıdır ve aynı zamanda çok farklıdır. 

Ekmeğin atomları buğdayınki ile aynıdır. 

Kozaya giren tırtıl ile kozadan çıkan tırtıl DNA sı aynı, atomları aynıdır. 

Böylece değişim, benliğimizin hem kaçınılmaz bir parçası hem de sürekli yenilenme ve ilerlemenin anahtarıdır.

Sorumuza geri dönelim: Theseus’un gemisi,  Theseus’un gemisi midir?

Büyük babanın baltası 

Hiç yorum yok: